9- (VERİLEN RIZKA)
KANAAT ETMEK BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
سُفْيَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ
عَنْ أَبِي
الزِّنَادِ،
عَنِ
الأَعْرَجِ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم:
((لَيْسَ
الْغِنَى
عَنْ
كَثْرَةِ الْعَرَضِ.
وَلكِنَّ
الْغِنَى
غِنَي
النَّفْسِ)).
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: Zenginlik mal çokluğundan değildir. Lâkin zenginlik
nefis (ve gönül) zenginliğidir.
Diğer tahric:
Bu hadisi Buhari. Müslim, Tirmizi ve Ahmed de rivayet etmişlerdir.
AÇIKLAMA: Hadiste geçen "Araz" kelimesi
yararlanılan dünyalık şeyler anlamında kullanılmıştır. İbni Battal: Hadisten
kasdedilen mana şöyledir: Zenginlik mal çokluğu değildir. Çünkü varlıklı
olanların çoğu, servetiyle yetinmiyerek daha çok zengin olmaya gayret eder ve
kazancının helal veya haram yoldan geldiğine de pek bakmaz. Bu itibarla aşırı
ihtirasından dolayı öyle kimseler fakir gibidir. Hakiki zenginlik gönül ve nefis
zenginliğidir. Bu tür zenginlik, rızkına kanaat ederek haline şükreden.
varlığının çoğalması için ihtiraslı olmayan, tok gözlü kişinin zenginliğidir,
der.
Kurtubi de:
Hadisten kasdedilen mana şöyledir: Övgüye layık veya yararlı zenginlik nefis
zenginliğidir. Çünkü nefis ve gönül zengin olunca, bir takım emeller peşine
düşmez ve dolayısıyla izzet ve şerefini korumuş olur. Varlık sahibi olup da
kalbi zengin olmayan bir kimse ise, cimriliği, muhterisliği ve aç gözlülüğü onu
bir takım adi işlere, onur kırıcı hareketlere ve fena durumlara düşürebilir.
Böylesi halk nazarında küçük düşer, yerilir, hatta menfur olur, demiştir .