SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-ET’İME

<< 3258 >>

DEVAM: 3- MÜ'MİN BiR MİDESİNE KOYMAK İÇİN YER. KAFİR DE YEDİ BARSAĞINA DOLDURMAK İÇİN YER, BABI

 

حدّثنا أَبُو كُرَيْبٍ. حدّثنا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ بُرَيْدِ بْنِ عَبْدِ اللهِ، عَنْ جَدِّهِ أَبِي بُرْدَةَ، عَنْ أَبِي مُوسى؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم

 ((الْمُؤْمِنُ يَأْكُلُ فِي مِعىً وَاحِدٍ، وَالْكَافِرُ يَأْكُلُ فِي سَبْعَةِ أَمْعَاءٍ)).

 

Ebû Musâ (el-Eş'arî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Mu'min bir midesine koymak için yer. Kâfir de yedi bağırsağını doldurmak için yer.

 

 

AÇIKLAMA:     Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini Buhari de rivayet etmiştir. İbn-i Ömer (r.a.)'nın hadisini Buhari, Müslinı ve Tirmizi de rivayet etmişlerdir. Ebu Musa (r.a.)'ın hadisi Müslim tarafından da rivayet edilmiştir.

 

Ayni mealdeki bu hadislerden kasdedilen mana hakkında değişik görüşler beyan edilmiştir. Yukarda anılan hadis kitablarının şerhlerinde alimlerce beyan edilen görüşlerin hepsi nakledilmiştir. Bazılarına göre bu hadislerden maksad zahiri manası değildir. Maksad mü'min ile kafil'in dünya nimetlerine karşı tutumlarını belirtmektir. Yani mü'min'in dünya nimetlerine ve malına ihtirası ve düşkünlüğü yoktur. Kafir ise dünyalığa düşkün ve ihtiraslıdır. Bu itibarla sanki mü'min bir midesine koymak için yer ve kafir yedi bağırsağını doldurup karnını şişirmek için yer. Hadisler böyle yorumlanınca, bağırsakların ve yemek yemenin hakiki manası kasdedilmemiş olur. Maksad mü'min'in dünyalığa pek rağbet etmemesi ve kafirin dünyalığa düşkünlüğüdür. Dünyalığı ele geçirme anlamı yemekle ve dünyalığı elde etme yolları da bağırsaklarla ifade edilmiştir.

Bir görüşe göre kasdedilen mana şudur; Mü'min helallokma yer.

Kafir ise helallokma yanında haram lokma da yer. Helal lokma, haram lokmaya nazaran az kazanılır.

 

Başka bir görüşe göre mana şöyledir: Oburluk kafirin sıfatıdır.

Bu itibarla mü'min boğazına düşkün olmamalı ve fazla yemek yememelidir.

Bazı alimlere göre hadisler zahiri manasında kullanılmıştır. El-Hafız. hadislerin zahiri manasında kullanıldığını söyleyen alimlerin açıkladıkları yedi görüş ve yorumu naklen bildirmiştir. Tuhfe yazarı da el-Hafız'dan naklen bu yorumları beyan ettikten sonra ikinci yorumu tercih ettiği için ben sadece bu ikinci görüşü açıklamakla yetineyim. Arzu edenler anılan kitabIara baş vurmak suretiyle diğer yorumları öğrenebilirler: Hadislerden kasdedilen mana şudur; Mü'min'e yakışan az yemesi ve tıka basa yememesidir. Çünkü o biliyor ki, Şeriat'a göre yemekten maksad, açlığı gidermek ve ibadet edebilmesi için güçlü olmaktır. O, lüzumundan fazla yemeğin hesabını vermekten korkar. Fakat kafir onun aksine hareket eder. Çünkü o, şer'i amaç tanımaz ve nefsinin esiri durumundadır. Nefsini tatmin etmesi için ne gerekirse onu yapar ve helal haram demeden şehvetinin peşinde koşar. Durum bu olunca mü'min'in yemeği kafir'in yemeğine nisbeten sınırlı ve azdır. Bu nisbetin tesbiti için belirli bir sayı söz konusu değildir. Hadiste yedi sayısı var ise de sayı durumu kasdedilmemiştir. Gaye mü'min'in yemeğinin çoğu zaman kafirin yemeğinden azlığını belirtmektir. Amaç bu olunca ve hadis böyle yorumlanınca, her mü'min'in mutlaka her kafir'den az yemek yemesinin gerekliliği ve durumun böyle olduğu anlamı kasdedilmemiştir. Nitekim bazı kafirler sağlığını korlima, midesinin rahatsızlığı ve rahiblerin telkini gibi nedenlerle mü'min'lerden az yemek yerler. Bir kısım mü'min'ler de alışkanlığı, bir iç rahatsızlığı veya başka sebeblerle obur olur ve kafirlerden fazla yemek yerler. Bu hal genel prensibi bozmaz ve mü'min'lere yakışan yaşantı ile kafir'in yaşantısı arasındaki mukayescyi gölgelemez.