17- (BAŞKASININ EVİNE
GİRMEK İÇİN) İZİN İSTEMEK BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرٍ.
حدّثنا
يَزِيدُ بْنُ
هَارُونَ.
أَنْبَأَنَا
دَاوُدُ بْنُ
أَبِي هِنْدٍ
عَنْ أَبِي
نَضْرَةَ،
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ؛
أَنَّ أَبَا
مُوسى
اسْتَأْذَنَ
عَلَى عُمَرَ
ثَلاَثاً.
فَلَمْ
يُؤْذَنْ
لَهُ. فَانْصَرَفَ.
فَأَرْسَلَ
إِلَيْهِ
عُمَرُ:
مَارَدَّكَ؟
قَالَ:
اسْتَأْذَنْتُ
الاِسْتِئْذَانَ
الَّذِي
أَمَرَنَا
بِهِ رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
ثَلاَثاً،
فَإِنْ أُذِنَ
لَنَا دَخَلْنَا،
وَإِنْ لَمْ
يُؤْذَنْ
لَنَا، رَجَعْنَا.
قَالَ،
فَقَالَ:
لَتَأْتِيَنِّي،
عَلَى هذَا،
بِبيِّنَةٍ،
أَوْ
لأَفْعَلَنَّ.
فَأَتى
مَجْلِسَ
قَوْمِهِ.
فَنَاشَدَهُمْ.
فَشَهِدُوا
لَهُ.
فَخَلَّى
سَبِيلَهُ.
Ebu Said-i Hudri
(r.a.)'den şöyle demiştir: Ebu Musa (el-Eş'ari) (r.a.) Ömer (r.a.)'ın yanına
girmek için üç defa izin istedi ve kendisine izin verilmedi. O da geri döndü.
Sonra Ömer (r.a.), Niçin geri döndün ? diye o'na haber gönderdi. Ebu Musa
(r.a.): Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bize emrettiği üç kez
izin isteme usulü ile izin istedim. Sonra bize izin verilirse gireriz ve bize
izin verilmezse geri döneriz, dedi. Ebu Said dediki: Bunun üzerine Ömer (r.a.):
And olsun ki ya
sen bu hadis'in subutuna dair bana bir şahid getireceksin veya ben (sana
yapacağımı) yaparım, dedi. Bunun üzerine
Ebu Musa kavminin meclisine (Ensar'ın toplu bulunduğu yere) varıp onların bu
hadis'in subutuna şahidlik etmelerini istedi. Onlar da onun için şahidlik
ettiler de Ömer, onu serbest bıraktı.
AÇIKLAMA: Bu hadis Kütüb-i Sitte'nin hepsinde benzer lafızlarla rivayet olunmuştur.
Bu rivayette Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e ait buyruk sarahaten anılmamıştır. Müslim
ve Ebu Davud'un riv;ıyetinde bu buyruk şöyledir: ''Biriniz (başkasının evine
girmek için) üç defa izin ister de ona izin verilmediği zaman o kimse geri
dönsün, ''
İsti'zan : İzin
istemektir. Burada ziyaret etmek isteyen kimsenin, ziyaret edeceği zatın yanına
girmesi için izin istemesi manasında kullanılmıştır. İzin istemeden girmek
İsıÜm Üdabına aykındır. İzin isteme işi üç defa tekrarlanır Şayet izin
verilirse girilir. Aksi takdirde geri dönÜlür.
Nevevi,
Müslim'in şerhinde bu hadisin izahı bölümünde şu bilgiyi ,verir:
Alimler
isti'zan'ın, yani izin istemenin meşruluğu hususunda icmÜ etmişlerdir. Kur'an-ı
Kerim, Sünnet, yÜni sahih hadisler ve ümmetin icması bu hükmün delilleridir.
Sünnet olan isti'zan şekli şöyledir: Ziyaretçi, selam vererek içeri girmek için
izin ister. Bunu üç defa tekrarlar. Şu halde ziyÜretçi selam vermeyi ve izin
istemeyi birleştirir. Önce sehım verip sonra izin istemenin mi, yoksa önce izin
isteyip sonra selam vermenin mi müstehap olduğu husüsunda ihtilaf vardır.
