DEVAM: 12- NEBİ
(S.A.V.)'İN ASHABININ MAİŞETİ (GEÇİM TARZI) BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ يَحْيَى
بْنِ أَبِي عُمَرَ
الَعَدَنِيُّ.
حدّثنا
سُفْيَانُ بْنُ
عُيَيْنَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو،
عَنْ يَحْيَى
بْنِ عَبْدِ
الرَّحْمنِ
بْنِ حَاطِبٍ
عَنْ عَبْدِ
اللهِ بْنِ
الزُّبَيْرِ
بْنِ
العَوَّامِ،
عَنْ
أَبِيهِ؛
قَالَ: لَمَّا
نَزَلَتْ -
ثُمَّ
لَتُسْأَلُنَّ
يَوْمَئِذٍ
عَنِ
النَّعِيمِ -
قَالَ
الزُّبَيْرُ:
وَأَيُّ
نَعِيمٍ
نُسْأَلُ
عَنْهُ؟ وَإِنَّمَا
هُوَ
الأَسْوَدَانِ
التَّمْرُ
وَالْمَاءُ. قَالَ:
اما انهُ
سَيَكُونُ)).
Zübeyr bin
el-Avvam (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre: ثُمَّ
لَتُسْأَلُنَّ
يَوْمَئِذٍ
عَنِ النَّعِيمِ (And
olsun ki) sonra o gün (kıyamette) ni'met (in şükrün) den muhakkak sorulacaksınız.
(Tekasur, 8 ayeti inince Zübeyr (bin Avvamî (r.a.): (Ya Resulallah!) Biz hangi
ni'met(in şükrün)den sorulacağız? (Bizdeki) nîmet ancak (şu) siyah iki şeydir:
Kuru hurma ve su, dedi. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
Bilmiş olunuz ki,
muhakkak o (sorulacağınız nîmet) olacaktır (yâni bolluğa kavuşacaksınız),
buyurdu.
[AÇIKLAMA]: Ebu Mes'ud
(r.a.)'ın hadisini Buhari ve Nesai de rivayet etmiştir. Bu hadisin sonunda ravi
Şakik'e ait cümleden maksadı şudur: Bana öyle geliyor ki Ebu Mes'ud (r.a.),
kendisinin de ilk zamanlarda fakir olduğunu. o sıralarda bir sadaka verebilmek
için diğer bazı sahabiler gibi gidip hammallık ederek ücret aldığını ve bundan
sadaka verdiğini, ama daha sonra zenginleştiğini üstü kapalı ifadelerle anlatmak
istemiştir.
Müslim de Zekat
kitabının 21. babında bu hadisi kısmen degişik bir ifade ile rivayet etmiştir.
Halid bin Umeyr
(r.a.)'ın hadisini Müslim de Zühd kitabının başlarında rivayet etmiştir.
Oradaki bir rivayette Utbe bin Cazvan (r.a.)'ın hutbe okurken Basra valisi
oldugu ifade edilmiştir. Bu hadis de sahabilerin ilk zamanlarda nasıl bir maddi
sıkıntı çektiklerini apaçık ifade etmektedir.
Ebu Hureyre
(r.a.)'ın hadisini Tirmizi kısa bir metin halinde rivayet etmiştir. Oradaki
rivayete göre "Ebü Hüreyre (R.A.), şöyle demiştir: Onlar (yani sahabiler)
bir ara çok acıktılar. Bunun üzerine Rcsülullah (s.a.v.) onlara birer kuru
hurma verdi."
Tuhfe'de beyan
edildiğine göre el-Kari: Zahir olan şudur ki bu durum uzun bir yolculuk
esnasında vuku bulmuş ve çok acıkan sahabiler Suffe ehli olanlardır, demiştir.
Tuhfe yazarı daha sonra: O sahabilerin Suffe ehli olduklarına dair açık bir
rivayet bulamadım, demiştir.
Zübeyr bin
Avvam (r.a.)'ın hadisini Tirmizi, Tekasur suresinin tefsiri bölümünde rivayet
etmiştir. Ahmed de bunu rivayet etmiştir.
Zübeyr
(r.a.)'ın hadiste geçen soruyu Resul-i Ekrem (s.a.v.)'e sorduğu ve hadiste
geçen cevabı aldığı Tirmizi'nin rivayetinde belirtilmiştir.
Hadiste geçen Tekasur
suresinin 8. ayetine göre ahiret günü dünyadaki nimetlerin şükrünün hesabı
muhakkak sorulacaktır. Bu ayet inince Zübeyr bin el-Avvam (r.a), o günkü
nimetin kuru hurma ve sudan ibaret olduğunu, insanın yaşıyabilmesi için bu iki
nimetin zarüri nimet mahiyetinde bulunduğunu ve hesabı sorulacak önemli
nimetler olmadığını söylemek istemiş. Resul-i Ekrem (s.a.v.) de onun bu
sorusuna cevaben; اما
انهُ
سَيَكُونُ buyurmuştur. Bu cevab cümlesi iki şekilde
yorumlanmıştır: Birincisi: Ahirette şükrü sorulacak nimete kavuşulacaktır. Yani
o gün için duyulan maddi sıkıntı geçecek ve dünyalık şeyler çoğalacaktır.
İkincisi: Kuru
hurma ve su nimetinin hesabı sorulacaktır. Çünkü bunlar da Allah'ın büyük
nimetlerindendir.
Tuhfe yazarı bu
iki yorumu da beyan eder. Sindi ise birinci yorumu belirtmekle yetinerek:
Bundan anlaşılıyor ki, insanın yaşıyabilmesi için zaruri olan helal nafaka
şükrünün hesabı sorulmayacaktır, der. Tabii Sindi'nin çıkardığı hüküm birinci
yoruma aittir. İkinci yoruma göre ahirette büyük, küçük her nimetin şükrünün
hesabı sorulacaktır. O nimet zaruri nimet de olsa hüküm budur.