SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-EDAHİ

<< 3144 >>

DEVAM: 8- BAYRAMDA KURBAN EDİLMESİ YASAK OLAN HAYVANLAR BABI

 

حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ. حدّثنا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ، وَمُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ، وَعَبْدُ الرَّحْمنِ وَأَبُو دَاوُدَ، وَابْنُ أَبِي عَدِيٍّ، وَأَبُو الْوَلِيدِ، قَالُوا: حدّثنا شُعْبَةُ، سَمِعْتُ سُلَيْمَانَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمنِ، قَالَ: سَمِعْتُ عُبَيْدَ بْنَ فَيْرُوزٍ؛ قَالَ: قُلْتُ لِلْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ:" حَدِّثْنِي بِمَا كَرِهَ أَوْ نَهَى عَنْهُ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الأَضَاحِيِّ. فَقَالَ:  قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم، هكَذَا بِيَدِهِ. وَيَدِي أَقْصَرُ مِنْ يَدِهِ ((أَرْبَعٌ لاَ تُجْزِئُ فِي الأَضَاحِيِّ: الْعَوْرَاءُ الْبَيِّنُ عَوَرُهَا. وَالْمَرِيضَةُ الْبَيِّن مَرَضُهَا. وَالْعَرْجَاءُ الْبَيِّنُ ظَلَعُهَا. وَالْكَسِيرَةُ الّضتِي لاَ تُنقِي)).

قَالَ: فَإِنِّي أَكْرَهْ أَنْ يَكُونَ نَقْصٌ فِي الأُذُنِ. قَالَ: فَمَا كَرِهْتَ مِنْهُ، فَدَعْهُ. وَلاَ تُحَرِّمْهُ عَلَى أَحَدٍ.

 

Ubeyd bin Feyruz (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Ben, Berâ bin Âzib (r.a.)'a: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in hoş görmediği veya yasakladığı kurbanlıkları bana anlat, dedim. Bunun üzerine Berâ, şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eliyle (dört sayısını) şöyle işaret etti. Benim elim O'nun elinden kısadır ve şöyle buyurdu: «Dört hayvan vardır ki kurban olamaz: Bir gözünün görmediği apaçık belli tek gözlü hayvan, hastalığı besbelli hasta hayvan, topallığı açıkça görülen topal hayvan ve kemiklerinde ilik kalmamış derecede zayıf olan hayvan.»

 

Ubeyd bin Feyrûz (Berâ'a): Ben kurbanlık hayvan'ın kulağında bir eksiklik olmasından hoşlanmam, demiş. Berâ (da buna cevaben): Sen (kurbanlık olmasından) hoşlanmadığın (hayvan)ı bırak. Fakat onu hiç kimseye yasaklama, demiştir.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu hadisi, diğer sünen sahibIeri, Malik, Ahmed, İbn-i Hibban, Hakim ve Darimi de rivayet etmişlerdir.

 

Hadiste geçen bazı kelimeleri açıklayayım:

 

Avra: Bir gözü görmeyen hayvan manasında kullanılmıştır. Meriza: Hasta hayvan manasında kullanılmıştır.

Arca: Topal hayvan manasında kullanılmıştır.

Kesire: Bunun asıl manası, ayağı kırık olan dişi canlı demektir.

Burada zayıf hayvan manası kasdedilmiştir. Nitekim Tirmizi'nin rivayetinde bu kelime yerine "Acfa" kelimesi kullanılmıştır. Bazıları bunu ayağı kırık olan hayvan manasına yorumlamışlardır.

Yukarıda sayılan kusurlar apaçık olduğu takdirde kurban edilmeye manidir. Hafif olduğu takdirde ise mani değildir. Şu halde bir gözü biraz gören hayvanın diğer gözü sağlam olursa kurban edilebilir.

Hayvanın hastalığının besbelli olmasının ölçüsü; sürüyle beraber normal yÜrüyememesidir.

Hayvanın topallığının apaçık olmasının ölçüsü de; sürüden geri kalmasıdır.

Hadiste geçen "Tünkı" fiili, İnkaa masdanndan türemedir. İnkaa'ın kökü olan Nikı, kemik iliğidir. Şu halde kemiklerinde ilik kalmamış derecede zayıf olan hayvan kurban edilemez.

HADİsİN fıKıH YÖNÜ:

Kurban edilecek hayvanın anılan kusurlardan hiç birini taşımaması şarttır. Anılan kusurlardan birisi aşikar biçimde bulunduğu takdirde kurban edilmeye manidir. Nevevi bu hususta alimlerin ittifakı bulunduğunu beyan eder. Körlük, bir ayağın kesik olması gibi daha büyük kusuru, eksikliği olan ayıph hayvan da kurban olamaz.

Hadiste söz konusu edilen kulaktaki eksiklik ile ilgili hüküm bundan önceki hadisin fıkıh bölümünde anlatıldığı için tekrarlamaya gerek görmüyorum.

Hadisin ravisi Ubeyd bin Feyrüz eş-Şeybani Ebu'd-Dahhak el-Küfi. Bera bin Azib (r.a.)'den rivayettc bulunmuştur. Ravisi de Süleyman bin Abdirrahman ed-Dımeşki'dir. Ebu Hatim ile Nesai onun sıka olduğunu söylemişlerdir. Sünen sahibIeri onun hadislerini rivayet etmişlerdir.