SAHİH-İ MÜSLİM |
ORUÇ |
8- ORUCA BAŞLAMANIN
FECRİN ÇIKMASI İLE GERÇEKLEŞTİĞİ VE FECİR ÇIKINCAYA KADAR KİŞİNİN YEMEK YEME VE
BAŞKA HUSUSLARI YAPABİLECEĞİ İLE ORUCA BAŞLAMAK SABAH NAMAZININ VAKTİNİN GİRMESİ
VE DAHA BAŞKA BİR TAKIM HÜKÜMLERİN KENDİSİNE BAĞLI OLDUĞU FECRİN NİTELİKLERİNİN
BEYANI BABI
2528- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe de tahdis etti... Adiyy b. Hatim (r.anh) dedi ki:
"Fecir vaktinde beyaz iplik siyah iplikten tarafınızdan ayırt edilinceye
kadar. .. " (Bakara, 187) ayeti nazil olunca Adiyy b. Hatim Allah Resulü'ne: Ey Allah'ın Resulü! Ben
yastığımın altına biri beyaz diğeri siyah olmak üzere iki yular bırakıyorum.
Böylelikle geceyi gündüzden fark ediyorum, dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz senin yastığın pek enli imiş.
Bundan kasıt gecenin siyahfığı ile gündüzün
beyazlığından ibarettir" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari, 1916,4509; Ebu Davud, 2349; Tirmizi, 2971
AÇIKLAMA: "Adiy b. Hatim dedi ki: "fecir vakti beyaz iplik siyah
iplikten tarafınızdan ayırt edilinceye kadar ... " ayeti nazil olunca ...
" Hadis nüshaların bir çoğunda ya da çoğunluğunda bu şekildedir. "Adiy ona dedi ki ... " diye kaydedilmiştir.
Bazılarında ise "ona" lafzı hazfedilerek: "Adiy
dedi ki ... " şeklindedir. Her ikisi de sahihtir. Bunu kaydeden, zamiri
bilinen bir zata yahut da muhatap nezdinde önceliği olan bir zata ait kabul
eder. Nüshaların çoğunda yahut bir çoğunda "senin yastığın pek
genişmiş" anlamındaki ibarede senin yastığın anlamına gelen kelime "visadeke" şeklinde olmakla birlikte bazılarında te harfi fazlası ile "visadeteke"
şeklindedir. Bunun da "enli" lafzı ile birlikte açıklanabilir bir
tarafı olur. Bu durumda "te" li söyleyişten kasıt "te"siz
söyleyiş olan "visadlıdır. Diğer rivayette
olduğu gibi. Böylelikle sıfat lafza değil manaya ait olur.
Hadisin anlamına
gelince; ilim adamlarının bu hadise dair çeşitli şerhleri bulunmaktadır. En
güzelleri Kadı lyaz'ın -yüce Allah'ın rahmeti ona-
söyledikleridir. O diyor ki: O iki yular alıp başının altına koydu ve hatırına,
kastedilenin bu olduğu geldiği için ayeti böyle anladı. Onun yaptığının
aynısını yapan daha başkaları da böyle davrandı. Nihayet yüce Allah'ın:
"Fecrin" buyruğu nazil olunca Bununla gündüzün aydınlığı ile gecenin
karanlığının kastedildiğini anlamış oldular. Yoksa burada anlatılmak istenen ta
baştan beri şeriatin hükmünün bu olduğu sonra da yüce
Allah'ın: "Fecrin" buyruğu ile nesh
edildiği -Tahavi ile Davudi'nin işaret ettiği gibi-
değildir.
