DEVAM: 23- BELA
(MUSİBET VE SIKINTILARA) KARŞI SABRETMEK BABI
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ طَريفٍ.
حدّثنا أَبُو
مُعَاوِيَةَ
عَنِ
الأَعْمَشِ،
عَنْ أَبِي
سُفْيَانَ،
عَنْ أَنَسِ؛
قَالَ:
أَتُحِبَّ
أَنْ أَرِيَكَ
آيَةً؟ قَالَ: ((نَعَمْ.
أَرِنِي))
فَنَظَرَ
إِلَى شَجَرَةٍ
مِنْ وَرَاءِ
الْوَادِي.
قَالَ: ادْعُ تِلْكَ
الشَّجَرَةَ.
فَدَعَاهَا.
فَجَاءَتْ
تَمْشِي
حَتَّى
قَامَتْ
بَيْنَ
يَدَيْهِ. قَالَ:
قُلْ لَهَا
فَلْتَرْجِعْ.
فَقَالَ لَهَا
فَرِجَعَتْ،
حَتَّى
عَادَتْ
إِلَى
مَكَانِهَا.
فَقَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم
((حَسْبِي)).
في الزوائد:
هذا إسناد
صحيح، إن كان
أبو سفيان،
واسمه طلحة بن
نافع سمع من
جابر.
Enes (r.a.)'dtn
rivayet edildiğine göre: Bir gün Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem),
Mekke halkının bazısının saldırısına uğrayarak kana boyanmış., üzgün halde
oturmuş vaziyette iken yanına Cebrail (A.S.) geldi ve: Sana ne oldu? diye
sordu. O da: Bana şu müşrikler (söyle) yaptılar ve (böyle) yaptılar, buyurdu.
Cebrail: (Çektiğin sıkıntıları hafifletmek üzere yüksek mertebeni ve yüce
şerefini gösteren) bir işareti sana göstermemi sever misin? diye sordu. Resul-i
Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Evet. Bana göster, buyurdu. Bunun üzerine
Cebrail (A.S.) dere'nin ilerisindeki (dikili) bir ağaca bakarak şu agacı
(yanına) çağır, dedi. Resul-i Ekrem de ağacı çağırdı. Ağaç da gelip onünde
durdu. Cebrail Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e: Ağaca söyle de geri
gitsin, dedi. Resul-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de ağaca söyledi ve
ağaç ta eski yerine varıncaya kadar geri gitti. Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem): (Bu alamet) bana yeter, buyurdu.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Talha bin Nafi isimli ravi Ebu Süfyan, Cabir'den hadis
işitmiş ise bu sened sahihtir.