DEVAM: 36- TÜRK (LERLE
SAVAŞMAK) BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. حدّثنا
أَسْوَدُ
بْنُ عَامِرٍ.
حدّثنا جَرِيرُ
بْنُ حَازِمٍ.
حدّثنا
الْحَسَنُ
عَنْ عَمْرِو
بْنِ
تَغْلِبَ،
قَالَ: سَمِعْتُ
النَّبِيَّ
صلى الله عليه
وسلم يَقُولُ:
((إِنَّ
مِنْ
أَشْرَاطِ
السَّاعَةِ أَنْ
تُقَاتِلُوا
قَوْماً
عِرَاضَ
الْوُجُوهِ.
كَأَنَّ
وُجُوهَهُمُ
الْمَجَانٌّ
الْمُطْرَقَةُ.
وَإِنَّ مِنْ
أَشْرَاطِ
السَّاعَةِ
أَنْ
تُقَاتِلُوا
قَوْماً
يَنْتَعِلُونَ
الشَّعَرَ)).
Amr bin Tağlib
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre kendisi: Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'den şu buyruğu işittim, demiştir: Yüzleri yuvarlak ve geniş olan bir
kavimle savaşmanız şüphesiz kıyametin alâmetlerindendir. O kavmin yüzleri kat
kat deri ile kaplanmış kalkanlar gibi (kalın ve çok etlidİr. Kıl ayakkabı giyen
bir kavimle savaşmanız da şüphesiz kıyametin alâmetlerindendir.
Diğer tahric:
Buhari.
AÇIKLAMA
4099’da