SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 549 >>

DEVAM: 46. Cemaati Terk Etmenin Vebali

 

حَدَّثَنَا النُّفَيْلِيُّ حَدَّثَنَا أَبُو الْمَلِيحِ حَدَّثَنِي يَزِيدُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنِي يَزِيدُ بْنُ الْأَصَمِّ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَقَدْ هَمَمْتُ أَنْ آمُرَ فِتْيَتِي فَيَجْمَعُوا حُزَمًا مِنْ حَطَبٍ ثُمَّ أَاتِيَ قَوْمًا يُصَلُّونَ فِي بُيُوتِهِمْ لَيْسَتْ بِهِمْ عِلَّةٌ فَأُحَرِّقَهَا عَلَيْهِمْ قُلْتُ لِيَزِيدَ بْنِ الْأَصَمِّ يَا أَبَا عَوْفٍ الْجُمُعَةَ عَنَى أَوْ غَيْرَهَا قَالَ صُمَّتَا أُذُنَايَ إِنْ لَمْ أَكُنْ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَأْثُرُهُ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا ذَكَرَ جُمُعَةً وَلَا غَيْرَهَا

 

Ebu Hureyre (r.a.)'den, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:  "İçimden öyle geldi ki gençlerime odun demetleri toplamalarını emredeyim, sonra da özürsüz olarak (cemaata gelmeyip) namazı evlerinde kılanlara gideyim ve evlerini yakayım"

 

(Ravilerden Yezîd b. Yezîd diyor ki): Yezîd b. el-Esamm'a; Ya Eba Avf! (Resulullah) Cum'a namazım mı yoksa başka bir namazı mı kast etti? diye sordum. Yezid b. el-Esam şu karşılığı verdi: "Eğer ben bunu, Ebu Hüreyre'yi Resulullah (s.a.v.)'dan (böylece) rivayet eder­ken işitmemişsem kulaklarım sağır olsun. (Ebu Hüreyre) bunun cuma namazı mı, yoksa başka bir namaz mı olduğunu söylemedi."

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, mevakit; İbn Mace, mesacid; Darimî, salat; Ahmed b. Hanbel, I, 450; II, 314, 376, 472; Ayrıca bk. Müslim, mesacid

 

AÇIKLAMA:     Hadis-i Şerifte "Namazını evlerinde kılanlara" ifadesinden  hadisin münafıklar hakkında değil, mü'miner hakkında va-rid olduğuna işaret etmektedir. İbn Reslan, burada mevzuu bahs edilen kişi­lerin amelde münafıklar olduğunu söyler. Çünkü itikadda münafıklar gösteriş için namazı camide kılarlar evlerinde kılmazlardı.

 

Bu hadis-i şerif, bundan evvelki 548. hadis ile mana itibariyle hemen aynıdır. O hadisin şerhinde verilen bilgilerden burada tekrarına lüzum yoktur.