DEVAM: 28- KIYAMET'İN
BÜYÜK ALAMETLERİ BABI
حدّثنا
الْحَسَُ
بْنُ عَلِيٍّ
الْخَّلالُ. حدّثنا
عَوْنُ بْنُ
عُمَارَةَ.
حدّثنا عَبْدُ
اللهِ بْنُ
الْمُثّنَّى
بْنِ
ثُمَامَةَ ابْنِ
عَبْدِ اللهِ
بْنِ أَنَسٍ،
عَنْ
أَبِيهِ،
عَنْ
جَدِّهِ،
عَنْ أَنَسِ
بْنِ
مَالِكٍ،
عَنْ أَبِي
قَتَادَهَ؛ قَالَ:
قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم
((الآْيَاتُ
بَعْدَ
الْمِائَتَيْنِ)).
في الزوائد:
في إسناده عون
بن عمارة
العبديّ ، وهو
ضعيف.
وقال
السيوطيّ: هذا
الحديث أورده
ابن الجوزيّ
في الموضوعات.
من طريق محمد
بن يونس
الكديميّ عن
عون به. وقال:
هذا حديث
موضوع. وعون
وابن المثنى
ضعيفان. غير
أن لمتهم به
الكديمي. قلت: ولقد
تبين انه توبع
عليه كما ترى
((أي في رواية
المصنف))وأخرجه
الحاكم في
المستدرك في
طريق آخر عَنْ
عون به. وقال:
صحيح. وتعقبه
الذهبيّ في
تلخيصه فقال:
عون ضعفوه . وقال
ابْنِ كثير:
هذا الحديث لا
يصح. وإن صح فمحمول
على ما وقع من
الفتنه، بسبب
القول بخلق القرآن،
والمحنة
للإمام أحمد
بْنُ حنبل،
وأصحابه من
أئمة الحديث.
Ebu Katade
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: «Kıyamet alametleri iki yüzden sonradır.»
Not: Zevaid'de
şöyle denmiştir: Bunun senedlnde Avn bin Umara el-Abdl bulunur. Bu ravi
zayıftır.
AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisin izahında Sindi şu bilgiyi
verir: Bu hadisteki kıyamet alametlerinden maksad, büyük alametlerin öncüsü
sayılan yalancılığın yaygınlaşması gibi küçük alametlerdir. (Yani kıyametin
küçük alametleri Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in vefatından itibaren iki yüz yıl
sonra görülmeye başlayacaktır,) Veya maksad büyük alametler" olup bin iki
yüz yıl sonra görülmeye başlayacaktır. Şu takdirde iki yüz yıldan maksad,
binden sonra gelen iki yüz yıldır. Üçüncü bir ihtimal olarak maksad şu
olabilir: Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in vefatından sonra iki yüz yılın geçmesi
kıyametin bir alametidir. (Nasıl ki, Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Nebi olarak
gönderilmesi de kıyametin yaklaştığının bir alameti sayılmıştır) .
Hadisin
senedine gelince ravi Avn bin Ümare'nin zayıflığı notta belirtildi. Sindi bu hususta
da şöyle der: Suyuti demiştir ki: İbnü'l-Cevzi bu hadisi mevdu hadisler
arasında zikretmiştir. Onun naklen kaydettiği sened, ravi Muhammed bin Yunus
el-Kudeymi yoluyla ravi Avn bin Ümare'den olmak üzere buradaki seneddir. Yani
Avn ve ondan yukarı raviler buradakinin aynısıdır. Ancak Avn'den rivayette
bulunan zat müellifimizin şeyhi olan el-Hasan bin AIl el-HaIIal değil, Muhammed
bin Yunus el-Kudeymi'dir. İbnü'l-Cevzi: Bu hadis mevdudur ve ravi Avn ile
AbduIIah bin el-Müsenna zayıf ravilerdir. Ancak bu hadisi uydurmakla itham
edilen ravi, Muhammed bin Yunus el-Küdeymi'dir, demiştir.
Ben derim ki:
Müellifin rivayetinde olduğu gibi Muhammed bin Yunus el-Küdeyıni'den başkası
da, bunu Avn'dan rivayetle onu teyid etmişlerdir. el-Hakim de el-Müstedrek'te bu
hadisi başka bir ravi vasıtasıyla Avn'den rivayette bulunarak sahih olduğunu
söylemiştir. Zehebi de Telhis'inde şöyle demiştir: Alimler Avn'ı zayıf
saymışlardır ve ibni Kesir demiş ki; Bu hadis sahih değildir. Eğer sahih ise,
hicri iki yüz yılından sonra, meydana gelen fitne ve Kur'an'ın mahlük olmasına
hükmedilmesi meselesinden dolayı bu görüşe karşı çıkan hadis imamları Ahmed bin
Hanbel ve arkadaşlarına yapılan işkence ve eziyet olayına yorumlanır.