SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-ET’İME

<< 3367 >>

60- PEYNİR VE SADE YAĞ YEMEK BABI

 

حدّثنا إِسْمَاعِيلُ بْنُ مُوسى السُّدِّيُّ. حدّثنا سَيْفُ بْنُ هَارُونَ، عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِيِّ، عَنْ أَبِي عُثْمَانَ النَّهْدِيِّ، عَنْ سَلْمَانَ الْفَارِسيِّ؛ قَالَ: سُئِلَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم عَنِ السَّمْنِ وَالْجُبْنِ وَالْفِرَاءِ؟ قَالَ:  ((الْحَلاَلُ مَا أَحَلَّ اللهُ فِي كِتَابِهِ. وَالْحَرَامُ مَاحَرَّمَ اللهُ فِي كِتَابِهِ. وَمَا سَكَتَ عَنْهُ فَهُوَ عَفَا عَنْهُ)).

 

Selmân-i Fârisî (r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e sâde yağ, peynir ve firâ (yâni yabanî eşek veya deriden mamul elbise) hükmü soruldu. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Helâl, Allah'ın, Kitâb'ında (açık veya kapalı olarak) helâlliğini bildirdiği, haram da Allah'ın, Kitâb'ında haramlığını bildirdiği şeydir. Kitâb'ın söz etmediği (yâni helâl veya haram olduğunu belirtmediği) şey de, Allah'ın afiv ettiği (yâni mubah kıldığı) şeylerdendir.»

 

 

AÇIKLAMA:     Tirmizi bu hadisi Libas kitabında "Fira'ı giymek" başlığı altında. açtığı babta rivayet etmiştir. Hadisinsenedinde bulunan Seyf bin Harun Tuhfe'de zayıf olarak tanıtılmıştır. Tirmizi'nin bir rivayetinde ayni ravi mevcuttur. Diğer bir rivayetinde ise bu ravi yoktur. Fakat o rivayette hadis Selman (r.a.) üzerinde mevkuftur. Yani Selman'ın sözü olarak rivayet olunmuştur. Hakim de bu hadisi rivayet etmiştir.

 

Hadisin metninde geçen "Fira" kelimesi iki manaya yorumlanmıştır: El-Kari: Bu kelime Fera veya Fera'nın çoğuludur, yabani eşek manasmadır. El-Kadı demiş ki, bir kavle göre bu kelime Ferv'in çoğuludur. Ferv, deriden mamul elbisedir. Tirmizi gibi bazı hadisçilerin bu hadisi Libas, yani elbise bölümünde rivayet etmesi, bu ikinci yorumu teyid eder. İbn-i Mace ise bunu sade yağ ve peynir babında rivayet etmiştir, der. Yani İbn-i Mace'nin bu hadisi Yiyecekler bölümünde rivayet etmesi birinci yorumu teyid eder. Bazı ilim adamlarımız birinci yorumu, yani bu keltme ile deriden mamul elbise anlamını tecrid ederek; Sahabilerin deriden mamul elbiseyi giymenin hükmünü sormaları sebebine gelince, gayri müslimler murdar hayvan derisini tabaklamadan elbise yapıp giyerlerdi. Sahabiler onların durumuna düşmekten korkarak bunu sormuşlardır, derler. Hadis alimlerinin bı hadisi elbise bölümünde rivayet etmeleri bu görüşü takviye eder diye bilgi vermiştir.

 

Hulasa Fera kelimeui ya deriden mamul elbise, ya da yabani eşek manasınadır. Deriden mamul elbiseyi giymekte bir sakınca yoktur. Murdar hayvan derisine gelince, bu tabaklandığı zaman yıkanıp temizlendikten sonra giyilebilir ve başka türlü de kullanılabilir. Bu konu 3609 - 3612 nolu hadisler bölümünde anlatılacaktır. Yabani eşek etine gelince, bu konu 3193 - 3196 nolu hadisler bölümünde geçmiştir. Oraya bakılabilir.

 

Sindi, hadisin izahı bölümünde özetle şöyle der: "Bu hadisin zahirine göre helal ve haram hükümleri yalnız Kur'an-ı Kerim ayetlerinden çıkar ve helal veya harama ait hiç bir hüküm hadisler ile sabit olamaz. Halbuki durum böyle değildir ve; "Bilmiş olun uz ki bana Kur an ve onunla beraber onun misli verildi" hadisine aykırıdır. (Müellifimizin 12. hadisine bakınız). Resül-i Ekrem (s.a.v.) de bir şeyin haramlığını bildiren hadisleri tutmayıp bu hükmün Kur'an'da yer almamasını mazeret, gerekçe gösteren kimseleri yermiştir. (MüeHifimizin 13 nolu hadisine bakınız) ."

 

Yukarda belirtilen sebeblerle bu hadis zahiri manasına göre degildir, şöyle yorumlanması gerekir: "AUah'ın Kur'an-ı Kerim'de helal veya haram kıldığı şeyler" ifadesinden maksad Kur'an'da açıkça bildirilen hükümler ile konulan genel hükümlerdir. "Allah'a itaat ediniz ve Allah'ın Resülüne itaat ediniz" gibi ayetler genel hükümleri ifade ederler. Durum ve yorum bu olunca; bu hadiste anılan peynir, sade yağ, yabani eşek veya deriden mamul elbise, Allah'ın, Kitab'ında helal kılınmış şeylerden sayılır. Çünkü Resülullah (s.a.v.) bu hükümleri beyan buyurmuştur. Kur'an-ı Kerim'in yukardaki ayeti ve benzeri ayetler Resül-i Ekrem (s.a.v.)'e itaat etmeyi emreder. Şu halde bu hükümler Kur'an ile sabittir. Sade yağın helallığı Buhari ve Müslim' in rivayet ettikleri hadisle sabittir. Peynir'in helcUlığı da Ebü Davud'un rivayet ettiği hadisle sabittir.

 

Yabani eşek eti ve tabaklanan deri ile ilgili hükümler de yukarda numaralan verilen hadislerle sabittir.

 

Hadis bu şekilde yorumlanınca; sade yağ ve peynir ile yabani eşek eti veya derinin elbise olarak kullanılması hükümleri Allah'ın söz konusu etmediği hükümlerden sayılmaz. Keza, hadisten maksad anılan bu şeylerin, sözü edilmeyen neviden olduğunu bildirmek değil, maksad, helltı ve haramı tanımak için genel bir kural koymaktır.

 

Durum bu olunca bu hadis; "Allah, şüphesiz size bazı şeyleri emretmiştir. Siz bunlan yerine getiriniz. Bazı şeyleri de size yasaklamıştır. Bunlardan da sakınınız ve katından bir rahmet olarak bazı şeyledin helal veya haramlığın)dan söz etmemiştir. Artık siz de o şeyleri sormayınız" hadisine muvafık olur.

 

Hadis, haramlığı hakkında bir hüküm bulunmayan şeylerde asıl olanın helallık oldUğuna delalet eder.

Şevkani de, en-Neyl'de: Helal ve haram kılma hükümlerinin Kur'an-ı Kerim'e inhisar ettiğine delalet eden bu ve benzeri hadislerden maksad, Kur'an-ı Kerim'de bulunan özel hükümler yanında genel 'hükümler ve işaretler, eşyaların helallığına veya haramlığına delalet eder. Maksad şu olabilir: Hükümlerin çoğu, Kur'an-ı Kerim'de açık veya kapalı biçimde bulunur. "Bana Kur'an-ı Kerim ve onunla beraber onun misli verildi" mealindeki sahih hadis bunu gösterir, der.