SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 135 >>

بَاب الْوُضُوءِ ثَلَاثًا ثَلَاثًا

52. Abdest Organlarını Üçer Kerre Yıkamak

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِي عَائِشَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ رَجُلًا أَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ كَيْفَ الطُّهُورُ فَدَعَا بِمَاءٍ فِي إِنَاءٍ فَغَسَلَ كَفَّيْهِ ثَلَاثًا ثُمَّ غَسَلَ وَجْهَهُ ثَلَاثًا ثُمَّ غَسَلَ ذِرَاعَيْهِ ثَلَاثًا ثُمَّ مَسَحَ بِرَأْسِهِ فَأَدْخَلَ إِصْبَعَيْهِ السَّبَّاحَتَيْنِ فِي أُذُنَيْهِ وَمَسَحَ بِإِبْهَامَيْهِ عَلَى ظَاهِرِ أُذُنَيْهِ وَبِالسَّبَّاحَتَيْنِ بَاطِنَ أُذُنَيْهِ ثُمَّ غَسَلَ رِجْلَيْهِ ثَلَاثًا ثَلَاثًا ثُمَّ قَالَ هَكَذَا الْوُضُوءُ فَمَنْ زَادَ عَلَى هَذَا أَوْ نَقَصَ فَقَدْ أَسَاءَ وَظَلَمَ أَوْ ظَلَمَ وَأَسَاءَ

 

Amr b. Şuayb'ın babası (Şuayb b. Muhammed b. AbdilIah b. Amr b.. As) vasıtasıyla dedesinden (Abdullah b. Amr b. As) rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Amr demiştir ki: Bir adam Rasul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip "Ya Rasulallah (s.a.v.) abdest nasıl alınır?"  diye sordu.

 

Rasul-i Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) de bir kap su isteyerek, ellerini üç kere, yüzünü üç kere, kollarını üç kere yıkadı. Başına mesh etti. Şehadet parmaklarını kulaklarına sokarak uçlarıyla içini, baş parmaklarıyla dışlarını meshetti. Daha sonra ayaklarını üçer kere yıkadı ve akabinde de: "İşte abdest böyle alınır. Kim, buna bir şey ekler veya eksiltirse (Rasulullah'a muhalefetten dolayı) kendisine isaet etmiş ve zulmetmiş olur." veya "zulmetmiş ve isaet etmiş olur" buyurdu."

 

 

Diğer tahric: Nesai, tahare; İbn Mace, tahare

 

AÇIKLAMA:     Bu Hadisten kamil (eksiksiz) abdestin abdest organlarının üçer kere yıkanmasıyla gerçekleşeceği anlaşılmaktadır. Ancak Rasulullah (s.a.v.)'in abdest organlarını bazan bir [Buhari, vudu'; Tirmizi, tahare 26, 32, 34, 35; Nesat tahare; İbn Mace, tahare 45,47; Darimi, tahare 29 ve (138 nolu hadis)] bazan da iki defa [53.bab hadislerine bak] yıkayarak bu sayılarda abdest organlarını yıkamanın da caiz olduğunu fiilen ifade ettiğinden bu Hadiste geçen "Kim buna bir şey ilave eder veya bunu eksiltirse İsaet etmiş veya zulm etmiş olur" cümlesindeki "Isaet ve Zulm" kelimeleri üzerinde çeşitli açıklamalar yapmışlardır. Yıkanan abdest organlarının üçten fazla yıkanması Rasul-i Ekrem (s.a.v.)'in sünnetine uymadığından hem sevabı yoktur, hem de nefsi yormak ve suyu israf etmektir ki bu nefse zulüm ve haddi aşmaktır. Sünnet terk edildiği için de bir isaet yani adaba riayetsizlik veya abdestin sevabından ve kemalinden mahrum kalmaya sebep olacağı için de nefse zulümdür.

