SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 4007 >>

DEVAM: 20- MA'RUF'U (YANİ DİNEN İYİ OLARAK TANINAN ŞEYLERİ) EMRETMEK VE MÜNKER'i (YANİ DİNEN FENA SAYILAN ŞEYLERİ) MENETMEK BABI

 

حدّثنا عِمْرَانُ بْنُ مُوسى. أَنْبَأَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ. حدّثنا عَلِيُّ بْتُ زَيْدِ بْنِ جَدْعَانَ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ؛ أَنَّ رَسُولَ اللهِ صلى الله عليه وسلم، قَامَ خَطِيباً. فَكَانَ فِيمَا قَالَ:  ((أَلاَ، لاَ يَمْنَعَنَّ رَجُلاً، هَيْبَةُ النَّاسِ، أَنْ يَقُولَ بِحَقٍّ، إِذَا عَلِمَهث)).  قَالَ، فَبَكى أَبُو سَعِيدٍ، وَقَالَ وَاللهِ! رَأَيْنَأ أَشْيَأءِ فَهِبْنَا.

 

Eba Said-i Hudri (r.a.)'den rivayet edildiğine göre: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kalkıp bir hutbe irad etmiş ve hutbesinde buyurduğu buyruklardan biri de: Bilmiş olunuz ki sakın halkın korkusu herhangi bir adam'ı hakkı bildiği zaman onu söylemekten kesinlikle alıkoymasm, buyruğuydu.

 

Ravi demiştir ki : Sonra Ebü Said-i Hudri (r.a.) ağladı ve şöyle dedi: Allah'a yemin ederim ki biz muhakkak bazı şeyleri gördük de korktuk (söylemedik)."

 

 

AÇIKLAMA: İncahü'l-Hace yazarı bu hadisin izah bölümünde şöyle der: Heybet, yani korku bazen can veya mal güvenliğinin tehlikeye düşmesi şeklinde olur. Eğer duyulan korku böyle bir korku ise hadisteki emir vaciblik için değil, azimet içindir. Çünkü böyle bir tehlike anında iyi şeyleri emretmek ve kötülüğü menetmek' yükümlülüğünün kalkması konusunda icma vardır. Şayet korkulan şeyi kınanmak, ayıplamak gibi bir şey ise önemi yoktur, göze alınmalıdır. Çünkü "Hakkı acı da olsa söyle ve Allah yolunda hiç bir ayıplayıemın ayıplamasından korkma" mealinde hadis vardır.