SÜNEN İBN-İ MACE

Bablar Konular Numaralar

KİTABU’Z-ZÜHD

<< 4207 >>

DEVAM: 21- RİYA VE SUM'A BABI

 

حدّثنا هرُونُ بْنُ إِسْحَاقَ. حَدَّثَنِي مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الَوهَّابِ عَنْ سُفَيْانِ، عَنْ سَلَمَةَ ابْنِ كُهَيْلٍ، عَنْ جُنْدِبٍ؛ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم ((مَنْ يُرَاءِ، يُرَاءِ اللهُ بِهِ. وَمَنْ يُسَمِّعْ يُسَمِّعِ اللهُ بِهِ)).

 

Cündüb (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: Kim (ibâdetinde) riyakarlık ederse Allah onun riyakarlığının cezasını verir ve kim (ibâdetini gösteriş için halka) işittirse Allah onu(n niyetini halka) işittirir.

 

AÇIKLAMA:    Zevaid yazarı Ebu Said (r.a.)'ın hadisini Zevaid türünden saymıştır. Halbuki bu hadisi Tirmizi de Zühd kitabının "Riya ve Süm'a" babında rivayet etmiştir. aradaki fark şudur: Hadisin birinci fıkrası orada ikinci fıkra olarak bulunur. İkinci fıkra da orada birinci fıkra olarak bulunur. Bir de "Yürai" fiili cezimli değildir. Bilindiği gibi bu değişiklik hadisin hüküm ve manasını değiştirmez. Bu itibarla Zevaid türünden sayılmasını gerektiren bir durum görmüyorum. Bu hadis Ahmed tarafından da rivayet edilmiştir.

 

Cündüb (r.a.)'ın hadisini Buhari ve Müslim de rivayet etmişler.

 

Bu iki hadis çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Bu yorumları sıra ile mealen buraya almayı uygun buldum:

 

Birincisi: Kim ibadet sayılan bir şeyi halk görsünler diye işlerse, Allah onun bu niyet ve maksadını meydana çıkarmak süretiyle onu cezalandırır, teşhir eder. Kim de ibadet sayılan bir şeyi halk işitsinler diye işlerse Allah kıyamet günü onu mahşer halkı içinde teşhir ve rusvay eder.

 

İkincisi: Kim ibadet sayılan bir şeyi halk nazarında kıymet değer ve saygı kazanmak niyetiyle işlerse Allah onu halkın gözünden düşürür ve ahirette de ona bir sevab vermez.

 

Üçüncüsü: Kim işlemediği bir ibadeti işlemiş görünürse Allah onun yalancılığını meydana çıkanp teşhir eder.

 

Dördüncüsü: Kim halkın kusurlarını, eksikliklerini takib edip etrafa yayarsa Allah o kimsenin ayıp ve kusurlarını meydana çıkarıp hoşnutsuz eder.

 

Yukardaki yorumlar Fethü'l-Bari'den ve Nihaye'den alınmadır. El-Fetih yazarı yukardaki yorumları açıklarken şunu da belirtir: Bu hadis, ibadet ve hayır işlerini gizlemenin müstehablığına delalet eder. ancak rehber durumundaki kimse, başkalarını teşvik için ve riyakarlık maksadı olmaksızın aleni olarak hayır işleyebilir. Tabii bunun meydanda ve aleni yapılması da ölçülü olmalıdır. Yani ihtiyaç derecesine göre duyurulur gereksiz veya ihtiyaçtan fazla ise duyurulmamalıdır, der.

 

Şu noktayı da belirteyim: Ibadet ve hayratın gizliliği, mü'min kişinin dinen mükellef olduğu farz namaz, farz oruç ve zekat gibi ibadetler dışında kalan hayırlı işler için söz konusudur. Çünkü kişinin farz ibadeti bir tabii ödev sayılır. Bunda gösteriş ve riyakarlık için pek yer yoktur. Herkesin yaptığı işlerdir. ancak çok aptal ve kafasız bir kimse bu tabii ödevlerden dolayı halkın takdir, sevgi ve saygısını kazanma hevesine kapılabilir.