DEVAM: 51- KİMİN
BERABERİNDE OKLAR VAR İSE (BiR MÜSLÜMANI YARALAMAMASI İÇİN) OKLARIN
TEMRENLERİNDEN TUTSUN, BABI
حدّثنا
مَحْمُودُ
بْنُ
غَيْلاَنَ.
حدّثنا أَبُو
أُسَامَةَ
عَنْ
بُرَيْدٍ،
عَنْ جَدِّهِ
أَبِي
بُرْدَةَ،
عَنْ أَبِي
مُوسى، عَنِ النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم قَالَ
((إِذَا مَرَّ
أَحَدُكُمْ
فِي مَسْجِدِنَا
أَوْ فِي
سُوقِنَا،
وَمَعَهُ نَبْلٌ،
فَلْيُمْسِكْ
عَلَى
نِصَالِهَا
بِكَفِّهِ،
أَنْ تُصِيبَ
أَحَداً مِنَ
الْمُسْلِمِينَ
بِشَيْءٍ.
أَوْ فَلْيَقْبِضْ
عَلَى
نِصَالِهَا)).
Ebû Musa
(el-Eş'arî) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuştur: «Biriniz, yanında ok varken mescidimizden veya
çarşımızdan geçtiği zaman herhangi bir müslümana değmemesi için eliyle
temrenlerinden tutsun (da öyle geçsin) veya elini temrenlerin üstüne koysun..
AÇIKLAMA: Bu babın hadisleri; Buhari. Müslim ve Ebu Davud tarafından da rivayet
edilmiştir.
Siham: Sehm'in
çoğuludur, aklar demektir.
NısiU: NasI'ın
çoğuludur. Nasl, okun ucundaki demirdir. Buna temren deriz.
Neb} de Siham-i
Arabiyye denilen Arap oklarıdır.
Mescid-i
Nebevi'den oklarla geçen zatın bunu sadaka olarak müslümanlara dağıttığı Ebu
Davud'un rivayetinde belirtilmiştir. Bu rivayet sadakanın ınescidde
verilmesinin caizliğine delalet eder.
Hadiste geçen
-Bizim mescidimiz veya çarşımız'" ifadesinden maksad, müslümanların
mescidIeri ve çarşılarıdır. Yani sadece Medine-i Münevvere de bulunan Mescid-i
Nebevi ve oranın çarşısı kasdedilmemiştir. Bu cümler in manası açıktır. Gerek
mescidden gereksE' çarşıdan geçen bir kimsenin yanında aklar varsa herhangi bir
müslümanı yaralamaması, indtmemesi için oklarm demir aksamından tutması veya
ellerini bunun üzerine koyması emredilmiştir.