60- PEYNİR VE SADE YAĞ
YEMEK BABI
حدّثنا
إِسْمَاعِيلُ
بْنُ مُوسى
السُّدِّيُّ.
حدّثنا
سَيْفُ بْنُ
هَارُونَ،
عَنْ سُلَيْمَانَ
التَّيْمِيِّ،
عَنْ أَبِي
عُثْمَانَ
النَّهْدِيِّ،
عَنْ
سَلْمَانَ
الْفَارِسيِّ؛
قَالَ: سُئِلَ
رَسُولُ
اللهِ صلى الله
عليه وسلم
عَنِ
السَّمْنِ
وَالْجُبْنِ
وَالْفِرَاءِ؟
قَالَ: ((الْحَلاَلُ
مَا أَحَلَّ
اللهُ فِي كِتَابِهِ.
وَالْحَرَامُ
مَاحَرَّمَ
اللهُ فِي
كِتَابِهِ.
وَمَا سَكَتَ
عَنْهُ
فَهُوَ عَفَا
عَنْهُ)).
Selmân-i Fârisî (r.a.)'dan;
Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sâde yağ, peynir ve
firâ (yâni yabanî eşek veya deriden mamul elbise) hükmü soruldu. Resûl-i Ekrem
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Helâl, Allah'ın, Kitâb'ında (açık veya kapalı
olarak) helâlliğini bildirdiği, haram da Allah'ın, Kitâb'ında haramlığını
bildirdiği şeydir. Kitâb'ın söz etmediği (yâni helâl veya haram olduğunu
belirtmediği) şey de, Allah'ın afiv ettiği (yâni mubah kıldığı) şeylerdendir.»
AÇIKLAMA: Tirmizi bu hadisi Libas kitabında "Fira'ı giymek" başlığı
altında. açtığı babta rivayet etmiştir. Hadisinsenedinde bulunan Seyf bin Harun
Tuhfe'de zayıf olarak tanıtılmıştır. Tirmizi'nin bir rivayetinde ayni ravi
mevcuttur. Diğer bir rivayetinde ise bu ravi yoktur. Fakat o rivayette hadis
Selman (r.a.) üzerinde mevkuftur. Yani Selman'ın sözü olarak rivayet
olunmuştur. Hakim de bu hadisi rivayet etmiştir.
Hadisin
metninde geçen "Fira" kelimesi iki manaya yorumlanmıştır: El-Kari: Bu
kelime Fera veya Fera'nın çoğuludur, yabani eşek manasmadır. El-Kadı demiş ki,
bir kavle göre bu kelime Ferv'in çoğuludur. Ferv, deriden mamul elbisedir.
Tirmizi gibi bazı hadisçilerin bu hadisi Libas, yani elbise bölümünde rivayet
etmesi, bu ikinci yorumu teyid eder. İbn-i Mace ise bunu sade yağ ve peynir babında
rivayet etmiştir, der. Yani İbn-i Mace'nin bu hadisi Yiyecekler bölümünde
rivayet etmesi birinci yorumu teyid eder. Bazı ilim adamlarımız birinci yorumu,
yani bu keltme ile deriden mamul elbise anlamını tecrid ederek; Sahabilerin
deriden mamul elbiseyi giymenin hükmünü sormaları sebebine gelince, gayri
müslimler murdar hayvan derisini tabaklamadan elbise yapıp giyerlerdi.
Sahabiler onların durumuna düşmekten korkarak bunu sormuşlardır, derler. Hadis
alimlerinin bı hadisi elbise bölümünde rivayet etmeleri bu görüşü takviye eder
diye bilgi vermiştir.
Hulasa Fera
kelimeui ya deriden mamul elbise, ya da yabani eşek manasınadır. Deriden mamul
elbiseyi giymekte bir sakınca yoktur. Murdar hayvan derisine gelince, bu
tabaklandığı zaman yıkanıp temizlendikten sonra giyilebilir ve başka türlü de
kullanılabilir. Bu konu 3609 - 3612 nolu hadisler bölümünde anlatılacaktır.
