DEVAM: 13- KURBANINI
KENDİ ELİYLE KESEN (KİMSE HAKKINDA GELEN HADİSLEH) BABI
حدّثنا
هِشَامُ بْنُ
عَمَّارٍ.
حدّثنا عَبْدُ
الرَّحْمنِ
بْنُ سَعْدِ
بْنِ
عَمَّارِ بْنِ
سَعْدٍ،
مُؤَذِّنِ
رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم.
حَدَّثَنِي
أَبِي عَنْ أَبِيهِ،
عَنْ
جَدِّهِ؛
أَنَّ
رَسُولَ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم ذَبَحَ
أُضْحِيَّتَهُ
عِنْدَ
طَرَافِ
الزُّقَاقِ،
طَرِيقِ بَنِي
زُرَيْقٍ،
بِيَدِهِ،
بِشفْرَةٍ.
Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)"in müezzini Sa'd (bin Aiz el-Karaz) (r.a.)*den rivayet edildiğine göre:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), kurbanını Zürayk oğulları yolu olan
sokağın kenarında kendi eliyle, keskin bir bıçakla boğazladı.
AÇIKLAMA: Enes (r.a.)'ın hadisinin bir benzeri 3120 numarada geçti. Gerekli bilgi
orada verildiği için burada ayrıca izahat vermeye lüzum görmüyorum.
Sa'd (r.a.)'ın
hadisinin Zevaid nevinden olduğuna dair bir kayıt yoktur. Ancak Hulasa'da
verilen bilgiye göre bu zatın hadislerini Kütüb-i Sitte yazarlarından yalnız
İbn-i Mace rivayet etmiştir. Bu itibarla hadisin Zevaid nevinden olması
ihtimali kuvvetlidir.
Hadisler,
kişinin kendi kurbanını kendi eliyle kesmesinin müstehablığına ve boğazlarken
sağ ayağını kurbanın sağ yanına basmasının da müstehablığına delalet eder.
Kişinin kurban
kesmeyi beceremediği takdirde başkasına vekalet vermekle beraber, kendisinin de
hazır bulunması müstehabtır. Nitekim Tabarani ile Hakim'in İmran bin Husayn
(r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadise göre Resül-i Ekrem (s.a.v.) kızı Fatime
(r.anha)'ya kurbanı kesilirken başında hazır bulunmasını emrederek faziletini
beyan buyurmuştur.