SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 3979 >>

DEVAM: 13- UZLET (TOPLUMDAN UZAK DURMAK, lNZlVAYA ÇEKİLMEK) BABI

 

حدّثنا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ. حدّثنا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ. حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمنِ بْنُ يَزِيدَ بْنُ جَابِرٍ. حَدَّثَنِي بُسْرُ بْنُ عُبَيْدِ اللهِ. حَدَّثَنِي أَبُو إِدْرِيسَ الْخَوْلاَنِيُّ؛ أَنَّهُ سَمِعَ حُذَيْفَةَ بْنَ الْيَمَانِ يَقُولُ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم :  ((يَكُونُ دُعَاةٌ عَلَى أَبْوَابِ جَهَنَّمَ. مَنْ أَجَابَهُمْ إِلَيْهَا قَذَفُوهُ فِيهَا)) قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ! صِفَهُمْ لَنَا. قَالَ ((هُمْ قَوْمٌ مِنْ جِلْدَتِنَا، يَتَكَلَّمُونَ بَأَلْسِنَتِنَا)) قُلْتُ: فَمَا تَأْمُرُونِي، إِنْ أَدْرَكَنِي ذلِكَ؟ قَالَ ((فَالْزَم جَمَاعَةَ الْمُسْلِمِنَ وَإِمَامَهُمْ. فَإِنْ لَمْ يَكُنْ لَهُمْ جَمَاعَةَ وَلاَ إِمَامٌ، فَأعْتَزِلْ تِلْكَ الْفِرَقَ كُلَّهَا. وَلَوْ أَنْ تَعَضَّ بِأَصْلِ شَجَرَةٍ حَتَّى يُدْرِكَكَ الْمَوْتُ، وَأَنْتَ كَذلِكَ)).

 

Huzeyfe bin el-Yeman (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Cehennem kapılarında (halkı cehenneme) çağırıcı (cehennemlik) bir gurup olacak. Kim o davetçilere icabetle o kapılara giderse davetçiler o kimseyi cehennem'e atarlar (yani cehenneme girmesine sebep olurlar)», buyurdu. (Huzeyfe demiştir ki) Ben: Ya Resulallah! O gurubun vasiflarını bize anlat, dedim. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Onlar bizim milletimizden (veya Adem oğullarından) bir zümredir, dillerimizle konuşurlar», buyurdu. Ben: Peki, o fitne devri bana erişirse nasıl davranmamı emredersin? diye sordum. O:

 

«Sen müslumanların cemaatina ve imamına bağlan. Müslümanların cemaati olmaz ve imamları yoksa o fırkaların hepsinden uzaklaşman bir ağacın kökünü ısırman suretiyle (meşakkatli) de olsa ölüm sana erişinceye kadar, dişlerini sıkarak fırkaların hepsinden uzak durmaya devam et,» buyurdu.

 

 

Diğer tahric: Bu hadisi; Buhari, Müslim ve Ebu Davud da rivayet etmişlerdir.

 

AÇIKLAMA: Çıkacak gurubun cehennem kapılan üzerinde olması ifadesi onların cehennemlik olmalarını belirtir.

 

Hadisin;..... cümlesinin izah bölümünde el-Hafız: Yani o gurup bizim kavmimizden, milletimizden olup bizim dilimizle konuşurlar. Bu cümle o gurubun Arap olduğuna işaret eder. Davudi demiş ki bundan maksad o gurubun Adem oğullarından, yani insanlardan bir zümre olmasıdır. el-Kabisi de şöyle demiştir: Yani o gurup dış görünüşte bizim milletimizden olmakla beraber aslında bize muhalif olan bir guruptur.

 

Bir ağacın kökünü ısırmak ifadesi zorluklara katlanmak, meşakkatlara sabretmek ve fitne döneminde bütün guruplardan uzak durmanın sıkıntısına tahammül etmektir.

 

el-Beyzavi demiş ki: Yani toplumu idare edecek devlet başkanı olmadığı dönemde bütün guruplardan uzak durmalı ve devrin şiddetli sıkıntılarına sabretmelisin, meşakkatlere göğüs germelisin, diye bilgi verir.

 

Sindi de: Yani müslümanların cemaatı olmadığı ve devlet başkanının bulunmadığı dönemde bütün guruplardan uzaklaş, sıkıntılara sabret, tenha yerlere çekil ve ağaçların köklerini kemirmekle de olsa geçimini; dağ başlarında, çöllerde, kimsenin bulunmadığı yerlerde temine çalış ve bu durumla yetinmeye bak, demiştir.

 

Müslümanların cemaatından maksadın ne olduğu yolunda da değişik görüşlerin bulunduğunu söyleyen el-Hafız şöyle der: Bir kavle göre cemaattan maksad müslümanların çoğunluğudur. Bir kavle göre maksad sahabiler gurubudur. Başka bir kavle göre bundan maksad din alimleri gurubudur. Taberi demiş ki: En sıhhatli görüş şudur: Müslümanların ittifakıyla seçilen devlet başkanının etrafında bulunan cemaattan ayrılmamak ve o başkana itaat etmektir.

 

Müslümanların böyle bir devlet başkanı olmayıp da fırkalar türediğinde en uygun olan davranış bütün guruplardan uzaklaşmak ve inzivaya çekilmektir.