DEVAM: 23- BELA
(MUSİBET VE SIKINTILARA) KARŞI SABRETMEK BABI
حدّثنا
نَصْرُ بْنُ
عَلِيٍّ
الْجَهْضِميُّ،
وَمُحَمَّدُ
بْنُ
الْمُثَّنى؛
قَالاَ: حدّثنا
عَبْدُ
الْوَهَّابِ.
حدّثنا
حُمَيْدٌ
عَنْ أَنَسِ
بْنِ
مَالِكٍ؛
قَالَ: لَمَّا
كَانَ يَوْمُ أُحُدٍ،
كُسِرَتْ
رَبَاعِيَةُ
رَسُولِ اللهِ
صلى الله عليه
وسلم،
وَشُجَّ.
فَجَعَلَ الدَّمُ
يَسِيلُ
عَلَى
وَجْهِهِ.
وَجَعَلَ يَمْسَحُ
الدَّمَ عَنْ
وَجْهِهِ
وَيَقُولُ:
((كَيْفَ
يُفْلِحُ
قَوْبمٌ
خَضَبُوا وَجْهَ
نَبِيِّهِمْ
بِالدَّمِ،
وَهُوَ
يَدْعُوهُمْ
إِلَى
اللهِ؟))
فَأَنْزَلَ
اللهُ عَزَّ
وَجَّلَ ((3/ 128))
لَيْسَ لَكَ
مِنَ
الأَمْرِ
شَيْءٌ.
في الزوائد:
إسناده صحيح،
رجاله ثقات.
Enes bin M£lik
(r.a.)'den; şöyle demiştir: Uhud günü (savaş) olunca Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in rebaiye dişi kırıldı, başı yarıldı, kan (mubarek) yüzünün
üzerinden akmaya başladi. Sonra O: Bir Nebi, kavmini Allah (yolun)a çağırırken
yüzünü kana boyayan o kavim nasıl iflah olur (azabtan kurtulur)? diyerek
yüzünden kanı silmeye başladı. Sonra Allah (Azze ve Celle): "(Onları
cezalandırmak veya affetmek hususunda) senin elinde bir şey yoktur.'' mealindeki ayetini indirdi. [Al-i İmean 128]
Not:' Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup ravileri güvenilir zatlardır.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisin benzerini Buhari
ve Müslim de rivayet etmişlerdir.
Rebaiye: Öndeki
iki dişin sağında ve solundaki dişe denilir. Rebaiye dişinden sonra gelen dişe
köpek dişi denilir. Köpek dişine Nilb denilir. Ağzın tam ön kısmında alt ve üst
çenelerdeki ikişer dişlere de Seniyye dişleri denilir.
Seniyye denilen
ön dişler ile köpek dişi arasında kalan. ağzın sağında ve solunda. altlı üstlü
olmak üzere dört aded Rebaiye denilen dişler bulunur. Uhud savaşında Resul-i
Ekrem (s.a.v.)'ın sağ, alt taraftaki rebaiye dişi kırılmıştı.
el-Hafız'ın
eI-Fetih'te beyanına göre İbni Hişam, Ebu Said-i Hudri'nin hadisinden naklen
şöyle demiştir: Resul-İ Ekrem (s.a.v.)'in rebaiye dişini Utbe bin Ebi Vakkas,
kırmış ve alt dudağını yarmıştır. Abdullah bin Şihab da mübarek alnını
yarmıştır. Abdullah bin Kamie de mübarek yanağını yaralamış ve bu şiddetli
kılıç darbesiyle miğferi parçalanıp iki halkası O'nun mübarek elmacığına
batmıştır.
İçlerinde Ubey
bin Halef'in de bulunduğu bu şer gurup Uhud savaşı günü Resul-i Ekrem
(s.a.v.)'ı öldürmek üzere ortak karar ve ahid almışlar ve müslümanların tam
bozulduğu kritik an'ı fırsat bilerek Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in yanına kadar
sokulabilmişler ve söz konusu saldırıyı gerçekleştirmişlerdir. Sa'd bin Ebi
Vakkas (r.a.)'ın kardeşi olan Utbe bin Ebi Vakkas, Mekke'nin azgın
müşriklerinden idi. Bu saldırıyı yapınca Resul-İ Ekrem (s.a.v.): "Yılına
kavuşmasın" diye aleyhinde dua etmiş ve bu dua kabul edilmiş.
Saldırganlardan İbni Kamie de yırtıcı bir hayvan tarafından parçalanmış. Ubey
bin Halef isimli saldırgana gelince; bu azgın müşrik saldırıya geçince Resul-i
Ekrem (s.a.v.) İbni Samme'nin elinden okunu alarak: Belki ben seni öldürürüm,
diye oku ona yöneItince o kaçmaya başlamış ve Resul-i Ekrem (s.a.v.):
"Yalancı nereye kaçıyorsun?" buyurarak oku yerleştirmiş ve
saldırganın yakasından vurmuş. Saldırgan Ubey aldığı bu ağır yara ile yere
yuvarlanmışsa da arkadaşları tarafından kaçırılmış. Fakat çok geçmeden bu
yaradan dolayı ölmüştür.