Kadı lyaz
dedi ki: Maksat şu ndan ibarettir: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte fazla bulunmayan kimseler böyle bir iş yaptı ve buyruğu bu şekilde
anlayıp yorumladı. Bunlar genelde ya bedevilerden olan kimselerdi yahut da fıkhi (dini bir bilgi ve anlayış) olmayan kimselerdi yahut
da
Ayrıca bu hadiste
müşterek (birden çok anlamı olan) lafızların en açık anlaşılan ve en çok
kullanılan anlamı ile -beyanın bulunmaması hali dışındaamel
için esas alınıp uygulanmayacağı hükmü de çıkmaktadır. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
fiilen var olduğu için beyan ortada bir husustu. Ebu
Ubeyd dedi ki: Beyaz iplik fecr-i sadık (ikinci
fecir), siyah iplik ise
"Gecenin siyahlığı
(karanlığı) ile gündüzün beyazlığı (aydınlığı)dır" buyruğu fecirden
sonraki vaktin geceden değil gündüzden olduğuna ve aralarında bir fasıla
bulunmadığına delildir. Bizim mezhebimiz budur, ilim adamlarının büyük
çoğunluğu da böyle demişlerdir. Bu hususta A'meş ve
başkalarından bazı kanaatler nakledilmiş ise de muhtemelen onlardan nakledilen
bu rivayetler sahih olarak gelmemiştir.
"Senin yastığın
gerçekten genişmiş" buyruğu hakkında Kadi İyaz şunları söylemektedir: Eğer sen yüce Allah'ın iki
iplik ile kastettiği
Kadi İyaz Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
bu tabirinin onun ahmaklığından yahut da çokça yemek yiyen birisi olduğu için
şişman olduğundan kinaye olmak üzere iki iplik ile ilgili beyana geçildiğini
söyleyenlerin kanaatini kabul etmemektedir.
Kimisi de şöyle
demiştir: Yastıktan maksat uykudur. Yani sen çok uyuyan birisisin. Bir diğer
açıklamaya göre bu sözleri ile geceyi kastetmiştir. Yani eğer bir kimse için
gündüz ancak iki ipliği n birbirinden fark edileceği bir hal alınca meydana
geliyorsa o kimsenin gecesi uzun, uykusu çoktur. Ama doğru olan Kadi İyaz'ın tercih ettiğidir.
Allah en iyi bilendir.
2529- Bana Ubeydullah b. Ömer el-Kavarırı de
tahdis etti... Bize Sehl b.
Sa'd tahdis edip dedi ki:
Şu: "Beyaz iplik siyah iplikten tarafınızdan ayırt edilinceye kadar yeyin, için" ayeti nazil olunca kişi biri beyaz diğeri
siyah birer iplik alırdı. Bunları birbirinden iyice ayırt edebilecek vakte
kadar yer (içer)di. Bu hal aziz ve celil Allah: "minelfecr:
fecir vakti" buyruğunu indirinceye kadar devam etti. Buyruk nazil olunca
bunun anlamını da açıklamış oldu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
2530- Bana Muhammed b. Sehl et-Temımı ve Ebu Bekr b. İshak da tahdis edip dediler ki: Bize İbn Ebu Meryem tahdis etti, bize Ebu Gassan haber verdi, bana Ebu Hazim, Sehl
b. Sa'd (r.a.)'dan şöyle dediğini tahdis
etti: Bu ayet "yani sizin için beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye
kadar yeyin, için" ayeti nazil olunca kişi oruç
tutmak istedi mi birisi ayaklarına (birine siyah bir ip) diğerine beyaz bir ip
bağlar ve bunları gözü ile birbirinden ayırt edinceye kadar yer içerdi. Bundan
sonra yüce Allah: "Minelfecr: Fecrin"
buyruğunu indirince onun bu buyrukla geceyi ve gündüzü kastettiğini öğrenmiş
oldular.
Diğer tahric: Buhari, 1917,4511
AÇIKLAMA: "Onlardan
biri ayaklarına siyah bir iplik ile beyaz bir iplik bağlar ... bunları gözü ile
ayırt edinceye kadar yer içerdi." Buradaki "bunları gözü ile"
anlamını verdiğimiz lafız üç şekilde zaptedilmiştir.
