SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 134 >>

DEVAM: 51. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)’in Abdest Alış Şekli

 

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ ح و حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ وَقُتَيْبَةُ عَنْ حَمَّادِ بْنِ زَيْدٍ عَنْ سِنَانِ بْنِ رَبِيعَةَ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ أَبِي أُمَامَةَ وَذَكَرَ وُضُوءَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَمْسَحُ الْمَأْقَيْنِ قَالَ وَقَالَ الْأُذُنَانِ مِنْ الرَّأْسِ       قَالَ سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ يَقُولُهَا أَبُو أُمَامَةَ قَالَ قُتَيْبَةُ قَالَ حَمَّادٌ لَا أَدْرِي هُوَ مِنْ قَوْلِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَوْ مِنْ أَبِي أُمَامَةَ يَعْنِي قِصَّةَ الْأُذُنَيْنِ قَالَ قُتَيْبَةُ عَنْ سِنَانٍ أَبِي رَبِيعَةَ قَالَ أَبُو دَاوُد وَهُوَ ابْنُ رَبِيعَةَ كُنْيَتُهُ أَبُو رَبِيعَةَ

 

Ebu Ümame (r.a.) Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in abdest alışını naklederken şunları söylemiştir: "Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) göz pınarlarını meshederdi" ve devamla "kulaklar baştandır" buyurdu."

 

Süleyman İbn Harb ("kulaklar baştandır" cümlesinin) Ebu Umame'nin kendi sözü olduğunu (yani hadis olmadığını) söylemşitir. Kuteybe'de Hammad'ın kulaklarla ilgili bu söz hakkında "Bu sözün Nebi (s.a.v.)'e mi, yoksa Ebu Umamg'ye mi ait olduğunu bilmiyorum" dediğini nakletmiştir. Süleyman bin Harb ile Müsedded bu hadis'i Sinan b. Rabia'dan rivayet ettiklerini söylerlerken (Ebu Davud'un diğer şeyhi) Kuteybe (bu hadisi) Sinan Ebu Rabia'nın rivayet ettiğini söylemiştir. (Aslında bu iki isimden biri aynı kişinin ismi diğeri de künyesidir. Bu noktayı açıklamak için) Ebu Davud (şöyle) diyor. "O (yani Sinan) Rabia'nın oğludur. Künyesi de Ebu Rabia'dır. (Yani bu iki isimle kasdedilen şahıs aynı kişidir.)

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, tahare, ibn Mace, tahare (Süleyman b. Har... bölümü hariç)

 

AÇIKLAMA:     Allame Hattabi bu Hadisin şerhinde şunları söylemiştir: الْمَأْقَيْنِ gözün burun tarafındaki ucudur. Bu kelime şu üç şekilde okunabilir. 1) Makun 2) Me'kun 3) Mükun. "el-mak" kelimesinin çoğulu "el-amak" gelirken "muk" kelimesinin çoğulu da "el-emaki" gelir.

 

Hadiste geçen "kulaklar baştandır" ifadesinden maksat kulakların yüzden olmamasıdır.

 

Zühri'nin görüşü de budur, Şa'bi'ye göre ise bu sözle kulakların sadece iç taraflarının baştan olmadığı ifade edilmek istenmiştir. Dış tarafları bu hükme dahil olmadığından bu kısımlar baştandır.

 

Fıkıh alimlerinden bazılarına göre ise, kulaklar baştandır. Bu görüşte olan fıkıh alimleri şunlardır, Said bin el-Müseyyeb, Ata, el-Hasen, İbn Sirin, Said b. Cübeyr, İbrahim en-Nehai, Süfyan es-Sevri ve rey taraftarları.  Delilleri ise mevzumuzu teşkil eden Hadistir. Bu hadis ayrıca İbn Mace, İbn Huzeyme, İbn Hıbban ve Hakim'de rivayet etmişlerdir. Nesai, bu hadisi takviye eden hadisleri içine alan özel bir bab açmıştır. Ayrıca Aliyy-ul-kari Mirkat isimli eserinde bu hadisin sıhhatini ıspatlamıştır. [Birgivi şerh-ul-ehadis el-erbain-75]

 

İmam Malik ile İmam Ahmed ve Şafii'ye göre ise kulakların hükmü dış görünüşlerine tabidir. Yani ne yüz tarafına doğru eğiktir ne de başa doğru dönüktür. İkisiyle de alakası yoktur. Bu nedenle ne yüzdendir ne de baştandır. Ancak imam Şafii'nin dışında kalanlar bu hadisi te'vil ederek İmam Şafii'nin görüşünden farklı şu iki neticeye ulaşmışlardır.

 

1. Kulaklar baş'a tabi olduğu için baş ile beraber meshedilirler.

 

2. Kulaklar baş gibi meshedilirler, yüz gibi yıkanmazlar. Hadisteki kulakların başa olan izafesi teşbih izafetidir, tahkik izafeti değildir. Yani kulaklar hüküm bakımından başa benzerler, onlar gibi meshedilirler, demektir. Yoksa gerçekten "baştandır" anlamına değildir. "Bir kavmin azatlı kölesi onlardandır." sözü gibi ki; o azatlı köle, hakikaten neseb (soy) itibariyle o kavimdendir anlamında değildir. Ancak, yardımlaşma ve diğer akrabalık hükümleri bakımından o kavmin bir ferdi gibidir, demektir.

 

Bu Hadisin ifade ettiği mana, kulakların yıkanma hükmünde yüze dahil olmadığıdır. Gerçekten insan kulakların yaradılışına bakacak olursa yüzle aralarında bazı benzerlikler görür ve kulakların da yüz gibi yıkanacağını zannedebilir. Çünkü, kulaklar da yüz gibi kılsızdır ve duyu organlarının en mühimlerindendir. Duyu organlarının çoğu da yüzdedir. Bu sebeple kulağın da yüzden olabileceği hükmüne varabilir. Bu Hadis işte bu yanılmayı önlemektedir.

 

Hanefi mezhebine göre, kulaklar başla birlikte ellerde kalan ıslaklıkla meshedilirler. Delilleri ise 130 numaralı Hadistir.

 

İmam Malik ve Ahmed'e göre; kulaklar baş ile beraber meshedilirler. Ancak, kulaklar için baştan arta kalan eldeki ıslaklık yetmez yeniden el'e su almak lazımdır. 130 numaralı hadisin şerhinde de bunu açıklamıştık.

 

İbn Kayyim ise, Rasulullah (s.a.v.)'in kulaklarını meshederken baştan ayrı bir su alıp onu kullandığı görülmemiştir demektedir.

 

Müellif Ebu Davud verdiği ek bilgilerde "kulaklar baştandır" Hadisinin mevkuf hadis olup, merfu' olmadığı hakkındaki mütalaalarını naklederken konumuz olan hadis'in ravilerinden Sinan'ın künyesine ait görüşlerini de açıklamış ve sonuçta Sinan Ebi Rabia ile Sinan b. Rabia'nın aynı kişi olduğunu belirtmiştir.