30- KADİD (YANİ
TUZLANIP GÜNEŞTE KURUTULAN ET) BABI
حدّثنا
إِسْمَاعِيلُ
بْنُ أَسَدٍ.
حدّثنا جَعْفَرُ
بْنُ عَوْنٍ.
حدّثنا
إِسْمَاعِيلُ
بْنُ أَبِي
خَالِدٍ،
عَنْ قَيْسِ
بْنِ أَبِي
حَازِمٍ،
عَنْ أَبِي
مَسْعُودٍ؛
قَالَ: أَتَى
النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم رَجُلٌ.
فَكَلَّمَهُ.
فَجَعَلَ
تُرْعَدُ
فَرَائِصُهُ.
فَقَالَ لَهُ: ((هَوِّنْ
عَلَيْكَ.
فَإِنِّي
لَسْتُ بِمَلِكٍ.
إِنَّمَا
أَنَا ابْنُ
امْرَأَةٍ تَأْكُلُ
الْقَدِيدَ)).
قَالَ أَبُو
عَبْدِ اللهِ:
إِسْمَاعِيلُ،
وَحْدَهُ،
وَصَلَهُ.
في الزوائد:
هذا إسناد
صحيح، ورجاله
ثقات.
وقال
السيوطيّ:
قَالَ ابْنِ
عساكر: هذا
الحديث معدود
في أفراد
ابْنِ ماجة.
وقد استغربه
حجاج بْنُ
الشاعر. وأشار
على إسماعيل
أن لا يحدث به
إلا مرة في
السنة،
لغرابته. ثم
أخرج عَنْ الحسن
بْنُ عبيد
قال: سمعت
ابْنِ أبي
الحارث يقول:
بعث إليّ حجاج
بْنُ الشاعر،
فقال: لا تحدث
بهذا الحديث
إلا من سنة
إلى سنة. فقلت
للرسول: اقرأه
السلام وقل:
ربما حدث به
في اليوم
مرات. قَالَ ابْنِ
عساكر: وقد
تابع
إسماعيلَ
عليه محمدُ
بْنُ إسماعيل
بْنُ علية
قاضي دمشق.
وسرقه مُحَمَّدُ
بْنُ الوليد
ابْنِ أبان.
وقال ابْنِ
عديّ: هذا
الحديث سرقه
ابْنِ أبان من
إسماعيل بْنُ
أبي الحارث
القطان. وسرقه
منه أيضا عبيد
بْنُ الهيثم
الحلبيّ.
ورواه زهير
وابن عيينة
ويحيى القطان
عَنْ أبي خالد
مرسلا. والمحفوظ
عَنْ إسماعيل
بْنُ أبي خالد
عَنْ قيس، مرسلا.
من غير ذكر
أبي مسعود.
Ebû Mes'ûd
(r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir (gün bir) adam Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in yanına geldi ve O'nunla konuştu. Konuşma esnasında (korkusundan)
ferisaları (omuzları ile yanları arası) titremeye başladı. Bunun üzerine
Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), adama: (Görüşmeyi) kendine
kolaylaştır. (Yâni korkma, sakin ol). Çünkü ben şüphesiz, bir kral değilim.
Şüphesiz ben, tuzlanıp güneşte kurutulan et yiyen bir kadının oğluyum, buyurdu.
Ebû Abdillah
(İbn-i Mâceh) dedi ki: Bu hadisi yalnız İsmail, Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'e ulaştırmıştır. (Yani diğerleri bunu Kays'tan mürsel olarak rivayet
etmişler).
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bu hadlsin senedi sahih olup ravileri sıka zatlardır.
AÇIKLAMA: Bu hadis Zevaid nevindendir. Hadisin sonundaki İbn-i Mace'ye Ait sözden
maksad şudur: Bu hadisi rivayet eden zatlar, bunu İsmail bin Ebi Halid
aracılığıyla Kays bin Ebi Hazim'den mürselolarak rivayet etmişler ve sahabi
olan ravi Ebu Mes'ud'dan söz etmemişlerdir. Böylece senedde bir kopukluk
olmuştur. Fakat İsmail bin Esed bunu Kays bin Ebi Hazim aracılığıyla Ebu Mes'ud
(r.a.)'den rivayetle Nebi (s.a.v.)'e ulaştırmıştır. Bu rivayete göre hadis
merfüdur, senedinde bir kopukluk yoktur..... Hadis, Resül-i Ekrem (s.a.v.)'in
teva,zuunu ifade eder.