 

Abdest organlarını üçden az yıkamanın isaet (adaba riayetsizlik) veya nefse zulüm olması ise, üç kere bu organları yıkayanın abdestindeki kemale ve sevaba nisbetledir. Aslında bir veya iki kere abdest organlarını yıkamakla da abdest sahih olur. Ancak üçden az yıkamayı isaet veya zulüm olarak tavsif etmek hususunda Hadisler arasında ifade birliği yoktur. Bu bakımdan ibn Hacer, Müslim'in bu hadisi ravi Amr b. Şuayb'den dolayı münker saydığını söyleyerek bu hadisin zayıf olduğuna dikkat çekmekte ve bir veya iki kere abdest organlarının yıkanmasıyla abdestin sahih olacağını ve sahibinin ise isaet ve zulüm işlemiş olmayacağını ifade etmektedir.

 

ibn Mevvak ise, "isaet veya zulm*' kelimelerindeki tereddüt ve şüphe ifade eden "veya" lafzının hadisin aslında olmayıp raviye ait bir söz olduğunu böyle bir şüphenin, ravi Ebu Avane'yi güvenilir bir ravi olmaktan çıkaramayacağını, zira bu türlü şüphelerden Allah'ın muhafaza ettiği kişilerden başka kimsenin kurtulamayacağını, binaenaleyh bu hadisin zayıflığına hükmetmenin doğru olmayacağı görüşünü bildirmiştir.

 

Hanefi ulemasından Ayni de buradaki isaet, "abdest organlarını üç'ten daha az sayıda yıkamadan ileri gelen adaba riayetsizliktir. Zulüm ise nefsi, abdesti bütün organları üçer kere yıkayarak alınan kamil abdestin faziletinden mahrum bırakmaktır" diye tefsir etmiştir. Yine Ayni buradaki "abdest organlarını fazla yıkamak'tan maksadın, sünnet olduğuna inanarak üçten fazla yıkamak: "noksan yıkamak"tan maksadın da, sünnet olduğuna inanarak üçten az yıkamak olduğuna dair bir görüşün bulunduğunu haber vermekte ve sözlerine şöyle devam etmektedir: "Eğer Rasul-i Ekrem (s.a.v.)'in abdest organlarını bazen birer, bazan da ikişer kere yıkayarak abdest aldığı sabit iken, üç'ten az sayıda yıkayarak abdest alan kişi, nasıl zalim olur, dersen ben de sana şöyle cevap veririm:

 

Abdest organlarını üç'ten az sayıda yıkayan kimse'nin zalim sayılmasının manası, üç kere yıkamaktaki fazileti ve kemali terketmesidir. Üç kere yıkamak sünnete uygun değildir, inancıyla bir veya iki kere yıkadığından dolayı zalim sayılır.

 

Bu hadisin ravileri arasında Amr b. Şuayb gibi rivayetleri tenkide uğramış bir ravi bulunduğundan, bu mevzuda gelen sahih hadisleri bırakarak bununla amel ettiği için zalim sayılır."

 

Hafız ibn Hacer ise Telhis'de "isaet ve zulüm kelimelerinin üçten az veya çok yıkayanların her ikisi için birden kutlanılmış olması mümkün olduğu gibi, isaet kelimesinin sadece üçten az yıkayanlar için; zulüm kelimesinin de sadece üçten fazla yıkayanlar için kullanılmış olması da mümkündür" demiştir.

 

Mir'at'ta'da İmam Nesefi'den şu görüşler naklediliyor: İsaet veya zulüm, sünnete uymak niyyet ve inancıyla üçten az veya çok sayıda abdest organlarını yıkayanlar için söz konusudur. Amma abdest organlarının iyice yıkanıp yıkanmadığı konusunda kalpde doğan bir şüpheyi gidermek için veya ikinci bir abdeste niyyetten dolayı üç'ten fazla sayıda yıkamakta ise, herhangi bir sakınca yoktur.

 

Ebu Davud şarihlerinden Menhel sahibi Mahmud Muhammed Hattab es-Subki de bu mevzuda şunları ilave ediyor: "Ben de derim ki, kalbin şüpheden kurtulması için üç kere yıkamak kafidir. İkinci bir abdest için abdest organlarının yıkanması abdest alırken düşünülemez. İkinci abdeste niyyet ancak birinci abdest bittikten sonra mümkün olur. Ayrıca tam olarak abdest aldıktan sonra hiçbir ibadet yapmadan tekrar abdest almanın suyu israf olacağından doğru olmadığını ve mekruh olduğunu fukahamız beyan etmişlerdir."