ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

A’RAF

96

وَلَوْ أَنَّ أَهْلَ الْقُرَى آمَنُواْ وَاتَّقَواْ لَفَتَحْنَا عَلَيْهِم بَرَكَاتٍ

مِّنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ وَلَـكِن كَذَّبُواْ فَأَخَذْنَاهُم بِمَا كَانُواْ يَكْسِبُونَ

 

96. Eğer o ülke halkı iman edip de sakınmış olsalardı, elbette üzerlerine gökten ve yerden nice bereketler açardık. Fakat onlar yalanladılar. Bunun için Biz de kazanmakta oldukları yüzünden onları yakalayıverdik.

 

"Eğer o ülke halkı ... " buyruğunda geçen; (...) kelimesi, "karye"nin çoğuludur. Şehire karye denilmesi, orada insanların toplanıp bir araya gelmelerinden dolayıdır. Bu da; "suyu bir araya topladım" anlamını ifade eden; (...) tabirinden alınmıştır. el-Bakara Süresi'nde (57. ayet, 2. başlıkta) buna dair yeterli açıklamalar geçmiş bulunmaktadır.

 

"İman edip" tasdik edip "sakınmış" yani, şirkten korunmuş "olsalardı elbette üzerlerine gökten ve yerden nice bereketler açardık." Yağmur yağdırır, bitki bitirirdik.

 

Bu ise daha önce kendilerinden söz edilen özel bir takım kavimler hakkında böyledir. Zira kimi zaman mü'minler geçim darlığı ile imtihan olunabilirler. Ve bu onların günahları için bir keffaret olur. Nitekim Hz. Nuh'un kavmine şöyle dediği bize bildirilmiştir: "Arkasından dedim ki: Rabbinizden mağfiret isteyin. Çünkü O, çok mağfiret edicidir. Böylece üzerinize semayı bol bol salıverir. "(Nuh, 10-11) Hz. Hud'dan da şöyle dediğini haber vermektedir: "Ey kavmim, Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra Ona tevbe edin ki, üstünüze gökten bol bol (yağmur) göndersin" (Hüd, 52).

 

Böylelikle özel olarak onlara yağmur ve bolluk vadinde bulunmuştur. Bunun özel olduğuna da Yüce Allah'ın: "Fakat onlar yalanladılar, bunun için Biz de kazanmakta oldukları yüzünden onları yakalayıverdik" buyruğu delildir. Yani, peygamberleri yalanladılar. Mü'minler ise peygamberi tasdik ettiler, yalanlamadılar.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

A’raf 97-98

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR