SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 128 >>

DEVAM: 51. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Abdest Alış Şekli

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَيَزِيدُ بْنُ خَالِدٍ الْهَمْدَانِيُّ قَالَا حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ ابْنِ عَجْلَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَقِيلٍ عَنْ الرُّبَيِّعِ بِنْتِ مُعَوِّذٍ ابْنِ عَفْرَاءَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ تَوَضَّأَ عِنْدَهَا فَمَسَحَ الرَّأْسَ كُلَّهُ مِنْ قَرْنِ الشَّعْرِ كُلِّ نَاحِيَةٍ لِمُنْصَبِّ الشَّعْرِ لَا يُحَرِّكُ الشَّعْرَ عَنْ هَيْئَتِهِ

 

er-Rubeyyi' bint Muavviz b. Afra'dan rivayet edildiğine göre, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) er-Rubeyy'in yanında abdest almış, başını bütünüyle saçlarının en üst kısmından itibaren saçlarının dökülüp nihayet bulduğu yere kadar her tarafını saçının şeklini bozup dağıtmadan meshetmiştir.

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace tahare; Ahmed b. Hanbel

 

AÇIKLAMA:     Rasul-i Ekrem (s.a.v.) efendimiz zevcelerinin veya zevcelerinden birinin de bulunduğu bir yerde er-Rubeyyi (r.anha)'nın yanında abdest almış ve başının her tarafını kaplarcasına meshetmiştir.

 

Metinde geçen ... kelimesine farklı manalar verildiğinden bu mevzuda ortaya farklı izah tarzları çıkar. Şah Veliyyüddin el-Iraki bu kelimenin, "Bir tutam saç, başın dört yanından herhangi birisi ve başın tepe noktası" manalarına geldiğini söylüyor. et-Tevessut isimli eserde ise, şöyle deniliyor.  "Bu kelime ile başın orta noktası kastedilmiştir. Eğer bu kelimeyle saçların döküldüğü, baş'ın aşağı kısımları kastedildiği kabul edilirse, o zaman aşağıdan yukarı doğru eller çekilirken saçların bozulması gerekeceğini unutmamak lazım gelir. Halbuki Hadisin son tarafında meshten sonra saçların meshedilmeden evvelki halinin hiç bozulmadığı ifade ediliyor."

 

Buna göre Rasul-i Ekrem (s.a.v.)'in iki eliyle tepe noktasından itibaren öne, arkaya, sağa ve sola olmak üzere dört tarafa doğru başının tümünü meshetmiş olması gerekir.

 

Muhammed Şemsulhak el-Azimabadi ise Avnul-Ma'bud adlı şerhinde "Karnusşa'r, hayvanlarda bulunan boynuzdur. İnsanlarda ise, hayvan başına nisbetle boynuz yerinde bulunan yerdir. Nitekim Kamus'ta da böyle denilmektedir" diyor.

 

Buna göre, bu kelimeyle kastedilen başın ön tarafıdır. Rasul-i Ekrem (s.a.v.) başının ön tarafından başlayarak dört tarafını da kaplayacak şekilde meshetmiştir. Bu mesh, başın arka tarafından saçların döküldüğü yere kadar devam etmiştir. Eğer meshi Rasulullah önden arkaya doğru yahutta tepeden herhangi bir tarafa veya soldan sağa veya sağdan sola doğru yapmış olsaydı, saçlarının şekli bozulurdu. Halbuki Hadisin devamında saçların meshten evvelki şeklinin bozulmadığı ifade ediliyor. Bu ifadeden saçların arkaya doğru tarandığının kabul edildiği anlaşılıyor.

 

Bu mevzuda Şevkani de şunları söylemektedir: "Kişi önce başının ön tarafını ve sonra da arka tarafını ayrı ayrı mesheder ve bu iki mesh bir mesh sayılır. Eğer bir defada hem önü hem de arkayı meshederse, o zaman saçların şekli bozulur."

 

Ahmed b. Hanbel'e kadın veya kadın gibi uzun saçlı erkeğin başını nasıl meshedeceği sorulmuş. O'da: "İsterse er-Rubeyyi'den rivayet edildiği gibi mesheder" demiş ve er-Rubeyyi’ hadisini zikretmiştir. Sonra da işte şöyle diyerek elini tepesine koyup, evvela başının ön tarafına doğru çekmiş, sonra kaldırıp tekrar tepesine koyarak bu defa başının gerisine doğru götürmüştür.

 

Bu ifadelerden de saçların dört tarafa tabii haliyle dökülüp sarktığı kabul edildiği anlaşılıyor. Saçların dökülüp nihayet bulduğu yere kadar meshetmekten maksat, saçların dört tarafa döküldükleri yere kadar meshetmektir. Bu hadisin ravisi Abdullah b. Akil'dir. Muhaddisler tarafından rivayetinin kabulü, tartışmalı olan bir kişidir. Her ne kadar bu hadisin ravisi tenkid edilmişse'de, İbn Reslan'ın dediği gibi bu hadiste tarif edilen mesh tarzının uzun saçlılara mahsus özel bir mesh şekli olması da mümkündür.

 

Demek oluyor ki: başı kaplarcasına her defasında tepeden başlamak üzere saçın tümünü meshetmek caizdir.