DEVAM: 17. Zekât
Olarak Verilmesi Caiz Olmayan Meyveler
حَدَّثَنَا
نَصْرُ بْنُ
عَاصِمٍ
الْأَنْطَاكِيُّ
حَدَّثَنَا
يَحْيَى
يَعْنِي الْقَطَّانَ
عَنْ عَبْدِ
الْحَمِيدِ
بْنِ جَعْفَرٍ
حَدَّثَنِي
صَالِحُ بْنُ
أَبِي عَرِيبٍ
عَنْ كَثِيرِ
بْنِ مُرَّةَ
عَنْ عَوْفِ
بْنِ مَالِكٍ قَالَ
دَخَلَ
عَلَيْنَا
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الْمَسْجِدَ
وَبِيَدِهِ
عَصَا وَقَدْ
عَلَّقَ رَجُلٌ
قَنَا
حَشَفًا
فَطَعَنَ
بِالْعَصَا فِي
ذَلِكَ
الْقِنْوِ
وَقَالَ لَوْ
شَاءَ رَبُّ
هَذِهِ الصَّدَقَةِ
تَصَدَّقَ
بِأَطْيَبَ
مِنْهَا وَقَالَ
إِنَّ رَبَّ
هَذِهِ
الصَّدَقَةِ
يَأْكُلُ
الْحَشَفَ
يَوْمَ
الْقِيَامَةِ
Avf b. Mâlik'ten;
demiştir ki: Resûlullah (s.a.v.) elinde bir asâ ile yanımıza mescide girdi.
Bizden bir adam (zekât olarak getirdiği) âdi bir kuru hurma salkımı asmıştı.
Resûlullah (s.a.v.) asâ ile hurma salkımını dürttü ve şöyle buyurdu: ''Bu
zekâtın sahibi dileseydi, bundan iyisini zekât olarak verebilirdi. Bu zekâtın
sahibi kıyamet günü âdi kuru hurma yiyecektir.”
İzah:
Nesaî, zekât; İbn Mâce,
zekât
Kına, hurma salkımı
anlamına gelmekte ve "kana, kmv,
kunv." şeklinde de ifade edilmektedir.
"Haşef" ise âdi-bozuk kuru hurmadır.
İbn Mâce'nin el-Berâ b.
Âzib'ten rivayet ettiği bir hadiste57 Mescid-i Nebevî'nin içindeki iki direk
arasına gerilen bir ipe zekât hurma salkımları asıldığı ve fakirlerin onlardan
yediği bildirilmektedir. îşte böyle zekât olarak getirilip asılan hurma
salkımlarının âdi-bozuk olduğunu gören Resûlullah (s.a) normal hurmadan zekât
verebildiği halde âdi hurmadan zekât veren adama ceza olarak âhiret gününde
âdi-bozuk hurma yedirileceğini bildirmiştir.
Bu hadis, malın âdisini
zekât olarak vermenin caiz olmadığına delâlet etmektedir. Ancak 1567 no'lu
hadisin açıklamasında geçtiği gibi şayet malın hepsi âdi ve kötü ise, ondan
zekât verilebilir.