Hadislerin beyÜn cHigi ve muhakkik alimIerin söylediği sıhhatli görüş. önce
selam verip ondan sonra izin istemektir. Ziyaretçi şöyle demelidir:
"Es-Selümü aleyküm, içeri girebilir miyim?" İkinci göı-üşe göre önce
içeri girmek için izin istenir. Ondan sonra selam verilir. Arkadaşlarımızdan
el-Maverdi'nin tercih ettiği üçüncü gÖrÜş ise şöyledir: Ziyaretçinin gözÜ ev
sÜhibine ilişirse önce sehim verir, sonra içeri girmek için izin ister. Aksi
halde önce izin ister, sonra selÜm verir.
Ziyaretçi üç
defa izin isledigi halde içeri girmesi için ızın verilmediği, ziy{ıretçinin ev
ha lkının bunu duymı=ıdıgını zan etmesi üzerine, tekrar izin mi istiyecek,
yoksa gE'ri mi dönecek? Bu hususta üç görüş vardır: En kuvvetli görüş,
ziyaretçinin geri dönmesi ve :zın istemeyi tekrarlamamasıfiır. İkinci bir
görüşe göre izin istemeyi tekrarlayabilir. ÜçÜncÜ gÖI'Üşe göre, eğer izin
isteme şekli yukarda anlatıldığı gibi sözlü ise tekrarlamaz. Şayet başka türlü
ise, mesela kapıyı çalma, biçiminde olursa tekrarlayabilir.
Haber-i Vahid,
yani mütevatir olmayan hadis. delil sayılmaz diyenler bu hadisi mesned
göstererek: Ebü Müsa el-Eş'ari (r.a.)'ın bu haelisi Haber-i Vahid oldugu için
Omer (r.a.) kabul etmemiştir, demişler ise de; bu batıl bir mezhebtir. Sözleri
ınüteber olan alimler; Haber-i Vahid durumundaki hadislerin delil sayılması ve
bununla amel etmenin gerekliliği husüsu üzerinde ittifak ve icme\' etmişlerdir.
Alimlerin buna dair mesnedIeri sayılmayacak kadar çoktur, Ömer (r.a.)'ın. Ebü
Musa (r.a.)'den şÜhid istemesinin manası, onun Haber-i Vahid durumundaki hadisi
kabul etmemesi değildir. Lakin Omer (r.a.), halkın Nebi (s.a.v.)'den hadis
rivayetine koşuşmasından ve netice itibariyle bid'atçıların, yalancıların ve
münÜfıkların bir takım uydurma hadis rivayetinden korkmuştur. Bu itibarla Ömer
lr.a.). Ebu Musa (r.a.)'ın rivayet ettiği hadisin sıhhatından şüphelenmemiş,
fakat başka kimselerin böyle bir çığır açmasından korktuğu için tedbir almak
istemiştir. Halife'nin Ebu Musa gibi bir şahsiyetin rivayetinde böyle titizlik
gösterdiğini duyan herkes, uluorta hadis rivayet etmekten sakınır, özellikle
kötü maksadlı kişiler böyle bir işe cesaret edemezler.
Ömer (r.a.)'ın
Ebu Musa (r.a.)'ın hadisini Haber-i Vahid olduğu için reddetmek istemediğini
gösteren delillerinden biri de ondan bir şah id istemesidir. Halbuki bir hadis
iki sahabi tarafından rivayet edilmekle Haber-i Vahid olmaktan çıkmaz ve
mütevatir hadis sayılmaz. Bir hadisi rivayet eden sahabilerin sayısı tevatür
sınırına kavuşmadıkça o hadis Haber-i Vahid olmaktan çıkmaz.
Ömer (r.a.)'ın
amacının yukarda anlatılan husus olduğu ve Ebu Musa (r.a.)'ın hadisini
reddetmek olmadığını teyid eden diğer bir husus da, Müslim'in rivayet ettiği şu
ilavedir: Übey (r.a.), Ebu Musa (r.a.)'ın bu meselesi hakiHnda Ömer (r.a.)'a:
Ey Hattab'ın oğlu; Resulullah (s.a.v.)'in ashabı üzerinde bir azap olma, dedi.
Bunun üzerine Ömer (r.a.): Sübhanallah! Ben ancak bir şey işittim de bunun
sabitliğini soruşturmak istedim, diye cevab vermiştir.