SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’D-DEA’

<< 3832 >>

DEVAM: 2- RESULULLAH (SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM)'İN DUASI BABI

 

حدّثنا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِيُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ، قَالاَ: حدّثنا عَبْدُ الرَّحْمنِ ابْنُ مَهْدِيٍّ. حدّثنا سُفْيَانُ عَزْ أَبِي إسْحَاقَ، عَنْ أَبِي الأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ اللهِ، عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ كَانَ يَقُولُ ((اللّهُمَّ! إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى)).

 

Abdullah (bin Mes'ud) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi: «Allahumme inni es'eluke'l-huda ve't-tuka ve'l-ifafe ve'l-ğina.»

 

Dua’nın Meali: Allahım! Ben senden hidayet, takva, iffet ve (gönülce)  zenginlik isterim.

 

 

Diğer tahric: Müslim ve Tirmizi

 

AÇIKLAMA (3830, 3831, 3832): 3830 nolu hadisin baş kısmında Allah'tan inayet ve nusret isteniyor. Bu bölümün;

 

. رَبِّ! اجْعَلْنِي لَكَ شَكَّاراً. لَكَ ذَكَّاراً. لَكَ رَهَّاباً. لَكَ مُطِيعاً. إِلَيْكَ مُخْبِتاً. إِلَيْكَ أَوَّاهاً مُنِيباً. رَبِّ! تَقَبَّلْ تَوْبَتِي. وَاغْسِلْ حَوْبَتِي. وَأَجِبْ دَعْوَتِي. وَاهْدِ قَلْبِي. وَسَدِّدْ لِسَانِي. وَثَبِّتْ حُجَّتِي. وَاسْلُلْ سَخِيمَةَ قَلْبِي)).

 

cümleleri şöyle de terceme edilebilir: "Ey Rabbim! Beni zikrine, şükrüne ve güzel ibadet etmeye muvaffak eyle ve beni sana itaat etmekten alıkoymak isteyen insanları ve cinlerden olan şeytanları bana galib kılma."

 

Ve: "Ey Rabbim! Beni kafirlere galib eyle ve onları bana galib eyleme" veya "Ey Rabbim! Beni nefsime galib eyle. Çünkü en büyük düşmanım benim nefsimdir. Nefsimi bana galib eyleme."

 

Bu hadiste geçen bazı kelimeleri açıklayalım:

 

Şekkar: Allah'a çokça şükreden, nimetlerin şükrünü ifa eden, demektir.

Zekkar: Allah'a çokça zikreden, O'nu çok anan, demektir.

Rehhab: Allah'tan layıkı veçhiyle korkan, yasaklarından sakınan ve emirlerini yerine getiren, demektir.

Muhbit: Mütevazi, alçak gönüllü ve korkan, demektir.

Evvah: Çok yakarışta, niyazda bulunan, bir kavle göre çokça ağlayan demektir.

Havbe ve Hube: Günah demektir.

Sahime: Kin, husılmet, çekememezlik gibi fena duygular demektir.

Huccet: Davayı ispatlayıcı, karşı tarafı susturucu delil demektir.

 

Bu hadis, Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in ettiği bir dua şeklini bildirir. Gerek bu dua ve gerekse diğer hadislerdeki dualar, O yüce Peygamber (Aleyhi's-salatü ve's-selam)'ın bir an bile AIlah'tan gafil olmadığını, üstün mertebelere kavuşturulduğuna rağmen buna paralel üstün takva ve korkudan ayrılmadığını ve daima kulluk görevini ifa ettiğini gösterdiği gibi, biz müslümanlara da ışık tutmakta ve bu şekilde Rabbimize yakarışta bulunmamızı öğretip bizi eğitmektedir.

 

3831. hadisteki duada yüce Allah'ın ezeli ve ebedi olduğu, yani varlığının başlangıcının veya nihayetinin olmadığı ve varlığının sonsuz olduğu ifade edilmekte, O'nun her varlığı gördüğü, fakat yaratıkların O'nun zatını görmek kabiliyetini taşımadığı, O'nun bütün varlıkları yoktan var edip yetiştirdiği, yaşattığı ve mutlak hakimiyeti ifade edilmektedir.

 

Hadisin sonunda istenen zenginlikten maksad, dünya malını toplamak değil, kimseye el avuç açmaya muhtaç olmamak ve gönül zenginliğidir.

 

Bu hadiste geçen İfaf'tan maksad mübah olmayan şeylerden uzak durmaktır. Gına'dan maksad ise gönül zenginliği ve halkın servetinden müstağni olmak, kanaat sahibi olmaktır.