DEVAM: 9- (VERİLEN
RIZKA) KANAAT ETMEK BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَبْدِ
اللهِ بْنِ نُمَيْرٍ،
وَعَلِيُّ
بْنُ
مُحَمَّدٍ،
قَالاَ:
حدّثنا
وَكيِعٌ.
الأَعْمَشُ
عَنْ عُمَارَةَ
بْنِ
الْقَعْقَاعِ،
عَنْ أَبِي
زُرْعَةَ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم: ((اللّهُمَّ!
اجْعَلْ
رَزْقَ آلِ
مُحَمَّدٍ
قُوتاً)).
Ebu Hureyre
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir; Allahıml Muhammed'in ev halkının rızkını geçinecek
kadarcık kıl.
AÇIKLAMA: Bu hadiste, İslam dinine erdirilerek, Rabb'ine
itaat eden, ihtiyacına cevap verebilecek derecede helal rızık verilen ve
kanaatkar olan mu'minin felah, yani mutluluk bulduğunu bildirir.
Felah / Hedefe
ulaşmak, zafer kazanmak ve kurtuluşa ermek gibi manalara gelir. Burada bunların
hepsi düşünülebilir.
Ebu Hureyre
(r.a.)'ın hadisini Buharı, Müslim, Tirmizi ve
Nesai de rivayet etmişlerdir. 'Küt", açlığı giderecek kadar olan
yiyecek demektir.
Kurtubi bu
hadisin açıklamasında: Yani "Allahım! Onlara öyle bir rızık ver ki,
dilencilik illetine zorlamasın ve refah ile bolluğa yol açacak derecede fazla
olmasın. Böyle bir rızık sahibi ne fakir ne de zengin sayılır" demiştir.