SAHİH-İ MÜSLİM |
CUMA |
180- HUTBEDE ÖĞRETME
HADİSİ BABI
2022- Bize Şeyban b. Ferruh da tahdis etti,
bize Süleyman b. elMuğire tahdis
etti, bize Humeyd b. Hilal tahdis
edip dedi ki: Ebu Rifaa
dedi ki: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına o hutbe vermekte iken vardım. Ben: Ey
Allah'ın Resulü! Dininin ne olduğunu bilmeyen, dinine dair soru sormaya gelen
yabancı bir adam(ım), dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbesini bıraktı, bana yöneldi ve benim yanıma
kadar geldi. Sonra ona bir kürsi getirildi.
Zannederim kürsinin ayakları demirdi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
üzerine oturdu ve Allah'ın kendisine öğrettiklerinden bana da öğretmeye
koyuldu. Sonra gidip hutbesinin geri kalan kısmını tamamladı.
Diğer tahric: Nesai, 5392
AÇIKLAMA: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe verirken yanına gittim ...
Zannederim ... hutbesini tamamladı." Bu rivayet bütün nüshalarda bu
şekilde "hasibtu: zannederim" şeklindedir. İbn Ebu Hayseme
ise bunu Müslim'in Sahih'inden başka yerlerde "hiltu"
diye rivayet etmiştir ki, bu da "hasibtu"
ile aynı anlamdadır.
Kadi İyaz dedi ki: İbnu'l-Hazza
nüshasında noktah hı ve şın
harfi ile "haşeb: kereste, ahşap" şeklinde
geçmektedir. İbn Kuteybe'nin
kitabında ise "kulb" diye kaydedilmiş ve o
bunu lif diye açıklamıştır. Fakat bu her iki lafız da tashiftir.
Doğrusu ise Müslim'in nüshalarında ve itimad edilen
diğer kitaplarda olduğu gibi; sandım, zannettim anlamında "hasibtu" dur ..
"Dininin ne
olduğunu bilmeyen, dinine dair soru sormaya gelmiş yabancı bir adam(ım)."
Buradan şu hükümler
anlaşılmaktadır:
1. Soru soran bir
kimsenin nazik ve incitici olmayan lafızlar kullanması ve ilim adamına bu
şekilde soru sorması müstehabtır.
2. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ne
kadar mütevazı, müslümanlara ne kadar şefkatli,
onlara ne kadar merhametli, onlar için ne kadar alçakgönüllü olduğu
anlaşılmaktadır.
3. Fetva isteyen bir
kimseye cevap vermekte acele edilmeli ve daha önemli işlere daha çok öncelik
tanımalıdır. Çünkü muhtemelen o, imana ve imanın önemli temellerine dair soru
sormuştur. İlim adamlarının ittifakla kabul ettiklerine göre imana ve İslam'a
nasıl girileceğine dair soru soran kimseye derhal cevap vermek ve ona bunları
öğretmek vaciptir.
4. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
diğerleri de onun söylediklerini duysun ve O'nun zat-ı ekremini
görmeleri için kürsinin üzerine oturmuştur -kürsı lafzı kef kesreli kirsı diye de söylenir ama kürsı
söyleyişi daha meşhurdur-
5. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
vermekte olduğu hutbenin cuma hutbesi dışında herhangi bir husus ile ilgili
verdiği bir hutbe olması ihtimali de vardır. Bundan dolayı hutbesini bu şekilde
uzunca bir kesintiye uğratmıştır. Bununla birlikte bu hutbenin cuma hutbesi
olması ve sonradan buna tekrar başlamış olması ihtimali de vardır. Arada uzun
bir fasıla geçmemiş olma ihtimali de bulunmaktadır. Onun bu yabancı kişiye
söylediklerinin hutbe ile alakah olup böylelikle
hutbenin bir bölümünü teşkil etmesi ihtimali de vardır.
6. Hutbe esnasında
yürümenin de zararı yoktur.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
181- CUMA
NAMAZINDA (ZAMM-İ SURE OLARAK) NE OKUNACAĞI BABI