SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

TAHARA BAHSİ

<< 293 >>

DEVAM: 110. Müstehaza'nın Her Namaz İçin Yıkanacağını İşaret Eden Hadisler

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَمْرِو بْنِ أَبِي الْحَجَّاجِ أَبُو مَعْمَرٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ عَنْ الْحُسَيْنِ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ عَنْ أَبِي سَلَمَةَ قَالَ أَخْبَرَتْنِي زَيْنَبُ بِنْتُ أَبِي سَلَمَةَ أَنَّ امْرَأَةً كَانَتْ تُهَرَاقُ الدَّمَ وَكَانَتْ تَحْتَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَمَرَهَا أَنْ تَغْتَسِلَ عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ وَتُصَلِّي و أَخْبَرَنِي أَنَّ أُمَّ بَكْرٍ أَخْبَرَتْهُ أَنَّ عَائِشَةَ قَالَتْ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ فِي الْمَرْأَةِ تَرَى مَا يُرِيبُهَا بَعْدَ الطُّهْرِ إِنَّمَا هِيَ عِرْقٌ أَوْ قَالَ عُرُوقٌ  قَالَ أَبُو دَاوُد وَفِي حَدِيثِ ابْنِ عَقِيلٍ الْأَمْرَانِ جَمِيعًا وَقَالَ إِنْ قَوِيتِ فَاغْتَسِلِي لِكُلِّ صَلَاةٍ وَإِلَّا فَاجْمَعِي كَمَا قَالَ الْقَاسِمُ فِي حَدِيثِهِ وَقَدْ رُوِيَ هَذَا الْقَوْلُ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ عَلِيٍّ وَابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمَا

 

Ebu Seleme (r.a.) şöyle demiştir: "Zeyneb binti Ebi Seleme bana haber verdi ki; Abdurrahman bin Avf'in nikahı altında bulunan hanımından devamlı kan geliyordu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona her namaz vaktinde yıkanmasını ve namazını kılmasını emretti."

 

(Yahya bin Ebi Kesir der ki: Ebu Seleme bana) haber verdi ki: Ümmü Bekr Aişe'nin şöyle dediğini söyledi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) temizlendikten (hayzı bittikten) sonra kendisini şüpheye düşüren bir şey (kan) gören kadın hakkında: "Bu ancak bir damar (kanı)dır." buyurmuştur."

 

Ebu Davud derki: (Hayz geldiğinde namazı terk eder, babındaki) İbn Akil hadisinde; her iki emri (işi) birlikte zikrederek Kasım'in (aşağıda) dediği gibi "Eğer gücün yeterse her namaz için yıkan, aksi takdirde cem' et" demiştir.

 

Bu söz (gücü yeterse her namaz için gusletmesi aksi halde cem' etmesi), Said bin Cubeyr tarafından, Hz. Ali ve İbn Abbas (r.anhuma)'dan rivayet edilmiştir.

 

 

Diğer tahric: Ümmü Bekr'in rivayetini sadece İbn Mace tahric etmiştir.

 

AÇIKLAMA:     Bu Hadis, İbn İshak ve Süleyman bin Kesir'in Zühri'den rivayet ettikleri hadisleri takviye etmektedir. Bu Hadis için de o hadisler hakkında söylenilenleri söylemek mümkündür. Yani Rasulullah (s.a.v.)'in Ümmü Habibe'ye her namaz vakti yıkanmasını emretmesi ya nedb içindir; ya da Ümmü Habibe mütehayyiredir. Resulullah bunu bildiği için her namazda gusletmesini emretmiştir.

 

Bu hadis hakkında Hattabi şunları söylemektedir:

 

"Bu hadis muhtasardır, bunda mezkur kadının hali, ne şekilde bir müstehaza olduğu zikrediimemiştir. Müstehaza olan her kadına her namaz için gusletmek gerekli değildir. Ümmü Habibe ya hayız günlerini hiç ayırdedememiştir, veya unutmuştur. Hayzın zamanını, gün adedini ve kanın kesildiği zamanı bilmiyordur. Böyle bir kadın hiç bir namazını terk edemez ve her namaz vaktinde yıkanması lazımdır. Kocası hiç bir zaman kendisine yaklaşamaz. Çünkü hayız olduğu günler belli değildir. Eğer haccediyorsa iki defa tavaf yapması gerekir ve bu tavaflar arasında on beş gün aralık bulunmalıdır. Ancak bu hayzın azami müddetini on beş gün kabul edenlerin görüşüdür."

 

Ayni, "Hayzın azami müddetini on gün görenlere (Hanefiler) göre iki tavaf arasında on gün aralık bulunması gerekir" der.

 

Hattabi'nin, "Ümmü Habibe mütehayyire idi" şeklindeki mütalaası reddedilmiştir. Çünkü Müslim'in Bekr bin Mudar'dan yaptığı rivayette Ümmü Habibe'nin istihaza olmadan Önce mutade olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Hafız İbn Hacer de buna işaret etmiş ve "Hattabi'nin, Ümmü Habibe'nin mutahayyire olduğuna dair söylediklerini ihtiyatla karşılamak lazımdır" demiştir.

 

Hanefilerden Tahavi de Ümmü Habibe hadisinin her namaz için guslü değil, abdesti emreden Fatima binti Ebi Hubeyş hadisiyle neshedildiğini söylemiştir.

 

Bu rivayetlerin arasını bulmanın en uygun yolu, her namaz için yıkanmayı emreden Ümmü Habibe hadisindeki guslü nedbe hamletmektir.