Birincisi kesreli re ile sakin bir hemze sonra da ye ile "ri'yuhuma" şekli. Bu da onların göz görmesi ile (ayırt
edilmeleri) anlamındadır. Yüce Allah'ın: "Mal mülkü ve görünüşü itibari
ile daha güzel ... " (Meryem, 74) buyruğunda bu anlamdadır. İkincisi (re
harfi yerine) kesreli ze, şeddeli bir ye fakat
hemzesiz "ziyyuhuma" şeklindeki okuyuştur
bu da ikisinin renkleri (birbirinden ayırdedilinceye
kadar) demek olur. Üçüncü şekil ise re harfi fethalı da kesreli de okunmak
üzere şeddeli ye ile "rayyuhuma ve riyyuhuma" şeklindeki okuyuştur. Kadi
İyaz dedi ki: Bu lafız burada yanlıştır. Çünkü rey,
cinlerden bir kişiye tabi olana (kişinin cinnine)
denilir. Eğer rivayet itibari ile bu sahih olursa manası görünen demek olur.
Allah en iyi bilendir.
2531- Bize Yahya b.
Yahya ve Muhammed b. Ruh tahdis edip dedi ki: Bize Leys haber verdi (H.) Bize Kuteybe
b. Said de tahdis etti,
bize Leys İbn Şihab'dan tahdis etti, o Salim b.
Abdullah'dan, o Abdullah (r.anh)'dan
o Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den: "Şüphesiz Bilal
Diğer tahric: Tirmizi, 203; Nesai, 637
AÇIKLAMA: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in:
"Şüphesiz Bilal
1. Fecir doğmadan önce
2. Fecir doğuncaya kadar
(oruç tutacak kimseler için) yemek, içmek, cima etmek ve diğer (mübah) işleri yapmak caizdir.
3. Gözleri görmeyen
kimsenin eza n okuması caizdir. Mezhep alimlerimiz Bunun caiz olduğunu
söylemişlerdir. Ancak onunla birlikte gözü gören birisinin de bulunması şartı
ile ki İbn Ümmü Mektum ile birlikte Bilal'in
bulunması gibi. O taktirde bunda kerahet bulunmaz. Şayet onunla birlikte gözü
gören birisi yoksa yanlışlık yapacağı korkusu ile mekruh olur.
4.
5. Müezzinin sesine
(okunan ezana) güvenmek. Malik, Müzeni ve gözleri görmeyen kimsenin şahitliğini
kabul eden diğer kimseler bunu delil göstermişlerdir. Cumhur ise buna şahitlikte
(konunun) hakkında bilgi sahibi olmak şart olarak aranır demiştir. Ama ses ile
ilim hasıl olmaz. Çünkü sesler birbirine benzeyebilir. Ancak ezan ve namaz
vakti hususunda ise (ağırlıklı) zan sahibi olmak yeterlidir.
6. Niyet ettikten sonra
yemek yemenin caiz olduğuna delildir. Niyetten sonra yemek yeme ile oruç niyeti
bozulmuş olmaz. Çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) fecrin doğuşuna kadar yemek yemeyi mübah kılmıştır. Bilindiği gibi fecrin doğuşundan sonra
niyet etmek caiz değildir. O halde niyeti n fecirden önce olduğuna ve ondan
sonra yemek yemenin zarar vermediğine delildir. İşte gerek bizim mezhebimizin
gerek bizden başkalarının mezhebinin meşhur olan doğru görüşü budur. Kimi
mezhep alimimiz de şöyle demektedir: Eğer niyetten sonra yemek yer yahut cima
yaparsa niyeti bozulur, niyetini yenilemesi icab
eder. Aksi taktirde orucu sahih olmaz. Bu ise açık bir yanlışlıktır.
7. Sahur yapmak ve onu
geciktirmek müstehabtır.
