SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 543 >>

DEVAM: 45. İmam Gelmeden Kamet Getirilmiş De Olsa, Cemaat Oturarak İmamı Bekler

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَلِيِّ بْنِ سُوَيْدِ بْنِ مَنْجُوفٍ السَّدُوسِيُّ حَدَّثَنَا عَوْنُ بْنُ كَهْمَسٍ عَنْ أَبِيهِ كَهْمَسٍ قَالَ قُمْنَا إِلَى الصَّلَاةِ بِمِنًى وَالْإِمَامُ لَمْ يَخْرُجْ فَقَعَدَ بَعْضُنَا فَقَالَ لِي شَيْخٌ مِنْ أَهْلِ الْكُوفَةِ مَا يُقْعِدُكَ قُلْتُ ابْنُ بُرَيْدَةَ قَالَ هَذَا السُّمُودُ فَقَالَ لِي الشَّيْخُ حَدَّثَنِي عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْسَجَةَ عَنْ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ كُنَّا نَقُومُ فِي الصُّفُوفِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ طَوِيلًا قَبْلَ أَنْ يُكَبِّرَ قَالَ وَقَالَ إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى الَّذِينَ يَلُونَ الصُّفُوفَ الْأُوَلَ وَمَا مِنْ خُطْوَةٍ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ مِنْ خُطْوَةٍ يَمْشِيهَا يَصِلُ بِهَا صَفًّا

 

Kehmes (b. el-Hasen)'den; demiştir ki; Mina'da, henüz imam yokken namaz kılmak için ayağa kalktık (sonra) bir kısmımız oturdu. Bunun üzerine Kufeli bir ihtiyar bana, "Niçin oturuyorsun?" dedi. Ben de, "Oturmanın sebebi İbn Büreyde'nin (ayakta imamı bekleme hali için): "Bu tekebbürdür" sözüdür" dedim. Bunun üzerine yaşlı adam dedi ki: "Abdurrahman b. Avsece el-Bera b. Azib'den onun şöyle dediğini bana nakletti: "Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in zamanında namaz'a başlamadan önce uzun süre ayakta saf olarak beklerdik". el-Bera demiş ki; "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: Allah azze ve celle ve melekleri ilk saflara ulaşanlara rahmetle dua ederler. Kişiyi bir saf ileri götüren adımdan, Allah katında daha sevimli hiç bir adım yoktur."

 

 

Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:     Her ne kadar bu hadiste, kimliği bilinmeyen ihtiyar, el-Bera'dan naklen Resulullah (s.a.v.) zamanında saflarda ayak­ta beklediklerini söyleyerek, imamı oturarak bekleyen kimseleri tenkid et­mişse de bu ihtiyarın kimliği kesin olarak bilinmediğinden bu hadis zayıftır. Bu bakımdan 539 numarada geçen "namaz için ikamet edildiğinde beni gö­rünceye kadar (ayağa) kalkmayınız" hadis-i şerifine muarız sayılabilecek kuv­vette değildir. Kaldı ki, saflarda ayakta beklemelerinin imam gelmeden vuku bulduğuna dair kesin bir ifade de yoktur. Belki de bu bekleme Resul-i Ek­rem (s.a.v.) cemaatin önüne geçtikten sonra olmuştur.

 

Hadis-i şerifte geçen "Salat" kelimesi lugatçıların bir çoğuna göre , dua, tebrîk, temcîd ve ta'zim manalarına gelir. C enabı Hakk'ın müslümanlar hak­kında salat etmesi onları günahlardan arındırması ve ilahi rahmetine eriştir-mesidir. Meleklerin salat etmesi ise, mü'minlere dua etmeleri ve onların affedilmelerini Allah'dan istemeleridir. Namaza salat denmesi aslının dua olmasındandır.

 

Seyyid Şerife göre ise, Allah'dan salat, "rahmet" anlamına geldiği gi­bi meleklerden "salat" "istiğfar" anlamına, mü’minlerden salat ise, "ha­yırlı dua" anlamına gelir.