SAHİH-İ MÜSLİM

CUMA

 

176- YÜCE ALLAH'IN: "ONLAR BİR TİCARET YAHUT BİR EĞLENCE GÖRDÜKLERİ ZAMAN SENİ AYAKTA BIRAKIP ONA DOĞRU YÖNELİRLER" (CUMA, 11) BUYRUĞU HAKKINDA BİR BAB

 

1994- Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim de tahdis etti. İkisi Cerir'den rivayet etti, Osman dedi ki: Bize Cerir, Husayn b. Abdurrahman'dan tahdis etti, o Salim b. Ebu Ca'd'den, o Cabir b. Abdullah'dan rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cuma günü ayakta hutbe verirken (bir seferinde) Şam'dan bir kervan geldi, insanlar ona yönelip gittiler. Öyle ki geride ancak on iki adam kaldı. İşte bunun üzerine Cumua suresinde yer alan şu: "Onlar bir ticaret yahut bir eğlence gördükleri zaman, seni ayakta bırakıp ona yöneldiler" (Cuma, 11) ayeti indirildi.

 

Diğer tahric: Buhari, 936, 2058, 2064, 4899; Tirmizi, 3311 -muallak olarak-

 

 

 

1995- Bunu bize Ebu Bekr b. Ebi Şeybe de tahdis etti, bize Abdullah b. İdris, Husayn'dan bu isnad ile rivayet etti ve: "Resulullah hutbe verirken" dediği halde, "ayakta" demedi.

 

 

 

1996- Bize Rifaa b. el-Heysem el-Vas ıtı de tahdis etti, bize Halid -yani et-Tahhan- Husayn'dan tahdis etti, o Salim ve Ebu Süfyan'dan, o Cabir b. Abdullah'dan şöyle dediğini rivayet etti: Cuma günü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte idik. Bu sırada bir kervan geldi. İnsanlar Çıkıp kervanın yanına gittiler, geriye yalnız on iki kişi kaldı. Ben de aralarında idim. Bunun üzerine Allah: "Onlar bir ticaret yahut bir eğlence gördükleri zaman, seni ayakta bırakıp ona doğru yöneldiler" (Cumua, 11) ayetini sonuna kadar indirdi.

 

 

 

1997- Bize İsmail b. Salim de tahdis etti, bize Husayn, Ebu Süfyan ve Salim b. Ebu Ca'd'den haber verdi, o Cabir b. Abdullah'dan şöyle dediğini rivayet etti: Cuma gününde Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayakta (hutbe veriyor) iken Medine'ye bir kervan geliverdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabı alelacele ona doğru gidiverdiler. Öyle ki onunla birlikte sadece on iki kişi kaldı. Bu on iki kişi arasında Ebu Bekir ve Ömer de vardı. Ayrıca (bu sebeble) şu: "Onlar bir ticaret yahut bir eğlence gördükleri zaman, seni ayakta bırakıp ona doğru yöneldiler" ayeti nazil oldu.

 

 

 

1998- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve Muhammed b. Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Mansur'dan tahdis etti, o Amr b. Murre'den, o Ebu Ubeyde'den, o Ka'b b. Ucre'den şöyle dediğini rivayet etti: Kendisi mescide girdiği bir sırada Abdurrahman b. Ümmü el-Hakem oturarak hutbe veriyordu. Bunun üzerine dedi ki: Şu pis adama bakın, oturarak hutbe okuyar, halbuki yüce Allah: "Onlar bir ticaret yahut bir eğlence gördükleri zaman, seni ayakta bırakıp ona doğru yöneldiler" buyurmaktadır.

 

 

Diğer tahric: Nesai, 1396

 

AÇIKLAMA:          (1994) "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) cuma günü ayakta hutbe verirdi... ayeti indirildi" diğer rivayette (1997) "on iki adam kaldı, aralarında Ebu Bekir ve Ömer vardı", diğer rivayette (1996) "aralarında ben de vardım" denilmektedir.

 

 

Bu rivayetlerden de şu hükümler anlaşılmaktadır:

 

1. Bu rivayette Ebu Bekir, Ömer ve Cabir'in önemli bir menkıbesi bulunmaktadır.

 

2. Hutbe ayakta verilir.

 

3. Malik ve onun dışında, cuma on iki adam ile kılınır diyenlerin görüşlerinin lehine bir delil vardır. Şafii mezhebi alimleri ve kırk kişiyi şart koşan başkaları ise buna şöyle cevap vermişlerdir: Bu gidenlerin geri döndükleri yahut da onlardan kırk kişiyi tamamlayacak kadar kişinin geri döndüğü ve böylelikle onlarla cuma namazını kılıp bitirdiği şeklinde yorumlanır. Buhari'nin Sahih'inde de: "Biz Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namaz kılmakta iken kervan geldi. .. " denilmektedir.

 

Namazdan maksat Müslim'in bu rivayetlerinde görüldüğü gibi hutbe okunurken namazı beklemektir.

 

(1996) "Bir kervan geliverdi" buradaki (kervan anlamındaki) "suveyka" kelimesi "suk" un küçültme ismidir. Kasıt ise birinci rivayette anılan kervandır. (Kervan anlamındaki) "el-'ir" yiyecek ya da ticaret malları taşıyan develere denilir. Ancak böyle olursa onlara " 'ir" denilir. Burada (kervana) "suveyka" adının verilmesi malların ona doğru sevk edilmesi dolayısıyladır. İnsanların burada ayakları üzerinde durmalarından ötürü bu ismin verildiği de söylenmiştir.

Kadi İyaz dedi ki: Ebu Davud, "el-Merasil" adlı eserinde zikrettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ayakta bırakılıp kervana doğru gittikleri esnada verdiği bu hutbe, cuma namazından sonra idi. Çünkü artık onların hutbe sırasında dağılmalarından ötürü bir veballerinin olmadığını sanmışlardı, ayrıca o, bu hadiseden önce hutbeden önce namazı kıldımdı. Kadi İyaz dedi ki:

 

Ashabın haline daha uygun olanı budur. Onlar hakkındaki zannımız onların Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte namazı kılmayı terk etmeyecekleridir. Fakat onlar namaz bittikten sonra ayrılıp gitmenin caiz olduğunu sanmışlardı. Bununla birlikte bazı ilim adamları Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hiçbir zaman cuma namazından sonra cuma için hutbe vermiş olduğunu kabul etmemektedirler.

 

(1998) "Şu pis herife bakın, oturarak namaz kılıyor, halbuki yüce Allah ... buyurmaktadır." Bu sözler münker olan bir işe karşı çıkmayı ve sünnete aykırı hareket etmeleri halinde yöneticilere de tepki gösterileceğini ihtiva etmektedir. Ayeti delil göstermesi de şu şekilde olmuştur: Şanı yüce Allah, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ayakta iken hutbe verdiğini haber vermektedir.

 

Aynı zamanda Yüce Allah: ''Andolsun Resulullah'da sizin için güzel bir örnek vardır." (Ahzab, 21) buyurmuş olmakla birlikte: "Ve ona uyunuz" (Araf, 158); "Resul size neyi verdiyse onu almız" (Haşr, 7) buyurduğu gibi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de: "Benim nasıl namaz kıldığımı gördüyseniz siz de öylece namaz kılmız" buyurmuştur.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

177- CUMA NAMAZININ TERK EDİLMESİ HUSUSUNDA TEHDİDİN AĞIRLAŞTIRILMIŞ OLDUĞU BABI