DEVAM: 7- SAĞIM
HAYVANLARI BOĞAZLAMA YASAKLlĞI BABI
حدّثنا
عَلِيُّ بْنُ
مُحَمَّدٍ.
حدّثنا عَبْدُ
الرَّحْمنِ
الْمُحَارِبِيُّ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ عَبْدِ
اللهِ، عَنْ
أَبِيهِ، عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ:
حَدَّثَنِي
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي قُحَافَةَ؛
أَنَّ
رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم قَالَ
لَهُ
وَلِعُمَرَ ((انْطَلِقَا
بِنَا إِلَى
الْوَاقِفِيِّ))
قَالَ،
فَانْطَلَقْنَا
فِي
الْقَمَرِ حَتَّى
أَتَيْنَا
الْحَائِطَ.
فَقَالَ: مَرْحَباً
وَأَهْلاً.
ثُمَّ أَخَذَ
الشَّفْرَةَ.
ثُمَّ جَالَ
فِي الْغَنَمِ.
فَقَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم
((إِيَّاكَ
وَالْحَلُوبَ))
أَوْ قَالَ
((ذَاتَ
الدَّرِّ)).
في الزوائد:
في إسناده
يحيى بْنُ
عَبْدُ الله،
واهي الحديث.
Ebû Bekir bin Ebî
Kuhâfe (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) kendisine ve Ömer (bin eI-Hattab)'a: «Bizimle beraber el-Vâkıfi'ye
geliniz» buyurmuş. Ebû Bekir demiş ki: Biz (Resûl-i Ekrem ile beraber) ay
ışığında gittik. Nihayet el-Vakıfi'nin bahçesine vardık. El-Vâkıfî: Merhaba,
ehlen dedi. (yâni hoşgeldiniz diyerek sevincini açıkladı) . Sonra bıçak alarak
davar sürüsü içinde dolaştı. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) (ona): «Halûb (yâni sütlü hayvanı) boğazlamaktan sakın,» buyurdu veya
«Zatü'd-Derr (yâni süt sahibi hayvanı) boğazlamaktan sakın,» buyurdu.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde rivayeti çok zayıf olan Yahya bin Abdillah
bulunur.
AÇIKLAMA: Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini Müslim de Eşribe kitabında uzun bir metin
halinde rivayet etmiştir. İkinci hadis ise Zevaid nevindendir.
Bu hadisler.
sağım hayvanını boğazlamanın uygun olmadığına delÜlet eder. Bu hadislerdeki
yasaklama haramlık anlamında değilelir.
Müslim'deki
rivayete güre Resulullah (s.a.v.) bir gün veya bır gece evden çıkmış ve Ebu
Bekir ile Ömer (r.a.) ile karşılaşmış ve onlara: ''Bu saatte sizi evlerinizden
çıkaran nedir? diye sormuş. Onlar da: Açlık, Ya Resülallah, demişler. Resül-i
Ekrem (s.a.v.):
Nefsim elinde
bulunan (AlIah)'a yemin ederim ki ikInizi evden çıkaran (açlık) beni de
(evimden) çıkardı. Kalkın, buyurmuş. Onlar da O'nunla beraber kalkıp Ensar'dan
bir adamın -Bu adam Ebü'l-Hcysem Malik bin et-Teyyihan'dır- evine varmışlar.
Bakmışlar ki. adam evinde değil. Ev kadını Resul-İ Ekrem (s.a.v.)'i görünce:
Buyurun, hoş geldiniz, diye sevinçle karşılamış. Resülullah (s.a.v.) adamın
nerede olduğunu sormuş. Kadın da adamın içme suyu getirmeye gittiğini söylemiş.
Bu arada adam gelip, Resülullah (s.a.v.)'e ve iki arkadaşına bakıp: Allah'a
hamd olsun. Bugün misafirleri benim misafirlerimden daha kıymetli hiç kimse
yoktur, demiş. Sonra gidip bir mikdar yaş ve kuru hurma getirip onlara takdim
ederek: Bundan buyurun, yeyiniz, demiş ve bıçak almış. Bunun üzerine Resülullah
(s.a.v.) adama: Sakın sağım hayvanı kesme. huyurmuş. Adam onlar için bir lwyun
kesmiş. Onlar etten ve hurmadan yemişler, su içmişler. Yemek ve su
ihtiyaçlarını giderip karınlnnnı doyurunca: Resülullah (s.a.v.) Ebü Bekir ile
Ömer'e: ''Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin ederim ki, siz kıyamet günü bu
nimettin şükrün) den sorulacaksınız. Açlık sizi evlerinizden çıkardı. Sonra bu
nimet sizi bulduktan sonra evlerinize dönüyorsunuz,- buyurmuştur.
Müslim'deki
metinden çıkan hükümler çoktur. Bunlan öğrenmek isteyenler Müslim'in şerhi
Nevevi'ye müracaat etsinler.