SAHİH-İ MÜSLİM |
ZEKAT |
35- MİSKİN (DENİLEN
YOKSUL), İHTİYACINI KARŞILAYACAK BİR ŞEYLERİ BULAMAYAN VE FARKINA VARILAMADIĞI
İÇİN KENDİSİNE TASADDUKTA BULUNULMAYAN KİMSEDİR BABI
2390- Bize Kuteybe b.
Said tahdis etti, bize Muğire -yani elHizami- Ebu'z-Zinad'dan tahdis etti, o
A'rec'den, o Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Miskin (yoksul) denilen kişi şu insanları dolaşıp
duran bir ve iki lokmanın, bir ve iki hurmanın geri çevirdiği kişi değildir"
buyurdu. Ashab: O halde miskin kimdir, ey Allah'ın Resulü? deyince:
"Kendisini ihtiyaçtan kurtaracak bir şeyler bulamayan ve fark edilmediği
için kendisine tasaddukta bulunulmayan, insanlardan da bir şey istemeyen
kimsedir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
2391- Bize Yahya b.
Eyyub ve Kuteybe b. Said tahdis etti. İbn Eyyub dedi ki: Bize İsmail-ki o b.
Cafer' dir- tahdis etti, bana Şerik Meymune'nin azadlısı Ata b. Yesar'dan haber
verdi, onun Ebu Hureyre'den rivayetine göre Resulutlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Miskin, bir iki hurmanın, bir-iki lokmanın geri çevirdiği kişi değildir.
Asıl miskin olabildiğince iftetli davranan kişidir. Arzu ederseniz: "Onlar
yüzsuyu dökerek, ısrar ederek insanlardan dilenmezler" (Bakara, 273)
buyruğunu okuyunuz" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
4539; Nesai, 2570
2392- Bunu bana Ebu
Bekir b. İshak da tahdis etti, bize İbn Ebu Meryem tahdis etti, bize Muhammed
b. Cafer haber verdi, bana Şerik haber verdi, bana Ata b. Yesar ve Abdurrahman
b. Ebu Amre'nin haber verdiğine göre her ikisi Ebu Hureyre'yi şöyle derken
dinlemiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) deyip İsmail'in hadisi
rivayet ettiği gibi zikretti.
AÇIKLAMA: (2390)
"Yoksul ... dolaşıp duran kişi değildir. .. kendisini ihtiyaçtan
kurtaracak bir şey bulamayandır. .. " Yani sadakayı daha çok hak edip ona
daha çok ihtiyacı olan yoksulluğu kemal derecesindeki miskin (yoksul) denilen
kişi, şu dolaşıp durarak dilencilik eden değildir. Aksine kendisini ihtiyaçtan
kurtaracak bir şeyleri olmayan ve farkına varılmayıp insanlardan da bir şey
dilenmeyen kimsedir. Bunun anlamı dolaşıp dilenen kimsenin esasen miskin
(yoksul) olmadığını söylemek değildir. Aksine bu miskinliğin tam ve eksiksiz
halinin sözkonusu olmadığı anlamındadır. Nitekim yüce Allah: "(Namazda)
yüzlerinizi doğu ve batıya döndurmeniz iyilik demek değildir. Ama asıl iyilik
Allah'a, ahiret gününe ... sabredenlerin yaptığıdır" (Bakara, 177) buyruğu
gibidir.
"Ashab: O halde
miskin kimdir? dediler .. " Bütün asıl nüshalarda bu şekilde, miskin nedir
(femel miskin)dir ve bu doğru bir tabirdir. Çünkü "ma" edatı
çoğunlukla aklı eren varlıkların sıfatı olarak da kullanılır. Yüce Allah'ın:
"Kadınlarınızdan
hoşunuza giden (size helal olan)ları nikahlayınız" (Nisa,3) buyruğunda olduğu
gibi.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
36- İNSANLARDAN
DİLENMENİN HOŞ GÖRÜLEN BİR ŞEY OLMADIĞI BABI