DEVAM: 42- KERAHAT
EDİLEN (YANİ CAİZ SAYILMAYAN) ŞİİR (ÇEŞİDİNİN BEYANI) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
عُبَيْدُ
اللهِ عَنْ
شَيْبَانَ،
عَنِ
الأَعْمَشِ،
عَنْ عَمْرِو
بْنِ مُرَّةَ،
عَنْ يوسُفَ
بْنِ
مَاهَكَ،
عَنْ عُبَيْدِ
بْنِ
عُمَيْرٍ،
عَنْ
عَائِشَةَ؛
قَالَتْ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم
((إِنَّ
أَعْظَمَ
النَّاسِ
فِرْيَةً، لَرَجُلٌ
هَاجَى
رَجُلاً،
فَهَجَا
الْقَبِيلَةَ
بِأَسْرِهَا.
وَرَجُلُ
انْتَفَى
مِنْ أَبِيهِ،
وَزَنَّى
أُمَّهُ)).
في الزوائد:
إسناده صحيح.
رجاله ثقات.
وعبيد الله هو
ابْنِ موسى
القيسيّ أبو
محمد. وشيبان
هو ابْنِ عبد
الرحمن
النحويّ، أبو
معاوية المؤدب.
والأعمش هو
سليمان بن
مهران. وفي
الإسناد
أربعة من
التابعين،
يروي بعضهم
عَنْ بعض.
Âişe (r.anhâ)'dan
rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu, demiştir: «Şüphesiz en büyük iftiracı insan; (şiiriyle) bir adamı
hiciv (yerip) edip de bu meyanda adamın mensup olduğu kabilenin tümünü
(şiiriyle) hiciv eden kişi ve babasından olmadığını ileri sürerek anasını zina
ile itham eden adamdır.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahlh olup ravileri güvenilir zatlardır. Ravi
Ubeydullah, İbn-i Musa el-Kaysi Ebu Muhammed'dir. Ebi Şeyban da, İbn-i
Abdirrahman en-Nahavi Ebu Muaviye el-Müeddeb'dir. Ravi el-A'meş ise Süleyman
bin Mihran'dır. Senedde biribirinden rivayet eden dört tAbit bulunur.
AÇIKLAMA: Ebu Hureyre (r.a.)'ın hadisini; Buhari, Müslim. Tirmizi ve Ebu Davüd da
rivayet etmişlerdir. Bu hadisi müellifin şeyhi Ebu Bekr'e üç zat rivayet
etmiştir. Bunlardan Hafs hadisteki; J.:.t- cümlesini rivayet etmemiştir. Bu
cümle Tirmizi' nin rivayetinde de mevcuttur. Cümledeki !iiI 'Veri"
masdarından türemedir. Veri. insanın içini çürütüp yiyen bir hastalığa denilir
ve bu hastalığa yakalanma anlamında kullanılır.
Sa'd (r.a.)'ın
hadisi; Müslim ve Tirmizi tarafından da rivayet olunmuştur. Son hadis ise
Zevaid nevindendir.
El-Hafız, Ebu
Hureyre (r.a.)'ın hadisinin izahı böıümunde; Bu hadisin zahirine göre her nevi
şiir kötüdür. Fakat bu hüküm umumi değildir. Çünkü Allah ve Resulünü övücü
şiirler, insanları takvaya, Allah'ı anmaya, O'nun yoluna teşvik eden şiirler,
vaaz ve nasihat mahiyetinde olup ifrata kaçmayan şiirler bu hükümden
müstesnadır, der.
Bu hüküm,
ahlaksızlığa dalkavukluğa ve haksız hicivlere dair veya aşın övgüye yol açan
şiirler gibi kısma Aittir.
Hadislerdeki
''Kişinin içinin şiir ile dolması" ifadesinden kas dedilen mana hakkında
Nevevi şöyle der: Yani adam şiirlere öyle ağırlık verir ki, şiir onu Kur'an-ı
Kerim ve dini ilimlerle meşgulolmaktan alıkor. Böylece şiire dalmak mezmumdur,
yani yerilmeye mahkumdur. Şayet Kur'an-ı Kerim, hadisler ve diğer dini
bilgilerle iştiğalı ve bilgisi daha çok olup bunun yanında biraz şiir de
bellerse bunda bir sakınca olmaz. Çünkü böyle bir kimsenin içi şiirle dolu
sayılmaz.