SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 3988 >>

DEVAM: 15- İSLAM GARİB OLARAK BAŞLADI, BABI

 

حدّثنا سُفْيَانُ بْنُ وَكِيعٍ. حدّثنا حَفْصُ بْنُ غِيَاثٍ عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ، عَنْ أَبِي الأَحْوَصِ، عَنْ عَبْدِ اللهِ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم:  ((إِنَّ الإِسْلاَمَ بَدَأَ غَرِيباً، وَسَيَعُودُ غَرِيبياً. فَطُوبِى لِلْغُرَبَاء)). قَالَ، قِيلَ : وَمَنِ الْغُرَبَاءُ؟ قَالَ: النُّزَّاعُ مِنَ الْقَبَائِلِ.

 

Abdullah (bin Mes'ud) (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «İslam, şüphesiz ğarib olarak başladı ve  (günün birinde) ğarib hale dönüşecektir. Ne mutlu ğarib (mu'min)lere.»

 

İbn-i Mes'ud demiştir ki: Ğaribler kimlerdir? diye soruldu. Resul-I Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Kabilelerinden (Islamiyet için) ayrılıp uzaklaşanlardır,» buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA: Ebu Hureyre (r.a.)'ın 'hadisini Müslim de rivayet etmiştir, Enes (r.a.)'ın hadisi Zevaid türündendir, İbni Mes'ud (r.a.)'ın hadisini Tirmizi de rivayet etmiştir. Ancak Tirmizi'nin İman bölümünde rivayet ettiği metinde garibIerin kimler olduğuna dair soru ve cevab bölümü yoktur. Bu soru ve cevabın sahibIerinin kimler olduğuna dair açık bir kayıt bulamadım. Fakat Nevevi, Müslim'in şerhinde buna benzer İbni Ömer (r.a.)'ın hadisini izah ederken garibIerin kimler olduğu hadiste açıklanmıştır, diyerek buradaki cevabı aynen nakletmiştir. Nevevi'nin bu ifadesi verilen cevabın Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e ait olduğuna delalet ettiği için, buna göre terceme ettim. İnşaallah hata etmedim. Nevevi, garibIerin kabilelerinden (İslamiyet için) ayrılıp uzaklaşanlar olduğuna dair açıklamayı naklettikten sonra: el-Herevi demiştir ki: Kabilelerinden ayrılıp uzaklaşanlardan maksad vatanıarını bırakıp Allah uğrunda hicret edenlerdir, diye bilgi vermiştir,

İslamiyet'in garib adam gibi veya garib olarak başlamasının manası şudur: Yüce İslamiyet ilk zamanlarda çok az kimse tarafından kabul edildi. O dönemde müslümanların sayısı az olduğu için İslam dini kimsesiz ve yabancı bir adam gibi idi. Sonra müslümanların sayısı çoğaldı, İslamiyet'i uygulayanlar ve emirlerini yerine getirenler, yasaklarından sakınanlar her tarafa yayıldılar. Böylece ilk zamanlarda görülen yabancılık ve gariblik kalmadı. Son zamanlarda fitnelerin çoğalması, insanların bozulması, dini vecibeleri yerine .getirenlerin sayısının azalması sonucunda İslamiyet ilk zamanlardaki hale dönüşecektir, Hadislerde İslamiyet'in garibleşeceği haberi verildikten sonra; "Fe tuba li'I-Gureba" buyurulmuştur.

 

Gureba kelimesi garib'in çoğuludur, garibler demektir. Son hadiste garibIer, kabilelerinden, vatanlarından ayrılıp Allah yolunda hicret eden muhacirler diye açıklanmıştır.

 

Tirmizi'nin Amr bin Avf (r.a.)'den rivayet ettiği bir hadiste İslamiyet'in garib olarak başladığı ve tekrar (günün birinde) garib hale dönüşeceği buyurulduktan somra; ''Ne mutlu o garib (mu'min) lere ki halkın benden sonra bozdukları sünnetimi (yolumu) İslah ederler,. buyurulur.

 

Bu rivayette garibIer, Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in sünnetini, yolunu izleyen, onunla amel eden ve olanca güçleriyle açıklamaya, ihya etmeye çalışan mu'minler diye açıklanmış, denilebilir. Bu rivayeti dikkate alan bazı alimler garibIeri buna göre tefsir etmişlerdir.

 

Tuba kelimesi, güzellik ve temizlik manasını ifade eden Bu kelime; ferah, göz aydınlığı, sevinç, gıbta, ikram, cennet ve cennette bir ağaç gibi manalara yorumlanmıştır. Bunların hepsi mutluluk ve saadet manasına yakın olduğu için mutluluk anlamına terceme ettim.