SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-EDAHİ

<< 3137 >>

DEVAM: 6- KAÇ DAVAR BİR DEVE YERİNE YETER, BABI

 

حدّثنا أَبُو كُرَيْبٍ. حدّثنا الْمُحَارِبِيُّ وَعَبْدُ الرَّحِيمِ عَنْ سُفْيَانَ الثَّوْرِيِّ، عَنْ سَعِيدِ ابْنِ مَسْرُوقٍ. وثنا الْحُسَيْنُ بْنُ عَلِيٍّ عَنْ زَائِدَةَ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ مَسْرُوقٍ، عَنْ عَبَايَةَ بْنِ رِفَاعَةَ، عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ؛ قَالَ: كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ بِذِي الْحُلَيْفَةِ مِنْ تِهَامَةَ. فَأَصَبْنَا إِبِلاً وَغَنَماً. فَعَجِلَ الْقَوْمُ. فَأَغْلَيْنَا الْقُدُورَ قَبْلَ أَنْ تُقْسَمَ. فَأَتَانَا رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم. فَأَمَرَ بِهَا. فَأُكْفِئَتْ. ثُمَّ عَدَلَ الْجَزُورَ بِعَشَرَةٍ مِنَ الْغَنَمِ.

 

Râfi' bin Hadîc (r.a.)'den; Şöyle demidir: Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beraberinde (Yemen'deki) Tihâme'nin Zu'l-Huleyfe de idik. O esnada (düşmana âit) bir sürü deve ve davarı ele geçirdik. Arkadaşlarımız (ın bir kısmı) acele etti ve (ganimet malı olan) bu hayvanlar henüz taksim edilmeden önce (hayvanlardan boğazlayıp etini) çömleklerde pişirmeye başladık. Sonra Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yanımıza geldi de çömlekler O'nun emriyle ters çevrildi . Sonra (hayvanlar taksim edilirken) Resûl-i Ekrem deveyi on davara denk kıldı.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu babın ilk hadisi Zevaid nevindendir. İkinci hadis Kütüb-i Sitte'nin hepsinde rivayet edildiği gibi Malik, Şafii ve Ahmed tarafından da rivayet edilmiştir. Bazı rivayetlerdeki metin uzundur. Bazılan kısadır.

 

İkinci hadiste geçen Zü'l-Huleyfe, Medine-i Münevvere'den hac veya umre niyetiyle Mekke'ye gitmek isteyenlerin ihrama girecekleri Mikat yeri olan Zü'l-Huieyfe değil, Yemen tarafında kalan bir yerin ismidir.

 

Ganimet malı olan deve ve davarların bir kısmı boğazIanıp çömlekde pişirilirken Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bunu dökmesinin sebebi ile ilgili müteaddid görüşler beyan edilmiştir. Tekmile yazarı bunları anlatmaktadır. Biz sadece Kadı iyaz'ın belirttiği sebebi bildirmekle yetineceğiz. Gaziler, küfür diyarından dönüp İslam memleketine girdilÜen sonra ganimet hayvanlarından yemek istemişlerdi. Halbuki ganimet malı İslam ülkesine getirilince, taksim edilmeden önce bundan yemek caiz değildir. Fakat henüz İslam memleketine varılmadan önce, küfür diyarında gazilerin ganimet malından yemeleri caizdir.

Diğer bir husüs da çömleklerdeki etin durumudur. Acaba sadece et suyu mu döküldü, yoksa et de dökülüp atıldı mı?

 

Nevevi. sadece et suyunun döküldüğü ve çömleklerdeki etin ganimet malı meyt'mında müstehaklarına taksim edildiği görüşündedir.

Diğer bir görüşe göre çömleklerdeki et de atılıp toprağa karıştırılmıştır.

Bu hadise göre Resül-i Ekrem (s.a.v.) ganimet malı olan develeri ve davarları taksim ederken bir deveyi on davara denl\: tutmuştur. Tekmile yazan bu hususla ilgili olarak şöyle der: Söz konusu muvazenenin o günkü davarların değerine göre yapıldığı yorumu uygun görülmüştür. Belki o esnada deve nevi azdı veya kıymetliydi. Davarlar da çoktu veya cılızdı. Bu gibi nedenlerle '? gün için bir deve on davara denk sayılırdı. Bir devenin yedi kişi için mi, on kişi için mi kurban edilebilecegine dair ihtilM ve alimlerin görüşleri daha önce beyan edilmiştir.