35- MELAHİM (ŞİDDETLİ
SAVAŞLAR VE ÇATIŞMALAR) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
عِيسى بْنُ
يُونُسَ عَنِ
الأَوْزَاعِيِّ،
عَنْ
حَسَّانَ
ابْنِ
عَطِيَّةَ؛
قَالَ: مَالَ
مَكْحُولٌ وَابْنُ
أَبِي
زَكَريَّا
إِلَى
خَالِدِ بْنِ
مَعْدَانَ،
وَمِلْتُ
مَعَهُمَا.
فَحَدَّثَنَا
عَنْ
جُبَيْرِ
بْنِ
نُفَيْرِ؛
قَالَ: قَالَ
لِي جُبَيْرِ:
انْطَلِقْ
بِنَا إِلَى ذِي
مِخْمَر،
وَكَانَ
رَجُلاً مَنْ
أَصْحَابِ
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم. فَانْطَلَقْتُ
مَعَهُمَا.فَسَأَلَهُ
عَنِ
الْهُدْنَةِ.
فَقَالَ:
سَمِعْتُ
النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم يَقُولُ:
((سَتُصَالِحُكُمُ
الرُّومُ
صُلْحاً آمِناً.
ثُمَّ
تَغْزُونَ،
أَنْتُمْ
وَهُمْ،
عَدُوّاً.
فَتَنْتَصِرُونَ
وَتَغْنَمُونَ
وَتَسْلَمُونَ
ثُمَّ
تَنْصَرِفُونَ.
حَتَّى تَنْزِلُوا
بَمَرْجٍ ذِي
تُلَولٍ.
فَيَرْفَعُ رَجُلٌ
مِنْ أَهْلِ
الصَّلِيبِ
الصَّلِيبَ،
فَيَقُولُ:
غَلَبَ
الصَّلِيبُ.
فَيَغْضَبُ
رَجُلٌ مِنَ
الْمُسْلِمِينَ.
فَيَقُومُ إِلَيْهِ
فَيَدُقُّهُ.
فَعِنْدَ
ذلِكَ تَغْدِرُ
الرُّومُ،
وَيَجْتَمِعُونَ
لِلَمَلْحَمَةِ)).
في الزوائد:
إسناده حسن.
وروى أبو داود
بعضه. حدثنا
عَبْدُ
الرَّحْمنِ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
الدِّمَشْقِيُّ.
حدّثنا
الْوَلِيدُ
بْنُ
مُسْلِمٍ.
حدّثنا
الأَوْزَاعِيُّ
عَنْ حَسَّانَ
ابْنِ
عَطِيَّةَ،
بِإِسْنَادِهِ،
نَحْرَهُ،
وَزَادَ
فِيهِ،
فَيَجْتَمِعُونَ
لِلْمَلْحَمَةِ
فَيأْتُونَ
حِينَئذٍ
تَحْتَ
ثَمَانِينَ غَايَةٍ.
تَحْتَ كُلِّ
غَايَةٍ
اثْنَا عَشَرَ
أَلْفاً.
Hassan bin Atiyye
(r.a.)'dan; Şöyle demiştir: Mekhul ve İbn-i Ebi Zekeriyya (bir kere) Halid bin
Ma'dan (r.a.)'ın yanına gittiler. Ben de onlarla beraber gittim. Hâlid bin
Ma'dan, Cübeyr bin Nüfeyr (r.a.)'den bize hadis rivayetinde bulundu. Hâlid bin
Ma'dân dedi ki: Cübeyr (bir gün) bana: Bizimle beraber Zi-Muhmer (r.a.)'e gel,
dedi. Zi Mıhmer, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in sahâbîlerinden bir adam
idi. Ben de onlarla beraber gittim. Cübeyr, Zi-Mıhmer'e (Müslümanlar ile Rumlar
arasında yapılacağı haber buyurulan) barış andlaşmasını sordu (hakkında bilgi
istedi). Bunun üzerine Zi-Mıhmer: Ben, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den şu buyruğu işittim, dedi: Rumlar sizlerle güvenceli bir barış
andlaşmasını yapacaklar. Sonra siz ve onlar (başka) bir düşmanla savaşacaksınız
ve zafer kazanıp, ganimet mallarını alıp (savaştan) salimen çıkacaksınız. Sonra
savaştan dönüp nihayet tepeleri bulunan bir mer'aya varacaksınız. (Orada) haç
ehlinden (hırıstiyanlardan) bir adam haç'ı havaya kaldırarak: Haç (yâni
hmstiyanlık dini) galib oldu, diyecek. Müslfimanlardan bir adam da kızarak
kalkıp (adamın elindeki) haç'ı kırıp ezecektir. İşte o zaman Rumlar barış
andlaşmasını bozarak şiddetli savaş için toplanacaklar.
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedi hasendir ve bunun bir kısmını Ebu Davüd rivayet
etmiştir.
AÇIKLAMA: Ebu Davud bu hadisin benzerini Melahim kitabında
rumların savaşlarına dair hadisler için açtığı babta rivayet etmiştir. Oradaki
bir rivayette şu ilave de vardır: ''Müslümanlar da silahlarına koşup
savaşacaklar ve Allah o müslüman topluluğuna şehidlik ikram edecektir''
Ebu Davud'un
rivayetinde hadisi Nebi (s.a.v.)'den naklen bildiren sahabinin ismi Zi Mihber
diye geçer. Et-Tehzib'te bu zatın adının Zi Mihmer olarak rivayet edildiği gibi
Zi Mihber olarak da rivayet edildiğini söylemiştir.
Hadiste geçen
bazı kelimeleri açıklayalım: Hüdne: Barış andıaşması demektir. Burada
müslümanlar ile rumlar arasında yapılacak barış andIaşması kasdedilmiştir.
Avnü'l-Mabiid yazan bu açıklamayı yaparak müellifimizin 4095. hadisini
açıklamaya mesned göstermiştir.
Salib: Haç
demektir. Burada "Salib galebe çaldı" sözünden maksad hırıstiyanlık
dininin galebe çaldığını iddia etmiştir. Hıristiyan kişi bu sözü ya mevcut
barış andıaşmasını bozmak için veya sırf iftihar ve müslümanlan kızdırmak
maksadıyla söylemiştir.