SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’T-TIB

<< 3494 >>

DEVAM: 24- (TEDAVİ MAKSADI İLE) DAĞLANAN. BABI

 

حدّثنا عَلِيُّ بْنُ أَبِي الْخَصِيبِ. حدّثنا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ أَبِي الزُّبَيْرِ، عَنْ جَابِرِ ابْنِ عَبْدِ اللهِ؛ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم كَوَى سَعْدَ بْنَ مُعَاذٍ فِي أَكْحَلِهِ، مَرَّتَيْنِ.

 

Câbir bin Abdullah (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sa'd bin Muaz (r.a.)'ın ekhal (denilen kol damarı) nı İki defa dağladı.

 

 

AÇIKLAMA:     Bu babın ilk hadisinin başkaca kim tarafından rivayet edildiğini tesbit edemedim. Bu hadiste geçen Zübaha ve Zübha bir nevi boğaz hastalığıdır. En-Nihaye'de: Bu hastalık boğazda bir yara biçiminde gelişir ve nefesin çıkmasına engelolacak şekilde boğazı tıkar. Bazılanna göre bu hastalık kanın boğazda birikimi ve boğazın şişmesi şeklinde gelişir ve nefes alıp vermeyi engellemekle öldürür, diye bilgi verilmiştir.

 

Sa'd bin Zürare (r.a.)'ın durumunu nakleden ravi Yahya bin Sa'd bin Zürare'nin sahabiliği meselesi ihtilaflıdır. Ravisi ise kardeşinin oğlu Muhammed bin Abdirrahman bin Sa'd bin Zürare" dir. Hadisin sened kısmında Muhammed, amcası Yahya hakkında "Bizden ona benzeyen bir adama yetişmedim" demekle onun ilmi faziletini ve kudretini belirtmek istemiş olabilir. Sa'd bin Zürare (r.a.)'ın Muhammed bin Abdirrahman'ın ana tarafından dedesi olduğu ifade ediliyor. Bunda müşkil bir nokta var: Eğer Muhammed, Abdurrahman'ın öz oğlu Abdurrahman da Sa'd 'ın öz oğlu ise Sa'd. Muhammed . in ana tarafından değil de baba tarafından dedesi olur. Ancak Tirmizi'nin şerhi Tuhfe'de Muhammed'in baba ve dedeleri şöyle sıralanmıştır: Muhammed bin Abdirrahman bin AbdiIlah bin Abdirrahman bin Sa'd bin Zürare. Durum böyle olursa müşkil çözümlenmiş sayılır.

 

Hülasa'nın beyanına göre Yahya'nın hadtsini yalnız müellifimiz rivayet etmiştir. Bu durum, mezkür hadisin Zevaid nevinden olduğunu gösterir. Fakat Zevaid nevinden olduğuna dair Sindi'nin notu yoktur.

 

Cabir (r.a.)'ın ilk hadisinin benzeri Müslim ve Ahmed, ikinci hadisi Müslim ve Ebü Davud tarafından da rivayet edilmiştir.

 

Her iki hadiste geçen "Ekhal" kolda olup, ondan kan almaya müsaid bir damardır. Müslim' in bir rivayetinde Cabir (r.a.). Übey bin Ka'b (r.a.)'ın Ahzab günü, yani Hendek savaşı günü (düşman tarafından) atılan bir ok ile kolur un Ekhal denilen damarından yaralandığı ve (kanını durdurmak için) Nebi (s.a.v.)'in onun o damarını yaktığını rivayet etmiştir.

 

Übey (r.a.) bu yaradan kurtulmuş ve iyileşmiştir. Hz. Osman (r.a.)'ın hilMeti zamanına kadar yaşamıştır.

 

Sa'd bin Muaz (r.a.) ise Hendek savaşında aldığı yaradan kurtulamamış olup fazla kan kaybetmesi neticesinde şehidlik şerbetini içmiştir.

 

Bu bab ta rivayet olunan hadisler, gerektiğinde son çare olarak tedavi maksadı ile ve Allah'tan şifa beklemek üzere dağlamanın ve dağlanmanın caizliğine delalet eder.