DEVAM: 36- BİR KİMSENİN
BAŞKA BİR KİMSEYİ ÖVMESİ BAB!
حدّثنا
أَبُو بَكْرٍ.
حدّثنا
شَبَابَةُ.
حدّثنا
شُعْبَةُ
عَنْ خَالِدٍ
الْحَذَّاءِ،
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمنِ
بْنِ أَبِي
بَكْرَةَ،
عَنْ
أَبِيهِ؛ قَالَ:
مَدَحَ
رَجُلٌ
رَجُلاً
عِنْدَ
رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم. فَقَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
((وَيْحَكَ!
قَطَعْتَ
عُنُقَ
صَاحِبِكَ))
مِرَاراً.
ثُمَّ قَالَ
((إِنْ كَانَ
أَحَدُكُمْ
مَادِحاً
أَخَاهُ،
فَلْيَقُلْ:
أَحْسِبُهُ،
وَلاَ
أُزَكِّي عَلَى
اللهِ
أَحَداً)).
Ebû Bekre (Nufey'
bin el-Hâris) (r.a.)'den; Şöyle demiştir: Bir adam Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in yanında başka bir adam'ı övdü. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Vay sana yazıklar olsun! Sen dostunun boynunu
kestin,» buyurdu. Bu buyruğu defalarca tekrarladı. Daha sonra şöyle buyurdu:
«Biriniz (din) kardeşini övecek olursa: Onu (şöyle iyi) sanırım ve Allah'a
karşı hiç kimseyi tezkiye edemem, desin.»
AÇIKLAMA: Bu babın ilk hadisi; Müslim. Tirmizi ve Ebu Davud tarafından da rivayet
edilmiştir. İkinci 'hadis Zevaid nevindendir. Son hadis; Buhari, Müslim ve Ebü
Davud tarafından da rivayet edilmiştir.
Birinci hadiste
geçen "Meddahinu kelimesi Meddah'ın çoğuludur. Meddah, çok övücü
ınanasınadır.
Hattabi; Burada
Meddah'tan maksad; halkı övmeyi adet haline getirerek bu yolla kişisel maddi
kazanç sağlayan, onları sömüren, diğer taraftan da onları kibir, gurur ve nefsi
beğenme tehlikesine sokan dalkavuklardır. Ama bir adamı yaptığı iyi. bir
fiilden dolayı öven ve övgü ile adamı bu gibi iyi fiiller işlemeye teşvik
etmeyi, başkalarının da ondan örnek almasını amaçlayan kişi Meddah sayılmaz,
demiştir.
Bu hadiste
dalkavukların yüzlerine toprak saçılması emredilmiştir. Ebü Davud'un rivayetine
göre bir adam Osman (r.a.)'ı, yüzüne karşı övmüş. Bunun üzerine Mikdad (r.a.)
da adamın yüzüne toprak saçarak bu hadisi rivayet etmiştir. Bu rivayetten
anlaşılıyor ki, Mikdad (r.a.) bu emri zahirine göre yorumlamıştır. Sindi' nin
beyanına göre bir kısım ilim adamları bu emri; dal ka vuklara bir şey vermemek,
dileklerini yerine getirmemek ve amaçladıkları menfaatı engellemek manasına
yorumlamışlardır.
İkinci ve
üçüncü hadislerde de kişiyi aşırı derecede övmenin onu boğazlamak olduğu ifade
edilmektedir. Yani manevi yönden öldürmektir. Çünkü övülen kişi bu övgüden
dolayı kibirlenip mağrur olabilir. Kibir ve gurur ise insanı manevi yönden
mahveder.
Nevevi,
Müslim'in şerhinde şöyle der: Kişiyi övmenin yasaklığına dair hadisler
bulunduğu gibi, kişiyi yüzüne karşı övmenin meşrüluğu hakkında da Buhari ve
Müslim . de rivayet edilen hadisler vardır. Alimler bu hadisler arasında
görülen zahiri ihtilafı şöyle cevablamışlardır...
Kişiyi övmek
husüsunda aşırı gitmek yasaklanmıştır. Keza övüldüğünü duyan kişi bundan dolayı
kendini beğenip kibir ve gurura kapılacak karekterde bir kimse ise onu övmek
yasaktır. Fakat olgun, takva sahibi olup akıllı ve şuurlu bir mü'min için
kibirlenme ve gururlanma tehlikesi olmaz. Bu itibarla övüldüğü takdirde
kibirlenmesinden endişe duyulmayan böyle bir kimseyi yüzüne karşı bile övmekte
bir sakınca yoktur. Tabii övgüde aşırı gitmemek şarttır. Karekteri mazbut böyle
bir kişiyi övmek şayet onun hayırlı hizmetlere karşı şevkini, hevesini artırır,
çalışma aşkını kamçılar veya başka kimselerin onu örnek almasına vesile olursa
bu takdirde onu övmek müstehabtır.