DEVAM: 38- CEHENNEM
ATEŞİNİN SIFATI BABI
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ. ثنا
بَكْرُ بْنُ
عَبْدِ
الرَّحْمنِ.
ثنا عِيسى
بْنُ
الْمُخْتَارِ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ أَبِي
لَيْلَى،
عَنْ
عَطِيَّةَ
الْعَوْفِيِّ،
عَنْ أَبِي
سَعِيدٍ
الْخُدْرِيِّ،
عَنِ
النَّبِيِّ
صلى الله عليه
وسلم قَالَ: ((إِنَّ
الْكَافِرُ
لَيَعْظُمُ
حَتَّى إِنَّ
ضِرْسَهُ
لأَعْظَمُ
مِنْ أُحُدٍ.
وَفَضِيلَةُ
جَسَدِهِ
عَلَى
ضِرْسِهِ،
كَفَضِيلَةِ
جَسَدِ
أَحَدِكُمْ
عَلَى
ضِرْسِهِ)).
في الزوائد:
عطية العوفيّ
والرواي عنه
ضعيفان. وقد
روى مسلم في
صحيحه
والترمذيّ،
بعضه من حديث أبي
هريرة.
Ebu Saîd-i Hudrî
(r.a.)'den rivayet edildiğine göre; Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: Kafir kişi (cehennemde) şüphesiz öyle iri yapılı olur ki dişi Uhud
(dağın) dan muhakkak daha büyük olur ve vücudunun dişinden büyüklüğü (de)
herhangi birinizin vücudunun dişinden büyüklüğü gibidir."
Not: Zevaid'de
şöyle denilmiştir: Bunun senedinde bulunan Atiyye el-Avfl ve onun ravisi
zayıftırlar. Müslim ve Tirmlzl bunun bir bölümünü Ebu Hureyre (R.A.)'in merfu
hadisi olarak riv&yet etmişler.
AÇIKLAMA: 4320. hadisi Tirmizi Cehennem sıfatı bablarında rivayet etmiştir. Ayrıca
Beyhaki ve Malik de rivayet etmişler.
Karanlık gece
her türlü şer ve tehlikelere müsaid olduğundan dolayı cehennem ateşinin
siyahlığı gecenin karanlığına, başka bir deyimle simsiyah cehennem ateşi,
kapkaranlık geceye benzetilmiştir. Tirmizi'nin rivayet ettiği hadis metnine
göre cehennem ateşi bin yıl yakılarak nihayet kıpkırmızı olmuş, sonra bin yıl
yakılarak neticede beyazlaşmış ve bundan sonra bin yıl yakılarak neticede
simsiyah hale gelmiştir. Yani Müellifimizin rivayetine göre ateşin renk
değiştirmesi sırayla beyazlaşma, kırmızılaşma ve siyahlaşmadır. Oradaki
rivayete göre bu sıralama kırmızılaşma, beyazlaşma ve siyahlaşma şeklindedir.
Hulasa bu hadis, cehennem ateşinin şiddetini beyan eden delillerdendir.
Enes (r.a.)'ın
hadisini Müslim de "Sıfatü'l-Münafikin" kitabının 12. babında rivayet
etmiştir. Bu hadisten kasdedilen mana kanaatırnca şudur: Dünyada en çok refah
ve mutluluk içinde yaşayan kafir, kıyamet günü bir defacık cehennem ateşine
daldırılıp çıkarıldıktan sonra, dünyadaki yaşamı boyunca görmüş olduğu tüm
nimetler yokmuş gibi olur ve hayatında gördüğü nimet, refah ve mutluluk rü'ya
gibi olur. Diğer taraftan dünya hayatında en çok çile, sıkıntı ve belalara
maruz kalmış durumdaki mu'min kişi kıyamet günü cennete bir defacık
daldırıldıktan sonra dünyada iken çekmiş olduğu bütün çile, sıkıntı ve belaları
tamamen unutmuş olur.
Mu'minin
cennete daldırılması ifadesinden maksad cennetteki nehirlere daldırılması
anlamına gelebilir veya bundan maksad cennete dahil edilmesidir. Edebi sanatta
Müşakele denilen usul gereği daldırma ifadesi kullanılmıştır. Yani bundan
önceki cümlede kafirin cehennem ateşine atılması işi, daldırma biçiminde ifade
edilmiştir. mu'minin cennete dahil edilmesi işi de bir önceki cümle ile uyum
içinde bulunmak üzere daldırma biçiminde anlatılmıştır.
Ebu Said
(r.a.)'ın hadisi notta işaret edildiği gibi Zevaid türündendir. Müslim'in,
Cennet kitabının 13. babında ve Tirmizi'nin Cehennem sıfatı bablarının başında
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet ettikleri bir hadiste kıyamet günü kafirin
dişinin Uhud (dağı) kadar olacağı bildirilmiştir.
Müellifimizin
rivayetinde belirtildiği gibi kafir'in dişi bu kadar büyük olunca cesedinin
durumu da bu orsa ve ölçüye göre iri hAle gelir. Kafirin cesedinin böyle iri
hale gelmesinden gaye vücudunun her zerresinin daha çok azab çekmesidir.
Nevevi: Allah,
kafirin cesedi bu kadar iri hale getirmeye Kadirdir. Resul-i Ekrem (s.a.v.) de
bunu bildirmiştir. Bu itibarla buna inanmak vacibtir, der.