SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 731 >>

DEVAM: 115-116- Namaza Başlama (İftitah)

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ يَزِيدَ يَعْنِي ابْنَ أَبِي حَبِيبٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَلْحَلَةَ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرٍو الْعَامِرِيِّ قَالَ كُنْتُ فِي مَجْلِسٍ مِنْ أَصْحَابِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَتَذَاكَرُوا صَلَاةَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ أَبُو حُمَيْدٍ فَذَكَرَ بَعْضَ هَذَا الْحَدِيثِ وَقَالَ فَإِذَا رَكَعَ أَمْكَنَ كَفَّيْهِ مِنْ رُكْبَتَيْهِ وَفَرَّجَ بَيْنَ أَصَابِعِهِ ثُمَّ هَصَرَ ظَهْرَهُ غَيْرَ مُقْنِعٍ رَأْسَهُ وَلَا صَافِحٍ بِخَدِّهِ وَقَالَ فَإِذَا قَعَدَ فِي الرَّكْعَتَيْنِ قَعَدَ عَلَى بَطْنِ قَدَمِهِ الْيُسْرَى وَنَصَبَ الْيُمْنَى فَإِذَا كَانَ فِي الرَّابِعَةِ أَفْضَى بِوَرِكِهِ الْيُسْرَى إِلَى الْأَرْضِ وَأَخْرَجَ قَدَمَيْهِ مِنْ نَاحِيَةٍ وَاحِدَةٍ

 

Muhammed b. Amri'l-Amiri'den; demiştir ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sahabilerinden (bir topluluğun oluşturduğu) bir mecliste idim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazından bahsediyorlardı. (Bir önceki (730) hadisin ravilerinden) Ebu Humeyd (i's-Saidî) dedi ki: (Ravi Muhamed b. Amr b. Halhale, Abdul Hamid b. Cafer'in Muhammed b. Amr'den rivayet ettiği) şu (bir önceki) hadisin (sadece) bir kısmını zikretti ve (İbn Halhale sözüne devamla şöyle) dedi: (Resul-i Ekrem) rüku'a vardığı zaman elleriyle diz kapaklarını iyice kavrardı. Parmaklarının arasına açık bulundururdu. Başını yukarı kaldırmadan ve yüzünü göstermeden sırtını aşağı eğerdi. (Muhammed b. Amr b. Halhale sözüne devamla) dedi ki: "İki rekatta(n sonra) oturduğunda sol ayağının alt kısmı üzerine oturur ve sağ (ayağı)ını dikerdi. Dördüncü (rekatın nihayetin)de sol kabasını yere koyarak ayaklarını bir tarafından çıkarırdı."

 

 

Sadece Ebu Davud rivayet etmiştir.

 

AÇIKLAMA:     el-Münzirî, "Bu hadisin senedinde, hakkında bazı söylentiler bulunan İbn Lehîa bulunmaktadır" diyerek bu hadisin zayıflığına dikkati çekmiştir.

 

Müellif Ebu Davud'un Muhammed b. Amr b. Halhale'nin rivayet etti­ği bu hadisin, Abdulhamid b. Cafer'in rivayet ettiği bir önceki hadisin an­cak bir bölümünden ibaret olduğunu söylemekten maksadı, bu hadisin bir önceki hadise nisbetle çok kısa olduğuna dikkati çekmektir. Fakat bununla beraber bu hadisde bir önceki hadisde bulunmayan bazı ilaveler ve bir önce­ki hadise nisbetle bazı farklılıklar vardır. Bu farklılıklar şunlardan ibarettir:

 

1. Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rüku'da diz kapaklarını elleriyle iyice kavraya­rak ellerini dizlerine iyice yerleştirirdi.

 

2. Rüku' halinde ellerinin parmakları arasını açık bulundururdu.Bilin­diği gibi el parmaklarının arasını açık bulundurmak sadece rüku'da, kapalı bulundurmak da sadece secdede mendubtur.

 

3. Başını sağa-sola bükmediği için yanaklarından hiç biri rüku' halinde görünmezdi. Sağ yanağının görülebilmesi için başını sol tarafa sol yanağın görülebilmesi için de başını sağ tarafa bükmesi gerekir. Buna göre Resul-i Ekrem (s.a.v.) yanaklarını yere paralel bulunduruyordu.

 

4. Bundan Önceki hadis-i şerifte sol ayağını dışarı çıkardığından bahse­dildiği halde burada her iki ayağını da bir taraftan dışarı çıkardığı ifade edil­mektedir. Aliyyü'l-Kaarî'nin beyanına göre bu sağ taraftır.

