DEVAM: 36- TÜRK (LERLE
SAVAŞMAK) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
سُفْيَانُ
بْنُ
عُيَيْنَةَ
عَنْ أَبِي
الزِّنَادِ،
عَنِ
الأَعْرَجِ،
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ؛
قَالَ: قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم:
((لاَ
تَقُومُ
السَّاعَةُ
حَتَّى تُقَاتِلُوا
قَوْماً
صِغَارَ
الأَعْيُنِ،
ذُلْفَ
الأُنوفِ.
كَأَنَّ
وُجُوهَهُمُ
الْمَجَانُّ
الْمُطْرَقَةُ.
َلاَ تَقُومُ
السَّاعَةُ
حَتَّى
تُقَاتِلُوا
قَوْماً
نِعَالُهُمُ
الشَّعَرُ)).
Ebu Hureyre (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu,
demiştir: Siz, gözleri küçük, burunları kısa - yassı ve yüzleri kat kat deri
ile kaplanmış kalkanlar gibi (etli) bir kavimle savaşmadıkça kıyamet
kopmayacaktır ve siz ayakkabıları kıl olan bir kavimle savaşmadıkça kıyamet
kopmayacaktır.
Diğer tahric:
Buhari, Müslim, Tirmizi ve Ebu Davud
AÇIKLAMA
4099’da