DEVAM: 94- BÜDÜN (YANİ
KA'BE'YE GÖNDERİLEN KURBANLIK DEVE VE SIĞIRLAR) İN BOYUNLARINA KURBANLIK
NİŞANINI TAKMAK BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
أَبُو
مُعَاوِيَةَ
عَنِ الأَعْمَشِ،
عَنْ
إِبْرَاهِيمَ،
عَنِ
الأَسْوَدِ،
عَنْ
عَائِشَةَ
زَوْجِ
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم؛
قَالَتْ:
كُنْتُ
أَفْتِلُ الْقَلاَئِدَ
لِهَدْىِ
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم.
فَيُقَلِّدُ
هَدْيَةُ.
ثُمَّ يَبْعَثُ
بِهِ. ثُمَّ
يُقِيمُ لاَ
يَجْتَنِبُ شَيْئاً
مِمَّا
يَجْتَنِبُهُ
الْمُحْرِمُ.
Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in zevcesi Âişe (r.anha)'dan; Şöyle demiştir: Nebi
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in (Mekke'ye göndermek istediği) kurbanlığının
boynuna takılacak ipleri ben büküyordum. O da bu ipleri kurbanının boynuna
takıyordu. Sonra onu (Mekke'ye) gönderiyordu. Sonra ihrâmlı kimsenin sakındığı
şeylerin hiç birisinden sakınmaksızuı kendisi (Medine'de) ikâmet ediyordu.
AÇIKLAMA: Müellifimizin iki ayrı senedIe Aişe (r.anha)'den rivayet ettiği bu
hadislerinin benzerleri Kütüb-i Sitte yazarları tarafından rivayet edilmiştir.
Buhari ile
Tahavi'nin ri vayetlerinin birisinde Aişe (r.anha)'nın bu mealdeki hadisi
rivayet etmesinin sebebi açıklanmaktadır. Şöyle ki; "Amre bint-i
Abdurrahman'ın rivayetine göre Ziyad bin Ebi Süfyan, Aişe (r.anha)'ya bir
mektup göndererek Abdullah bin Abbas (r.a.)'ın: Kim Mekke'ye bir kurban
gönderirse. kurbanı orada boğazlanıncaya kadar hac ihramında bulunan kimseye
haram olan şeyler kurban sahibine de haramdır, dediğini bildirdi (yani
durumu,i,jşe'ye sormal\: istedi), Bunun Üzerine Aişe (r.anha): İbn-i Abbas'ın
dediği gibi değildir. Çünkü Resülullah (s.a.v.)'in lmrbanlıklarının boyunlanna
takılacak ipleri ben kendi elimle büktüm. Sonra Resülullah (s.a.v.) bu ipleri
kendi elleriyle kurbanlıkların boyunlanna' taktı ve kurbanlıklan babamla
CMekke'ye hicretin 9. yılı) gönderdi. Allah'ın Resülullalı (s.a.v.)'e helal
kıldığı hiç bir şey, kurbanlan kesilinceye kadar haram kılınmadı, diye cevab
verdi."
Bu babta
rivayet edilen hadisler ile benzeri hadisler, hac veya umre ihramına
girmeksizin Allah rızası için Mekke'ye kurbanlık gönderen bir kimsenin ihramlı
kimse gibi dikişli elbisesini soyması ve ihramlı kimsenin sakınması gerekli
şeylerden (kurban sahibinin) sakınmasının vacib olmadığına delalet ederler.
Yani gönderdiği kurbanı Mekke'nin harem bölgesi içinde boğazlanıncaya kadar bir
ihramlı gibi durması gereği yoktur.
Sahabilerin
ekserisi, dört mezheb imamları, Evzai ve Sevri bu hadislere dayanarak böyle
hükmetmişlerdir.
İbn-i Abbas,
Ömer, Ali (r.anhüm) ile Nehai, Ata ve İbn-i Sirin: Mekke'ye kurbanlık gönderip
boynuna kurbanlık alametini takan kimse ihrama girer.
Ayrıca kurbanı
Mekke'de boğazlanıncaya kadar kendi memleketinde oturmasına rağmen kurban
sahibine, ihramlı kimse için haram olan her şey haramdır, demişlerdir. Bu
grubun delilleri hadis kitabIarında anlatılmaktadır. Buraya aktarmaya gerek
görmüyorum.
HADİSLERDEN
ÇIKARILAN HÜKÜMLER:
1. Hac veya
umre'ye gitmeyen kimselerin Harem-i Şerif'e kurban göndermeleri müstehabtır.
2. Bu gibi
lwrbanlar hangi şehir veya köyden gönderiIirse kurbanlık alametini ayni yerde
hayvanın boynuna takmak müstehabtır.
3. Kurbanlık
gönderen bir kimse ihramlının hükmüne tabi değildir. Yani ihramlı için yasak
olan şeylerden sakınması ve kurbanı kesilinceye kadar ihramlı gibi durması
gereği yoktur.