SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’L-FİTEN

<< 4057 >>

DEVAM: 28- KIYAMET'İN BÜYÜK ALAMETLERİ BABI

 

حدّثنا الْحَسَُ بْنُ عَلِيٍّ الْخَّلالُ. حدّثنا عَوْنُ بْنُ عُمَارَةَ. حدّثنا عَبْدُ اللهِ بْنُ الْمُثّنَّى بْنِ ثُمَامَةَ ابْنِ عَبْدِ اللهِ بْنِ أَنَسٍ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَدِّهِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ، عَنْ أَبِي قَتَادَهَ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ((الآْيَاتُ بَعْدَ الْمِائَتَيْنِ)).

 

في الزوائد: في إسناده عون بن عمارة العبديّ ، وهو ضعيف.

 

وقال السيوطيّ: هذا الحديث أورده ابن الجوزيّ في الموضوعات. من طريق محمد بن يونس الكديميّ عن عون به. وقال: هذا حديث موضوع. وعون وابن المثنى ضعيفان. غير أن لمتهم به الكديمي. قلت: ولقد تبين انه توبع عليه كما ترى ((أي في رواية المصنف))وأخرجه الحاكم في المستدرك في طريق آخر عَنْ عون به. وقال: صحيح. وتعقبه الذهبيّ في تلخيصه فقال: عون ضعفوه . وقال ابْنِ كثير: هذا الحديث لا يصح. وإن صح فمحمول على ما وقع من الفتنه، بسبب القول بخلق القرآن، والمحنة للإمام أحمد بْنُ حنبل، وأصحابه من أئمة الحديث.

 

Ebu Katade (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: «Kıyamet alametleri iki yüzden sonradır.»

 

Not: Zevaid'de şöyle denmiştir: Bunun senedlnde Avn bin Umara el-Abdl bulunur. Bu ravi zayıftır.

 

AÇIKLAMA: Zevaid türünden olan bu hadisin izahında Sindi şu bilgiyi verir: Bu hadisteki kıyamet alametlerinden maksad, büyük alametlerin öncüsü sayılan yalancılığın yaygınlaşması gibi küçük alametlerdir. (Yani kıyametin küçük alametleri Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in vefatından itibaren iki yüz yıl sonra görülmeye başlayacaktır,) Veya maksad büyük alametler" olup bin iki yüz yıl sonra görülmeye başlayacaktır. Şu takdirde iki yüz yıldan maksad, binden sonra gelen iki yüz yıldır. Üçüncü bir ihtimal olarak maksad şu olabilir: Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in vefatından sonra iki yüz yılın geçmesi kıyametin bir alametidir. (Nasıl ki, Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in Nebi olarak gönderilmesi de kıyametin yaklaştığının bir alameti sayılmıştır) .

 

Hadisin senedine gelince ravi Avn bin Ümare'nin zayıflığı notta belirtildi. Sindi bu hususta da şöyle der: Suyuti demiştir ki: İbnü'l-Cevzi bu hadisi mevdu hadisler arasında zikretmiştir. Onun naklen kaydettiği sened, ravi Muhammed bin Yunus el-Kudeymi yoluyla ravi Avn bin Ümare'den olmak üzere buradaki seneddir. Yani Avn ve ondan yukarı raviler buradakinin aynısıdır. Ancak Avn'den rivayette bulunan zat müellifimizin şeyhi olan el-Hasan bin AIl el-HaIIal değil, Muhammed bin Yunus el-Kudeymi'dir. İbnü'l-Cevzi: Bu hadis mevdudur ve ravi Avn ile AbduIIah bin el-Müsenna zayıf ravilerdir. Ancak bu hadisi uydurmakla itham edilen ravi, Muhammed bin Yunus el-Küdeymi'dir, demiştir.

 

Ben derim ki: Müellifin rivayetinde olduğu gibi Muhammed bin Yunus el-Küdeyıni'den başkası da, bunu Avn'dan rivayetle onu teyid etmişlerdir. el-Hakim de el-Müstedrek'te bu hadisi başka bir ravi vasıtasıyla Avn'den rivayette bulunarak sahih olduğunu söylemiştir. Zehebi de Telhis'inde şöyle demiştir: Alimler Avn'ı zayıf saymışlardır ve ibni Kesir demiş ki; Bu hadis sahih değildir. Eğer sahih ise, hicri iki yüz yılından sonra, meydana gelen fitne ve Kur'an'ın mahlük olmasına hükmedilmesi meselesinden dolayı bu görüşe karşı çıkan hadis imamları Ahmed bin Hanbel ve arkadaşlarına yapılan işkence ve eziyet olayına yorumlanır.