SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Z-ZÜHD

<< 4117 >>

DEVAM: 4- (TOPLUM TARAFINDAN) HİÇ KIYMET VERİLMEYEN. İLTİFAT EDİLMEYEN (MÜBAREK MÜ'MİN) LER BABI

 

حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى.حدّثنا عَمْرُ بْنُ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ صَدَقَةَ بْنِ عَبْدِ اللهِ، عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُرَّةَ، عَنْ أَيُّوبَ بْنِ سُلَيْمَانَ، عَنْ أَبِي أُمَامَةَ، عَنْ رَسُول اللهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ((إِنَّ أَغْبَطَ النَّاسِ، عِنْدِي، مُؤْمِنٌ خَفِيفُ الْحَاذِ. ذُو حَظٍّ مِنْ صلاةٍ. غَامِضٌ فِي النَّاسِ. لاَيُؤْبَهُ لَهُ. كَانَ رْزْقُهُ كَفَافاً. وَصَبَرَ عَلَيْهِ. عَجِلَتْ مَنِيَّتُهُ، وَقَلَّ تُرَاثُهُ، وَقَلَّتْ بَوَاكِيهِ)).

 

في الزوائد: إسناده ضعيف، لضعف أيوب بن سليمان. قال فيه أبو حاتم: مجهول. وتبعه على ذلك الذهبيّ في الطبقات وغيرها. وصدقة بن عبد الله متفق على تضعيفه. اهـ كلام الزوائد. قلت: حديث أبي أمامة رواه الترمذيّ بزيادة، بإسناد آخر قد حسنّه.

 

Ebu Ümâme (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: Benim itikadıma göre hâline insanların en çok imrenmeleri uygun olan kişi şu sıfatları taşıyan kimsedir: (Yükü ve) Hâli hafif, namazdan pay sahibi, insanlar içinde gizli kalan (pek tanınmayan) ve (toplumda) kendisine değer verilmeyip iltifat edilmeyen mu'min. Onun rızkı yetecek kadar olup buna sabretti. Ölümü de çabuk oldu, mîras olarak geriye bıraktığı mal az, (arkasında) ağlıyan kadınları da azdı.

 

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Ravi Eyyub bin Süleyman'ın zayıflığı sebebiyle bunun senedi zayıftır. Ebu Hatim onun mechul olduğunu söylemiş, Zehebi de Tabakat'ta ve başka kitaplarında bu hususta Ebu Hatim'i te'yid etmiştir. RavI Sadaka bin AbdilIah'ın zayıflığı hususunda da ittifak vardır. Zevaid'in sözü burada bitti. (Sindi demiştir ki) Ben derim ki: Ebu Ümame (r.a.)'ın bu hadisinI Tirmizi, hasen saydığı başka bir senedIe ve daha uzun bir metin halinde rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA: Sindi'nin belirttiği gibi Tirmizi bu hadisi Zühd kitabında "EI-Kifaf ve's-Sabru Aleyh" babında rivayet etmiştir. Tuhfe yazarının beyanına göre bu hadisi Ahmed de rivayet etmiştir. Bu hadis Tirmizi tarafından da rivayet edildiğine göre Zevaid türünden sayılmaması gerekir, kanısındayım.

 

Bu hadiste, haline gıbta edilecek, imrenilecek mu'minin sıfatları sıralanmıştır. Bu sıfatları sırayla ele alıp açıklıyalım:

 

1. Hafif halli olmaktır. Hadiste geçen Haz: Hal diye yorumlanmıştır. Tuhfe yazarı: Hafif halliden maksad, malı ve bakmakla yükümlü bulunduğu aile ferdIerinin azlığı dolayısıyla sırtındaki manevi yükü hafif olandır. Tıybi de: Yani bakmakla yükümlü olduğu yakınları ve fazla meşguliyeti olmayan, demektir, der.

 

2. Namazdan pay sahibi olmaktır. Bu sıfat da müteaddid şekillerde yorumlanmıştır. Sindi: Yani huşu ve huzur ile namaz kılmak veya bol bol namaz kılmakla bundan payını alır. Bir kavle göre kasdedilen mana şudur: Yani namaza durmakla dünya sıkıntılarından kurtulup Allah'a yakarışta bulunmak suretiyle huzur ve rahata kavuşur, demiştir.

 

Tuhfe yazarı da: Yani Allah'ın huzuruna çıkmakla manevi zevk, lezzet ve rahatlık bulur. Çünkü şuurlu mu'min namaza durduğu zaman bütünüyle Allah'a yönelir, dünyanın bütün meşguliyetlerinden tamamen sıyrılır. Murakabe, münacat ve müşahede deryasına dalar. Nitekim bir hadiste varid olduğuna göre "Resul-i Ekrem (s.a.v.): "Ya Bilal! Bizi namaz('a çağırmak) ile rahata kavuştur''. buyurmuştur" der.

 

3. İnsanlar içinde gizli kalmaktır. Yani şöhret ve nam sahibi olmamak, insanlar tarafından tanınmamaktır.

 

4. Toplumun kendisine kıymet vermemesi, iltifat etmemesidir.

Yani o kimse dünyayı ve dünya ehlini tamamen bıraktığı, inzivaya çekildiği, tamamen Allah'a kulluk etmeye yöneldiği için hiç kimse onunla ilgilenmez, toplumda ona yer verilmez ve hiçe sayılır.

 

5. Rızkının yetecek kadar olmasıdır. Yani ne ihtiyacından az ne de fazladır.

6. Rızkına kanaat etmek, sabretmek ve fazlalaşmasını istememektir. Sabırla ilgili cüınlenin yalnız rızık hususuna tahsis edilmeyip yukarda geçen bütün sıfatlarla ilgili olarak yorumlanması da mümkündür. Yani sayılan bütün hal ve durumlarına sabreder, halinden şikayetçi değildir.

 

7. Ölümünün çabuk olmasıdır. Bu da müteaddid şekillerde yorumlanmıştır. Sindi: Yani halk arasında tanınmayan, meşhur olmayan bir kimse olması hasebiyle hastalığı uzun sürse bile pek kimse farkına varmaz ve bir de bakılır ki vefat etmiştir, der.

 

Tuhfe yazarının beyanına göre el-Mecma'de: Yani dünya ile ilgisinin azlığı ve ahirete şevkinin ağır basması dolayısıyle ruhunu çabuk teslim eder. Maksad şu olabilir: Bu mu'minin dünyada iken yükü ve masrafı az olduğu gibi ölümünde de yükü ve masrafı az olur, denilmiştir.

 

8. Miras olarak geriye bıraktığı malının azlığıdır.

9. Öldüğünde onun için ağlayan kadınların azlığıdır.