SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
119- İKİ REKAT
TAHİYYETÜ'L-MESCİDİN MÜSTEHAB OLDUĞU VE BU İKİ REKATI KILMADAN OTURMANIN MEKRUH
OLUP, BÜTÜN VAKİTLERDE ONU KILMANIN MEŞRU OLDUĞU BABI
1651- Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb ve Kuteybe b. Said tahdis
edip dediler ki: Bize Malik tahdis etti (H). Bize Yahya b. Yahya tahdis edip
dedi ki: Ben Malik'e Amir b. Abdullah b. ez-Zubeyr'den naklettiği rivayetini
okudum. O Amr b. Suleym ez-Zuraki'den, o Ebu
Katade'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Biriniz mescide girdiği zaman oturmadan iki rekat namaz kılıversin"
buyurdu.
Diğer tahric:
Buhari,444, 1163; Ebu Davud, 467, 468; Tirmizi, 316; Nesai, 729 -muhtasar-; İbn
Mace, 1013
1652- Bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe tahdis etti. .. Amr b. Suleym
b. Halde el-Ensari Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından Ebu Katade'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) insanlar arasında oturuyorken mescide girdim. Ben
de oturunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Oturmadan önce iki
rekat kılmana engel neydi?" buyurdu. Ben: Ey Allah'ın Resulü senin de
oturduğunu, insanların da oturduğunu gördüm, dedim. Allah Resulü: "Biriniz
mescide girecek olursa iki rekat kılmadıkça oturmasın" buyurdu.
1653- Bize Ahmed b. Cevvas el-Hanefi Ebu Asım tahdis etti. .. Cabir b. Abdullah dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den bir alacağım vardı. Bana alacağımı ödedi hatta fazlasını da verdi.
Mescitteyken yanına girdim, bana: "İki rekat namaz kıl" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
443 -uzunca-, 2394, 3603, 2604, 3087, 3089 -talik-, 3090; Müslim, 4081, 4082;
Ebu Davud, 3347; Nesai, 4604, 4607; Müslim, 1654
AÇIKLAMA: (1651)
"Biriniz mescide girdiği zaman oturmadan önce iki rekat namaz
kılıversin." Diğer rivayette (1652) "iki rekat kılmadan
oturmasın" buyurulmaktadır.
Hadisten Çıkarılan
Hükümler
1- İki rekat
tahiyyetu'l-mescid kılmak müstehabtır. Müslümanların icmaıyla bu namaz
sünnettir. Kadi İyaz, Davud ve mezhebine mensup ilim adamlarının bu iki rekatın
vacip (farz) olduğunu söylediklerini nakletmektedir.
2- Namaz kılmadan
oturmanın mekruh olduğu açıkça ifade edilmiştir. Bu tenzihi bir kerahettir.
3- Her vakit vakit
mescide girerse tahiyye namazını kılmak müstehabtır.
Bizim mezhebimiz de budur,
bir topluluk da böyle demiştir ama Ebu Hanife, Evzai ve Leys namaz kılmanın
yasak olduğu vakitlerde mekruh görmüşlerdir.
Mezhep alimlerimiz ise
buna şöyle cevap vermektedirler: (Sözü geçen vakitlerdeki) yasak ancak
kılınmasını gerektirici bir sebep bulunmayan namazlar hakkındadır çünkü Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) öğle namazının sünnet olan iki rekatını ikindi
namazından sonra kaza etmiştir. Böylelikle yasaklama vaktine bir tahsis
(daraltıcı özellik) getirmiş ve bu vakitte sebebi olan bir namaz kılmış,
herhangi bir durumda da tahiyye namazını terk etmemiştir. Aksine Cuma günü
kendisi hutbe okumakta iken mescide girip oturan bir kimseye kalkıp iki rekat
kılmasını emir buyurmuştur. Halbuki hutbe verilirken de namaz kılmak
yasaklanmış bir iştir. Tahiyyetu'l-mescid bundan müstesnadır. Eğer
tahiyyetu'l-mescid herhangi bir durumda terk edilecek olsaydı böyle bir zamanda
terk edilirdi çünkü tahiyyetu'l-mescid oturmadan önce meşru olduğu halde o
gelip oturmuştu. Buna sebep ise namazın hükmünü bilmeyişi idi. Bununla birlikte
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbesini kesip onunla konuştu ve
tahiyyetu'l-mescidi kılmasını emir buyurdu.
Eğer bütün vakitlerde
tahiyye ileri derecede önemsenmemiş olsaydı ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) da bu namaza bu şekilde önem vermezdi. Tahiyye niyetini yapması şart
değildir. Aksine farz ya da revatib bir sünnet ya da başka herhangi bir namazı
kılması da onun için yeterlidir. Kıldığı namaz ile hem farza, hemde
tahiyyetu'l-mescide niyet edecek olursa namazı olur ve her ikisini de kılmış
sayılır.
Şayet tahiyyetu'l-mescid
niyetiyle bir cenaze namazı kılsa yahut şükür ya da tilavet secdesi yapsa ve
tek bir rekat kılsa mezhebimizdeki sahih görüşe göre tahiyyetu'l-mescid kılmış
olmaz. Bazı mezhep alimlerimiz ise olur demiştir ama bu hadisin zahirine
aykırıdır. Bunun da delili şudur: Tahiyyeden kasıt mescide olan ikramdır.
Bunlar yapılarak bu da gerçekleşmiş olur. Ancak doğrusu bunları yapmakla
mescide ikramın gerçekleşmediğidir.
Mescid-i Haram'a
gelince, hac yapacak kimse Mescid-i Haram'a girer girmez kudum tavafını
yapmakla işe başlar. O mescidin tahiyyesi yaptığı bu tavaftır. Bundan sonra da
iki rekat tavaf namazını kılar.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: