SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-EDEB

<< 3779 >>

52- KUR'AN-I KERİM'İ OKUMANIN SEVABI BABI

 

حدّثنا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ. حدّثنا عِيسى بْنُ يُونُسَ. حدّثنا سَعِيدُ بْنُ أَبِي عَرُوَبَةَ عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ زُرَارَةَ بْنِ أَوْفَى، عَنْ سَعْدِ بْنِ هِشَامٍ، عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ((الْمَاهِرُ بِالْقُرْآنِ مَعَ السَّفَرَةِ الْكِرَامِ الْبَرَرَةِ. وَالَّذِي يَقْرَؤُهُ يَتَتَعْتَعُ فِيهِ، وَهُوَ عَلَيْه شَاقٌ، لَهُ أَجْرَانِ اثْنَانِ)).

 

Âişe (r.anhâ)'dan rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kur'ân-ı Kerim'de maharetli olan (mu'min), Allah'a itaatkâr ve saygın meleklerle beraberdir. Okuyuşunda güçlük çekerek ve ayet ile kelimeleri tekrarlamak suretiyle (yâni okuyuşunda pişkin olmayarak) okuyan (müslüman) a iki sevab vardır.»

 

 

AÇIKLAMA:      Bu hadis Kütüb-i Sitte'nin hepsinde rivayet olunmuştur.

Mahir, maharetli olan demektir. Kur'an-ı Kerim'de maharetli olmaktan maksad, hafızlıkta pişkinlik veya yüzünden okumakta pişkinlik manasıdır. Maharet ifadesiyle daha umumi bir mananın kasdedilmiş olması da muhtemeldir. Yani ister yüzünden okumakta, ister ezbere okumakta pişkin olan bir müslüman anılan mertebeye liyakatlıdır.

Sefere: Safir'in çoğuludur. Safir, elçi demektir. Burada melekler kasdedilmiştir. Çünkü melekler Allah ile kullar arasında elçilik görevini yaparlar. Burada, Abese suresi'nın 15 ve 16. ayetlerinde geçen yazıcı meleklerin kasdedilmiş olması da muhtemeldir.

 

Kiram: Kerim'in çoğuludur, saygınlar demektir. Berere de Barr'ın çoğuludur. Allah'a itaatkar olanlar manasınadır.

Kur'an-ı Kerim'i pişkin olanların meleklerle beraber olmasının manası hakkında Kadı şöyle demiştir:

Anılan beraberlikten maksad şöyle olabilir: Böyle olan bir müslüman cennette öyle yüce mertebelere ve mevkilere yücelecek ki elçilik yapan meleklere arkadaş olacak. Çünkü o da bu nevi melekler gibi Allah'ın Kitabını kalbinde taşımıştır. Maksad şu da olabilir: Bu

. durumda olan müslüman, elçilik görevini ifa eden meleklerin amelini işler ve onların meslekdaşı sayılır.

 

Kur'an-ı Kerim okuyuşunda pişkin olmayan müslümana iki sevab verilmesi sebebi şudur: O, Kur'an okumakla bir sevab kazanır. Okurken, okuyuşta çektiği güçlükten dolayı da ayrı bir sevab kazanır.

 

Kadı iyaz ve başka alimler demişler ki: Hadisten maksad, Kur'an-ı Kerim okuyuşu pişkin olmayan müslümanın sevabmm okuyuşu pişkın olanın sevabından fazla oldUğU manası değildir. Bilakis maharetli olanın derecesi daha üstün ve sevabı daha çoktur. O, Sefere meleklerle beraberdir ve 'sevabları çoktur. Onun için bildirilen makam ve mevki başkası için bildirilmemiştir. Onun kadar Kur'an-ı Kerim'i ezberlemeye önem ve özen göstermemiş olan bir kimse nasıl onun kadar sevab kazanır?

 

Şu noktayı da belirteyim: Hadiste anılan sevab ve mertebeler, Kur'an-ı Kerim ile amel eden müslümanlara mahsustur. Ylini Kur'an-ı Kerim'i okuduğu gibi durum ve davranışlarını da o kutsal kitaba göre ayarlayan mü'minler anılan sevab ve makamlara Allah'ın yardımıyla erişirler. Fakat Kur'an-ı Kerim'i pişkin olmasına rağmen; durum ve davranışları, başka bir deyimle yaşantısı Kur'an'a ters düşen bir kimse makbul bir müslüman sayılamaz. Bu şart buna benzer hadisIerde vaad edilen mükafatlara. erişebilmek için de mevcuttur.