 

Burada geçen ikinci ve dördüncü rekatlar sonundaki oturuş şekli bun­dan önceki hadiste de geçtiği için mezheb imamlarının görüşleriyle il­gili tafsilat orada verilmiştir.

 

Ancak burada ayakların ikisinin de sağ taraftan çıkarıldığı ifade edildi­ği halde Buharî'de "iki rekat sonunda (teşehhüd için) oturduğunda sol aya­ğının üzerine oturup sağ ayağını diker, son rekata oturduğunda (ise) sol ayağını ileri alıp diğerini dikip oturağı üzerine oturur idi" denilmektedir.[Buharî, ezan] İlk otu­ruş mevzuunda merhum Ahmed Naim Efendi şunları söylemektedir: "Sol ayağın üzerine oturup sağ ayağını dikmeğe (iftiraş) denir. Tahavî'nin riva­yetinde oturuşun şekli hakkında tafsilat daha da fazladır. Orada sonra otu­rup sol ayağını yaydı. Yani altına aldı, sağ ayağının üstünü kıbleye karşı getirdi. Sağ avucunu sağ dizinin üzerine ve sol avucunu sol dizinin üzerine koydu ve kelime-i şehadeti mübarek parmağı ile işaret buyurdu denilmektedir"[Tecrid Tercümesi, bk. Bezlu'l-mechud, IV, 448.7. hadis'in izahı (I, 860 - 867)]

 

Yine Ahmed Naim Efendi "sol ayağını ileri alıp diğerini dikip oturağı üzerine oturdu" cümlesi ile ilgili olarak şunları söylemektedir: "Buna teverrük denir." Nitekim Sünen-i Ebu Davud'un rivayetlerinin bi­rinde; "nihayet... ardından selam verilecek secdeyi yaptıktan sonra sol aya­ğını geri bırakıp sol yanı üzerine müteverriken (kabasını yere koyarak) otururdu." (Bk. Mevzumuzu teşkil eden hadis) denilerek teverrük açıklan­mıştır. Ebu Davud'un Sünen'indeki rivayetin birinde ise, her iki oturuş ara­sındaki fark: ikinci rekattan sonra oturduğunda sol ayağının tabanı üstüne oturup sağ ayağım diker, dördüncü rekat olunca sol ayağını yere yapıştırıp her iki ayağını yanından dışarı çıkarırdı, diye gösterilmiştir.

 

Bu hadis, ilk oturuş ile son oturuş arasında fark gören fukaha ile fark görmeyen Ebu Hanife ve taraftarları arasındaki ihtilafın esaslarından birini teşkil etmektedir. Bu hadise binaen Şafiî ile Şafiî'nin görüşünü payla­şan fukaha ilk oturuşta sadece iftiraşı (sağ ayağı dikerek sol ayak üzerine oturmayı) ikinci oturuşta ise, teverrükü (sol ayağı ileri alıp diğerini dikip ka­bası üzerine oturmayı) sünnet sayarlar. Ebu Hanife ile imameyn ise, -ki sa­rih Aynî, Seyrî ile Abdullah b. Mübarek'i ve bir rivayete göre Ahmed b-Hanbel'i de bunlara katıyor- oturduğu zaman sol ayağını yayar ve üzerine otururlar ve her iki oturuşta da bu şekilde oturmanın sünnet olduğunu söy­lerlerdi. Bu mevzudaki delilleri ise şu hadis-i şeriftir.[Hadis için bk. Müslim, salat; Ebu Davud, salat (783 nolu hadis); Ahmed b. Hanbel, IV, 318]

 

Bu konuda Bezlu'l-mechud sahibi de şunları söylemektedir: "Bu mev­zuda hanefi mezhebinin görüşü Bedayi sahibinin dediği gibidir. Teverrük' ün manası kabaları yere koyup ayakları sağ taraftan çıkartarak sol kaba üzerine oturmaktır. Hadis-i şeriflerin birinde (730 no'lu hadis) sol ayak dı­şarı çıkacak denildiği halde, diğerinde (731. hadis) ikisi birden dışarı çıka­cak denilmesi, zamana ve mekana göre ikisinin de uygulanabileceğine bir işarettir.

 

İmam Malik'e göre her iki oturuşta da teverrük efdaldır. Delili ise, 730 ve 731 no'lu hadislerdir.