Yabani eşek etine gelince, bu konu 3193 - 3196 nolu hadisler bölümünde
geçmiştir. Oraya bakılabilir.
Sindi, hadisin
izahı bölümünde özetle şöyle der: "Bu hadisin zahirine göre helal ve haram
hükümleri yalnız Kur'an-ı Kerim ayetlerinden çıkar ve helal veya harama ait hiç
bir hüküm hadisler ile sabit olamaz. Halbuki durum böyle değildir ve;
"Bilmiş olun uz ki bana Kur an ve onunla beraber onun misli verildi"
hadisine aykırıdır. (Müellifimizin 12. hadisine bakınız). Resül-i Ekrem
(s.a.v.) de bir şeyin haramlığını bildiren hadisleri tutmayıp bu hükmün
Kur'an'da yer almamasını mazeret, gerekçe gösteren kimseleri yermiştir.
(MüeHifimizin 13 nolu hadisine bakınız) ."
Yukarda
belirtilen sebeblerle bu hadis zahiri manasına göre degildir, şöyle
yorumlanması gerekir: "AUah'ın Kur'an-ı Kerim'de helal veya haram kıldığı
şeyler" ifadesinden maksad Kur'an'da açıkça bildirilen hükümler ile
konulan genel hükümlerdir. "Allah'a itaat ediniz ve Allah'ın Resülüne
itaat ediniz" gibi ayetler genel hükümleri ifade ederler. Durum ve yorum
bu olunca; bu hadiste anılan peynir, sade yağ, yabani eşek veya deriden mamul
elbise, Allah'ın, Kitab'ında helal kılınmış şeylerden sayılır. Çünkü Resülullah
(s.a.v.) bu hükümleri beyan buyurmuştur. Kur'an-ı Kerim'in yukardaki ayeti ve
benzeri ayetler Resül-i Ekrem (s.a.v.)'e itaat etmeyi emreder. Şu halde bu
hükümler Kur'an ile sabittir. Sade yağın helallığı Buhari ve Müslim' in rivayet
ettikleri hadisle sabittir. Peynir'in helcUlığı da Ebü Davud'un rivayet ettiği
hadisle sabittir.
Yabani eşek eti
ve tabaklanan deri ile ilgili hükümler de yukarda numaralan verilen hadislerle
sabittir.
Hadis bu
şekilde yorumlanınca; sade yağ ve peynir ile yabani eşek eti veya derinin
elbise olarak kullanılması hükümleri Allah'ın söz konusu etmediği hükümlerden
sayılmaz. Keza, hadisten maksad anılan bu şeylerin, sözü edilmeyen neviden
olduğunu bildirmek değil, maksad, helltı ve haramı tanımak için genel bir kural
koymaktır.
Durum bu olunca
bu hadis; "Allah, şüphesiz size bazı şeyleri emretmiştir. Siz bunlan
yerine getiriniz. Bazı şeyleri de size yasaklamıştır. Bunlardan da sakınınız ve
katından bir rahmet olarak bazı şeyledin helal veya haramlığın)dan söz
etmemiştir. Artık siz de o şeyleri sormayınız" hadisine muvafık olur.
Hadis,
haramlığı hakkında bir hüküm bulunmayan şeylerde asıl olanın helallık oldUğuna
delalet eder.
Şevkani de, en-Neyl'de:
Helal ve haram kılma hükümlerinin Kur'an-ı Kerim'e inhisar ettiğine delalet
eden bu ve benzeri hadislerden maksad, Kur'an-ı Kerim'de bulunan özel hükümler
yanında genel 'hükümler ve işaretler, eşyaların helallığına veya haramlığına
delalet eder. Maksad şu olabilir: Hükümlerin çoğu, Kur'an-ı Kerim'de açık veya
kapalı biçimde bulunur. "Bana Kur'an-ı Kerim ve onunla beraber onun misli
verildi" mealindeki sahih hadis bunu gösterir, der.