SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 204 >>

بَاب فِي الرَّجُلِ يَطَأُ الْأَذَى بِرِجْلِهِ

80. (Ayağıyla) Necaset'e Basan Kimse'nin Abdest Alıp Almayacağı

 

حَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِيِّ وَإِبْرَاهِيمُ بْنُ أَبِي مُعَاوِيَةَ عَنْ أَبِي مُعَاوِيَةَ ح و حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِي شَيْبَةَ حَدَّثَنِي شَرِيكٌ وَجَرِيرٌ وَابْنُ إِدْرِيسَ عَنْ الْأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ كُنَّا لَا نَتَوَضَّأُ مِنْ مَوْطِئٍ وَلَا نَكُفُّ شَعْرًا وَلَا ثَوْبًا  قَالَ أَبُو دَاوُد قَالَ إِبْرَاهِيمُ بْنُ أَبِي مُعَاوِيَةَ فِيهِ عَنْ الْأَعْمَشِ عَنْ شَقِيقٍ عَنْ مَسْرُوقٍ أَوْ حَدَّثَهُ عَنْهُ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ وَقَالَ هَنَّادٌ عَنْ شَقِيقٍ أَوْ حَدَّثَهُ عَنْهُ

 

Abdullah (b. Mes'ud) (r.a.) şöyle demiştir:"Biz (Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'le beraber olur) pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık. (Secdede) saçın ve elbisenin yere değmesine de mani olmazdık."

 

Ebu Davud şöyle demiştir; İbrahim b. Ebi Muaviye hadisinde, "A'rneş'ten o da Şakik'den o da Mesruk'tan (vasıtalı olarak)" veya, "Şakik el-A'meş'den (aralarında vasıta olmadan) Mesruk'tan Abdullah (b. Mes'ud) şöyle dedi... diye haber verdi." dedi.

 

Hennad'da; "(Mesruk'tan veya A'meş, Ebu Muaviye'ye) Şakik'den haber verdi ki Abdlulah (b. Mes'ud) şöyle demiştir..." dedi.

 

 

Diğer tahric: Tirmizî, tahare; İbn Mace İkame

 

AÇIKLAMA:     Bu Hadisin Hakim tarafından rivayeti, "Biz Resulullah’la birlikte namaz kılar pisliğe basmaktan dolayı abdest almazdık" şeklindedir. Buradaki لَا نَتَوَضَّأُ ibaresinin "Abdest almazdık" anlamında şer'i manasında mı yoksa "Ayağımızı yıkamazdık" anlamına lügavi manasında mı kullanıldığı alimler arasında ihtilaf konusu olmuştur.

 

Hattabi, Kelimeyi "abdest almazdık*' manasına alarak, "Bununla, ayaklarına pislik bulaştığında abdesti yenilemediklerini kasdetmiştir. Ayaklarını yıkamadıklarını, pislikten temizlemediklerini değil" demiştir.

 

İraki de şöyle der; "Buradaki vudu'un temizleme anlamına lügavi manasına kullanılmış olması muhtemeldir. Buna göre mana: Onlar çamur gibi şeylere basmaktan dolayı ayaklarını yıkamazlar, çamurun aslının temiz oluşuna binaen onun üzerinde yürürlerdi, şeklinde olur."

 

Ancak Hakim'in rivayetinde pisliğe bastıktan sonra namaz kıldıkları ifade edildiğine göre Hattabi'nin söylediğinin daha sahih olması uygun görünmektedir.

 

Beyhaki, daha değişik bir anlayışla buradaki necasetin kuru necaset olduğunu ve Ashabın buna basmaktan dolayı ayaklarını yıkamadıklarını ifade etmiştir.

 

Tirmizi, bu konuda şöyle der: "Bu, ehl-i ilimden bir çoklarının görüşüdür. İnsan, pis bir yere bastığı zaman ayağını yıkaması gerekmez, ancak pislik yaş ise yıkaması lazımdır, dediler."

 

Abdullah b. Mes'ud hadisin son tarafında saçlarını ve elbiselerini yerden sakınmadıklarını da ilave etmiştir.

 

Hattabi, bu konu ile alakalı olarak da şunları kaydetmektedir: "Bunun manası şudur: Namaz kıldığımızda onların tozlanmaması için topraktan korumazdık. Bilakis onları yere değecek biçimde salıverirdik. Onlar da azalarla birlikte secde ederlerdi. Ancak saçların temiz olan yerlere dökülmesi halinde buna mani olunmaz."