16- FİTNELERDEN
SELAMETTE OLMASI UMULANLAR BABI
حدّثنا
حَرْمَلَةُ
بْنُ يَحْيَى.
حدّثنا عَبْدُ
اللهِ بْنُ
وَهْب.
أَخْبَرَنِي
ابْنُ لَهِيَعةَ
عَنْ عِيسى
ابْنِ عَبْدِ
الرَّحْمنِ،
عَنْ زَيْدِ
بْنِ أَسْلَمَ،
عَنْ
أَبِيهِ،
عَنْ عُمَرَ
بْنِ الْخَطَّابِ؛
أَنَّهُ
خَرَجَ
يَوْماً إِلَى
مَسْجِدِ
رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم،
فَوَجَدَ
مُعَاذَ بْنَ
جَبَلٍ
قَاعِداً عِنْدَ
قَبْرِ
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم يَبْكِي.
فَقَالَ: مَا
يُبْكِيكَ؟
قَالَ: يُبْكِيِني
شَيْءٌ
سَمِعْتُهُ
مِنْ رَسُولِ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم .
سَمِعْتُ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم يَقُولُ
((إِنَّ
يَسِيرَ الرِّيَاءِ
شِرْكٌ.
وَإِنَّ مَنْ
عَادى للهِ وَليّاً،
فَقَدْ
بَارَزَ
اللهِ
بِالْمُحَارَبَةِ.
إِنَّ اللهَ
يُحِبُّ
الأَبْرَارَ
الأَتْقِيَاءَ
الأَخْفِيَاءَ،
الَّذِينَ ،
إِذَا غَابُوا،
لَمْ
يُفْتَقَدُوا.
وَإِنْ حَضَرُوا،
لَمْ
يُعْرَفُوا.
قُلُوبُهُمْ
مَصَابِيحُ
الْهُدَى.
يَخْرُجونَ
مِنْ كُلِّ
غَبْرَاءَ
مُظْلِمَةٍ)).
في الزوائد:
في إسناده
عَبْد الله بن
لهيعة، وهو
ضعيف.
Ömer bin
el-Hattab (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Bit gün kendisi Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in mescldine gikti ve Muaz bin Cebel (r.a.)'in
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kabri yanında oturup ağladığını gördü.
Sonra :
Senl ağlatan
nedir? dlye sordu. Muaz (r.a.): Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den
işittiğim bir şey beni ağlatıyor. Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den şu buyruğu işittim, dedi:
«Şüphesiz riyanın
azı (bile) şirktir, Kim Allah'ın bir velisine düşmanlık ederse şüphesiz Allah
ile savaşmaya çıkmış. olur. Allah; itaatkar, takva sahibi ve halktan uzak duran
öyle kullarını gerçekten sever ki, onlar görülmedikleri zaman aranmazlar (yani
halleri ve yerlerinin nasıl olduğu kimse tarafından soruşturulmaz). hazır
olurlarsa (meclislere ve önemli işlere) çağırılmaz ve tanınmazlar. Kalbleri
hidayet ışıklarıdır. Hep tozlu ve karanlik barınaklardan (veya çözümlenmesi zor
sorunların üstesinden) çıkarlar.»
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bumm senedinde Abdullah bin Lehia bulunur. Bu ravi zayıftır.
AÇIKLAMA: Riya: Bir ibadeti, hayır sayılan bir işi Allah
rızası dışında bir maksadla veya Allah rızası yanında başka bir gaye ile,
gösteriş için işlemektir. Riyakarlığın ve gösterişin azı bile şirk, yani
Allah'a ortak koşmaktır. Çünkü her türlü ibadet ve hayrat ancak Allah rızası
için yapılmalıdır. Allah rızası yanında başka bir yaratığın rızası güdüldügü
zaman, o yaratık Allah'a ortak edilmiş sayılır.
Bu nedenle de
küfür olur.
Veli: Allah'ın
has kulu demektir. Ebrar: Berr'in çoğuludur. Berr: Allah'a itaatkar kul
demektir. Etkıya: Takiyy'in çoğuludur. Takiyy: Allah'tan hakiki manada korkan,
emirlerini yerine getiren, günahlardan ve azabtan sakınan ve ilahi kanuna
samimiyetle saygı duyan kimse demektir.
Ahfiya:
Hafi'nin çoğuludur. Hafi: Toplumdan uzak
duran ve nerede olduğu halk tarafından pek bilinmeyen, demektir.
Hadiste
riyakarlığın azının bile şirk olduğu bildirildikten sonra Allah'ın sevgili
kullarının hasletleri sıralanıyor.