DEVAM: 32- GÜNEŞİN
BATTIĞI YER'DEN DOĞMASI BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَعُبَيْدُ
اللهِ بْنُ
مُوسى عَنْ
إِسْرَائِيلَ
عَاصِمٍ،
عَنْ زِرٍّ،
عَنْ
صَفْوَانَ بْنِ
عَسَّالٍ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم:
((إِنَّ
مِنْ قِبَلِ
مَغْربِ
الشَّمْسِ
بَاباً
مَفْتُوحاً.
عَرْضُهُ
سَبْعُونَ سَنَةً.
فَلاَ
يَزَالُ
ذلِكَ
الْبَابُ
مَفْتُوحاً
لِلتَّوْبَةِ،
حَتَّى
تَطْلُعَ الشَّمْسَ
مِنْ
نَحْةِهِ.
فَإِذَا
طَلَعَتْ مِنْ
نَحْوِهِ،
لَمْ يَنْفَعْ
نَفْساً
إِيَمانُهَا
لَمْ تَكُنْ
آمَنَتْ مِنْ
قَبْلُ أَوْ
كَسَبَتْ فِي
إِيمَانِهَا
خَيْراً)).
Safvan bin Assal
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu, demiştir: Şüphesiz, güneşin battığı yer tarafında yetmiş yıllık
mesafe genişliğinde açılmış (durumda) bir kapı vardır. Güneş o kapı tarafından
doğuncaya kadar o kapı tevbe (nin kabulü) icin daima açık olacaktır. Güneş o
kapı tarafından doğunca, daha önce iman etmiş olmayan veya imanında bir hayır
kazanmış olmayan hiç bir kimseye (o günkü) imanı fayda vermeyecektir.
AÇIKLAMA: 4068 ve 4070. hadisler güneşin battığı yerden
doğmasiyle tevbe kapısının kapanacağına ve ondan sonra iman etmenin veya
isyankar kişinin tevbe etmesinin hiç bir fayda sağlamayacağına delalet eder.
Güneş battığı yerden doğunca tevbenin de kabul olunmayacağı hususu
müellifimizin birinci hadisinde belirtilmemiş ise de Müslim ve Ebu Davud'un
rivayetlerinde olduğu gibi bazı rivayetlerde belirtildiğinden dolayı bu hükmün
ilk hadisten de çıktığını ifade ettim. Zaten bu iki hadisin sonunda, En'am
suresinin 158. ayetine işaret buyurulmuştur. Ayet-i Kerime'nin konuya ilişkin
Nazm-ı Celil'i ve meali şöyledir:
Rabbinin
(kıyamet) alametlerinden biri geldiği gün daha önce iman etmiş olmayan veya
imanında bir hayır kazanmış olmayan hiç bir kimseye (o günkü) imanı bir fayda
vermeyecektir ...'' (En'am 158)
Bu hadisler ve
benzeri hadisler mezkur ayette işaret buyurulan alametin güneşin battığı yerden
doğması alameti olduğuna delalet ederler.
Güneşin battığı
yerden doğması gibi kıyamet alametlerine dair hadisler, fıkıhçı. hadisçi ve
kelamcı olan Ehl-i Sünnet mezhebine mensup tüm alimlerce zahiri manalanyla
kabul edilmiş ve başka türlü yorumlanmamıştır.
İkinci hadise
göre görülecek ilk kıyamet alametleri; güneşin battığı yerden doğması ve
Dabbetü'I-Ard'ın yerden çıkmasıdır. Bu iki alametin arasında uzun bir zaman
olmayacaktır. Bilindiği gibi DeccaI'ın meydana çıkması, İsa (a.s.)'ın inmesi
gibi alametler de vardır, İsa (a.s.) gökten indiği zaman İslamiyet gelişecek ve
kafirler de müslümanlığı kabul etmek suretiyle din birliği sağlanmış olacaktır.
Bu itibarla eğer güneşin battığı yerden doğması alameti Decca i ve İsa
(a.s.)'ın zamanlarından önce vuku bulursa. İsa (a.s.) döneminde kafirlerin iman
etmesi kendilerine bir yarar sağlamıyacak ve dolayısıyle din birliği de
olmayacaktır, Bu nedenle bazı ilim adamları bu hadisi şöyle yorumlamışlardır:
Kıyamet alametlerinin bir kısmı kıyamet gününün yaklaştığına delalet eder.
Diğer bir kısmı da kıyametin kopacağına ve varlığına delalet eder. DeccAl'ın
çıkması ve İsa (a.s.)'ın inmesi birinci kısım alametlerdendir. Güneşin battığı
yerden doğması gibi alametler de ikinci kısım alametlerdendir. Şu halde güneşin
battığı yerden doğması ikinci kısım alametlerin ilkidir. Avnü'l-Mabud yazarının
beyaruna göre: Beyhaki bu yorumları nakletmiştir.
el-Alkami'nin
naklen beyanına göre İbni Kesir de şöyle yorum yapmıştır: Bu hadisten maksad
insanların alışkın olmadığı ilk alamet güneşin batıdan doğması veya
Dabbetü'l-Ard'ın çıkmasıdır. Deccal, İsa (a.s.) ve Ye'cuc ve Me'cuc ise beşer
olmaları itibariyle insanların alışkın olduğu ve acaib karşılamadığı
alametlerdendir. Bu alametler daha önce meydana gelecektir. Dabbetü'l-Ard'ın
acaib ve garib bir mahluk olarak meydana çıkması, hayvan olduğu halde
insanlarla konuşması, onlara iman veya küfür alametini takması, nişanlaması,
olağan dışı olaylardır. Bu, yer yüzünde meydana gelecek acaib alametlerin
ilkidir. Güneşin adeti hilafına battığı yerden doğması olayı da gökte meydana
gelecek acaib alametlerin ilkidir .