8. Büyük bir mescit için
iki müezzin edinilebilir. Mezhep alimlerimiz şunları söylemektedir: Eğer
ihtiyaç olursa ikiden fazla müezzin edinmek de caizdir. Nitekim Osman (r.anh) dört müezzin edinmişti. Şayet dört müezzinden
fazlasına ihtiyaç olursa daha sahih olan görüş ihtiyaca ve maslahata göre
fazlasının da görevlendirilebileceği şeklindedir.
2532- Bana Harmele b. Yahya da tahdis etti
... Abdullah b. Ömer (r.anhuma) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i şöyle buyurur'ken
dinledim: "Şüphesiz Bilal, henüz
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
2533- Bize İbn Numeyr tahdis
etti. .. İbn Ömer (r.anhuma)
dedi ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in iki müezzini vardı. Bilal ve
gözleri görmeyen İbn Ümmü Mektum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de:
"Bilal henüz
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "İkisi
arasında ... " İlim adamlarının dediklerine göre Bunun anlamı şudur: Hilal
fecirden önce ezan okur ve ezan okuduktan sonra dua ve benzeri ameller için
bekler, sonra fecric doğmasını gözetlerdi. Fecrin
doğması yaklaşınca inip İbn Ümmü
Mektum'a haber verir. İbn Ümmü Mektum da abdest ve benzeri
hazırlıklarını yaptıktan sonra çıkar ve fecrin doğuşu ile birlikte ezan okumaya
başlardı demektir. Allah en iyi bilendir.
2534- Bize İbn Numeyr de tahdis
etti. .. Aişe (r.anha) Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'den Bunun aynısını rivayet etti.
2535- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Usame tahdis etti (H.) Bize
İshak da tahdis etti, bize Abde
haber verdi (H.) Bize İbnu'l-Müsenna
da tahdis etti, bize Hammad
b. Mes'ade tahdis etti,
hepsi Ubeydullah'dan bu iki isnad
ile İbn Numeyr'in hadisine
yakın olarak rivayet etti.
2536- Bize Zuheyr b. Harb tahdis etti. .. İbn Mesud (r.anh) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bilal'in
ezanı -yahut Bilal'in nidası dedi- sizden herhangi
birinizin sahurunu yemesine sakın engel olmasın. Çünkü o (gece) namaz kılanınız
(yatağına) dönsün. Uyuyanınızı da uyandırsın diye henüz
Diğer tahric: Buhari, 621, 5298, 7247; Ebu Davud, 2347; Nesai, 640 -muhtasar-, 2169 -muhtasar-; İbn
Mace, 1696
2537- Bize İbn Numeyr de tahdis
etti, bize Ebu Halid -yani elAhmer- Süleyman et-Teymi'den bu
isnad ile tahdis etti ama
şöyle dedi: "Fedr şöyle olan değildir" bu
arada parmaklarını bir araya getirdikten sonra yere doğru indirdi. "Ama
böyle olandır" bu sefer şehadet parmağını diğer şehadet parmağı üzerine koyup ellerini uzattı.
2538- Bize Ebu Bekr b. Ebi
Şeybe de tahdis etti, bize Mu'temir b. Süleyman tahdis etti
(H.) Bize İshak b. İbrahim de tahdis etti, bize Cerir ve Mu'temir b. Süleyman
haber verdi. İkisi Süleyman et-Teymi'den bu isnad ile rivayet etti. Ama el-Mu'temir'in
hadisi rivayeti "uyuyanınızı uyandırır ve kıyamda olan (namaz kılan)ınız da geri döner" ibaresinde sona ermektedir.
İshak dedi ki: Cerir hadisi rivayetinde: "Böyle olması değildir ama
böyle olmasıdır" Bununla fecri kastediyordu. O ise enine doğru uzanan
aydınlıktır, yukarıdan aşağı dikey uzanan değildir demektir.
