3- KÖPEĞİN AVLADIĞI AV
HAYVANI (HAKKINDA GELEN HADİSLER) BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَنَّى.
حدّثنا
الضَّحَّاكُ
بْنُ
مَخْلَدٍ.
حدّثنا حَيْوَةُ
بْنُ
شُرَيْحٍ.
حَدَّثَني
رَبِيعَةُ بْنُ
يَزِيدَ.
أَخْبَرَنِي
أَبُو
إِدْرِيسَ
الْخَوْلاَنِيُّ
عَنْ أَبِي
ثَعْلَبَةَ
الْخُشَنِيِّ؛
قَالَ:
أَتَيْتُ
رَسُولَ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
فَقُلْتُ: يَا
رَسُولَ
اللهِ! إِنَّا
بِأَرْضِ
أَهْلِ
كِتَابٍ،
نَأْكُلُ فِي
آنِيَتِهِمْ.
وَبِأَرْضِ
صَيْدٍ،
أَصِيدُ بِقَوْسِى
وَأَصِيدُ
بِكَلْبِيَ
الْمُعَلَّمِ،
وَأَصِيدُ
بِكَلْبِيَ
الَّذِي
لَيْسَ
بِمُعَلَّمٍ.
قَالَ،
فَقَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم ((أَمَّا
مَاذَكَرْتَ
أَنَّكُمْ
فِي أَرْضِ
أَهْلِ
كِتَابٍ،
فَلاَ
تَأْكُلُوا فِي
آنِيَتِهِمْ.
إِلاَّ أَنْ
لاَ تَجِدُوا مِنْهَا
بُدّاً.
فَإِنْ لَمْ
تَجِدُوا
مِنْهَا بُدّاً
فَاغْسِلُوهَا
وَكُلُوا
فِيهَا.
وَأَمَا
مَاذَكَرْتَ
مِنْ أَمْرِ
الصَّيْدِ،
فَمَا
أَصَبْتَ
بِقَوْسِكَ
فَاذْكُرِ
اسْمَ اللهِ
وَكُلْ. وَمَا
صِدْتَ
بِكَلْبِكَ
الْمُعَلَّمِ،
فَاذْكُرِ
اسْمَ اللهِ
وَكُلْ. وَمَا
صِدْتَ بِكَلْبِكَ
الَّذِي
لَيْسَ
بِمُعَلَّمٍ،
فَأَدْرَكْتَ
ذَكَاتَهُ،
فَكُلْ)).
Ebû Salebe
el-Huşenî (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in yanına vararak: Biz Ehl-i Kitâb bir kavmin memleketinde (Şam'da)
bulunuyoruz. Onların kablarında yemek yiyiyoruz. Ve biz av diyaıındayız, ben
okumla av avlıyorum, eğitilmiş köpeğimle av avlıyorum ve eğitilmemiş köpeğimle
de av avlıyorum, (Ne buyuruyorsunuz?) dedim. Ebû Sa'lebe demiştir ki: Bunun
üzerine Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bana) şöyle buyurdu: «Ehl-i
Kitâb bir kavmin memleketinde bulunduğunuza dâir anlattığın hususa karşı hüküm
şudur: Ehli Kitab'ın kablarından başka kabları bulabildiğiniz sürece onların
kablarında yemek yemeyiniz. Eğer onların kablarından başka kab bulamazsanız
onların kablarını yıkayıp içinde yiyiniz. Anlattığın av işine gelince: Ok'unla
avladığını Allah adını anarak avla ve ye. Eğitilmiş köpeğinle avladığını da
Allah adını anarak avla ve ye. Eğitilmemiş köpeğinle avladığın av'ı da (diri
iken) yetişip boğazlarsan ye.»
AÇIKLAMA: 3208’de