22- HaSED BABI
Hased kelimesinin asıl manası bir
kimsede bulunan bir nimeti çekememek, o nimetin o kimsenin elinden çıkmasını temenni
etmektir. Bir nimetin sahibinin elinden çıkmasını temenni ve arzu eden kişi bu
yolda bir çalışma ve gayretin içine girsin veya ginnesin hased suçunu işlemiş
sayılır. Bu yolda bir çalışma ve gayreti varsa o zaman hased ve çekememezlik
suçu yanında zulüm suçunu da işlemiş olur. Şayet bir kimse başkasının elindeki
nimetin elinden çıkması arzusunu iradesi dışında duyuyor ve bu fena duygudan
sıyrılmak istiyor ise inşaAllah mazur sayılır. Çünkü irade ve istek dışındaki
duygunun peşine düşülmedikçe. bilakis o duygudan nefret edilip temizlenmek
istendikçe sırf duygu suç mahiyetini pek taşımaz.
Hased'in bir de mecazi manası vardır ki
ona gıbta ve imrenme denilir. Yani bir kimsenin elindeki bir nimetin o kimsenin
elinden çıkması arzulanmıyor da benzerine kavuşulmak isteniyor. O nimet
dünyalık bir nimet ise benzerine kavuşmayı arzulamak, mübah bir arzudur,
sakıncalı bir tarafı yoktur. Şayet din ile ilgili bir nimet ise benzerine
kavuşmayı arzulamak müstehabtır.
Bu babta rivayet olunan ilk iki hadiste
geçen "Hased" kelimesi mecazi manaya, yani imrenme ve gıbta anlamına
yorumlanmıştır. Bu itibarla terceme ederken imrenme ifadesini kullanacağım,
حدّثنا
مُحَمَّدُ
بْنُ عَبْدِ
اللهِ بْنِ نُمَيْرٍ.
حدّثنا أَبِي
وَمُحَمَّدُ
بْنُ بِشْرٍ؛
قَالاَ:
حدّثنا
إِسْمَاعِيلُ
ابْنُ أَبِي
خَالِدٍ،
عَنْ قَيْسِ
بْن أَبِي حَازِمٍ،
عَنْ عَبْدِ
اللهِ بْنُ
مَسْعُودٍ؛ قَالَ:
قَالَ
رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه وسلم: ((لاَ
حَسَدَ
إِلاَّ فِي
اثْنَتَيْنِ: رَجُلٌ
آتَاهُ اللهُ
مَالاً
فَسَلَّطَهُ
عَلَى
هَلَكَتِهِ
فِي الْحَقٍّ.
وَرَجُلٍ آتَاهُ
اللهُ
حِكْمَةً،
فَهُوَ
يَقْضِي
بِهَا وَيُعَلِّمُهَا)).
Abdullah bin
Mes'ud (r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu, demiştir: (Allah katında sevimli) imrenme yalnız (şu)
iki (haslet) de vardır: Allah'ın bir mal verip de onu hak (yolun) da harcamaya
muvaffak ettiği adam (ın bu hasleti) ve Allah'ın bir hikmet verip de o hikmetle
hükmeden ve onu öğreten adam (ın bu hasleti).
AÇIKLAMA 4210’da