2539- Bize Şeyban b. Ferruh tahdis etti... Semura b. Cundub dedi ki:
Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i
şöyle buyururken dinledim: "Sizden herhangi biriniz Bilal'in
ezan okumasına da -enlemesine yayılmadığı süreceşu
uzanan beyazlığa da kanarak sahurundan olmasın. "
Diğer tahric: Ebu Davud,
2346; Tirmizi, 706; Nesai,
2170
2540- Bize Züheyr b. Harb da tahdis etti... Semura b. Cundub (r.anh) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bilal'in
ezan okumasına da şu şekilde etrafa yayılmadıkça sabahın dikey beyazlığına da
kanmayın. "
2541- Bana Ebu'r-Rabi' ez-Zehrani de tahdis etti. Bize Hammad -yani b. Zeyd- tahdis etti ... Semura b. Cundub (r.anh) dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Bilal'in
ezanına da ufuktaki şu şekilde uzunlamasına beyazlığa -bu şekilde etrafa
yayılmadıkça- kanarak sahurunuzdan olmayın. " Hammad
bunu eli ile gösterdi ve enine (yayılmasını) kastediyor dedi.
2542- Bize Abdullah b. Muaz tahdis etti ... Semura b. Cundub (r.anh) hutbe verirken Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu tahdis etti: "Bilal'in ezan okumasına da fecir açıkça
ortaya çıkıncaya kadar -yahut fecir ağanncaya kadar
dedi- şu beyazlığa (aydınlığa) da kanmayın. "
2543- Bunu bize İbnu'l-Müsenna da tahdis etti, Sevade b. Hanzala el-Kuşeyri dedi ki: Semura b. Cundub (r.anh) şöyle derken dinledim: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)
buyurdu ki deyip bu hadisi zikretti.
AÇIKLAMA: (2536)
"Bilal'in ezan okuması -yahut Bila/'in nidası- sizden kimseyi sahurundan alıkoymasın ...
" Buradaki (namaz kılanınız anlamındaki) kaimekum:
lafzı "yarcia: dönmesi için fiilinin mef'ulüdür. Nitekim yüce Allah:
"Eğer Allah seni döndürürse" (Tevbe, 83) buyurmuştur.
Hadisin manasına gelince
o geceleyin ezan okur, böylelikle size fecrin doğmasının pek uzak olmadığını
bildirmek ister. Bunun neticesinde
"Uyuyanınızı da
uyandırmak için" yani o da kılmak istediği kısa bir teheccüdü
kılıp yahut da eğer vitir kılmamışsa vitir kılıp eğer oruç tutmak isterse sahur
yeyip gusletmek ya da abdest almak isterse ya da
Bunun dışında fecirden önce yapma ihtiyacı olan daha başka şeyleri yaparak
(2536) "Şöyle ve
şöyle olması değildir deyip ellerini toplayıp kaldırdı. .. " Diğer
rivayette (2537) "Şüphesiz fecir şöyle olan değildir deyip parmaklarını
bir araya getirdi. .. " öbür rivayette (2538) "O enine doğru
yayılandır ... " diğer rivayette (2541) "Bilal'in
ezan okuması da ... sizi sahurunuzdan alıkoymasın" Ravi
(Hammad) da: Enine uzanmasını kastediyordu dedi.
Bütün bu hadisler ile
hükümlerin kendisine bağlı bulunduğu fecrin mahiyeti beyan edilmektedir ki bu
da ikinci fecir, fecr-i sadık ve enine doğru aydınlığı
yayılandır. Bab başlığında açıklanmış idi.
Yine bu hadislerde bu
açıklama daha da açıklık kazanmakta, ayrıca öğretim halinde daha da açıklayıcı
olmak üzere işaretle gösterilebileceği de anlaşılabilmektedir. Allah en iyi
bilendir.
Sonraki sayfa için aşağıdaki
link’i kullan: