İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih |
|
YEZİD BİN MUAVİYE'NİN
OĞLU MUAVİYE'YE VE ABDULLAH BİN EZ-ZÜBEYR'E BEY'AT EDİLMESİ
HİCRİ
64.YIL
Bu
sene içerisinde Şam'da Muaviye bin Yezid'e Hicaz'da da Abdullah bin ez-Zübeyr'e
halifeliğe getirmek maksadıyla bey'at edilmiştir. Abdullah bin ez-Zübeyr,
Husayn bin Numeyr ile yanındaki Şamlı askerlerinden önce Yezid'in ölümünü haber
almış bulunuyordu. Tam bu sırada onların İbn ez-Zübeyr üzerindeki muhasaraları
daha şiddetli bir hal almıştı. İbn ez-Zübeyr ve Mekkeliler şöyle seslendiler;
"Ne diye savaşıyorsunuz? Sizin azgın adamınız ölmüş bulunuyor." Ancak
Şamlılar onların dediklerini tasdik etmediler.
Husayn
da Yezid'in ölüm haberini alınca İbn ez-Zübeyr'e haber göndererek şunları
söyledi: "Bu gece seninle Ebtah denilen yerde buluşalım." Orada bir
araya gelip konuşmağa başladılar. Bu sırada Husayn'ın atı pisledi. Arkasından
Harem'in güvercinlerinden bir kaçı gelerek atının pisliğini gagalamaya
başlayınca Husayn atını güvercinlerden bir miktar uzaklaştırdı ve: "Atımın
Harem'in güvercinlerini öldürmesinden korkuyorum" deyince, İbn ez-Zübeyr
O'na şöyle dedi: "Sizler bu kadarından bile sakımyorsunuz, fakat ayın
zamanda da Harem'de Müslümanları öldürüyorsunuz." Husayn'ın İbn
ez-Zübeyr'e söyledikleri arasında şunlar da vardı: "Sen bu işte daha çok
hak sahibisin; haydi -sana bey'at edelim, sonra da bizimle gel, birlikte Şam'a
varalım. Benimle birlikte bulunan şu askerler Şam'ın ileri gelenleri ve en iyi
süvarileridir. Allah'a yemin ederim, bu konuda iki kişi bile sana muhalefet
etmeyecektir. Buna karşılık sen herkese eman vereceksin, aramızda ve seninle
Harem halkı arasında dökülen kanları hesaba almayıp karşılıklarını
istemeyeceksin." İbn ezZübeyr O'na şu cevabı verdi: "Ben kanları
hesaba almamazlık edemem. Allah'a yemin ederim ki onlardan öldürülen her bir
kişi karşılığında sizden on kişinin öldürülmesine bile razı değilim." Daha
sonra Husayn O'nunla gizlice konuşmağa başladı. Buna karşılık İbn ez-Zübeyr
O'na yüksek sesle: "Allah'a yemin ederim, yapmayacağım." diye cevap
veriyordu. Bu sefer Husayn O'na şu karşılığı verdi: "Şimdiden sonra akıllı
ve zeki kabul edeni Allah kahretsin. Ben senin doğru dürüst görüş sahibi birisi
olduğunu zannediyordum. Ben seninle gizli konuşuyorum, sen ise benimle açık ve
yüksek sesle konuşuyoı, Ben seni halife olmaya davet ediyorum, sen ise ölmekten
ve öldürmekten başka bir şey istemiyorsun." Daha sonra O'ndan ayrıldı,
arkadaşlarıyla birlikte Medine tarafına doğru gitti. İbn ez-Zübeyr yaptıklarına
pişman oldu ve O'na şöyle bir haber gönderdi: "Şam'a gelmeyeceğim; fakat
sizler orada bana bey'at alınız, sizlere eman verecek ve sizin aranızda
adaletle hareket edeceğim." Husayn ise şu karşılığı gönderdi: "Bizzat
sen gelmedikçe bu işten bir sonuç alınmaz, çünkü orada Ümeyyeoğulları'ndan bu
işi isteyen bir takım kimseler vardır. "
Daha
sonra Husayn Medine üzerine yürüdü. Bu sefer Medine halkı Şamlılara karşı bir
çeşit cesaret kazandılar. Öyle ki tek başına kalan her Şamlının atı mutlaka
kendisinden alınıyordu. Bu bakımdan Şamlılar dağılmadılar, Medine'deki
Ümeyyeoğulları da onlarla birlikte çıkıp Şam'a gittiler. Şayet İbn ezZübeyr
onlarla birlikte gitmiş olsaydı, hiç kimse O'na karşı muhalefet etmezdi.
Şam
bölgesinden gelmiş olanlar Dimaşk'a varmış olduklarında Muaviye bin Yezid'e
bey'at edilmiş bulunuyordu. Muaviye bin Yezid ise üç ay geçtikten sonra öldü.
O'nun kırk gün hükümdarlık yaptıktan sonra öldüğü de söylenmiştir. O sırada
yaşı yirmi bir yıl ve on sekiz gün kadardı.
Hükümdarlığın
son günlerinde emri üzerine: "Topluca namaza geliniz" diye
seslenilince herkes bir araya gelip toplandı. Muaviye kalkıp Allah'a hamd-ü
sena ettikten sonra şunları söyledi: "Şunu biliniz ki ben sizin işinizi
kaldıramaz bir duruma geldim. Ebu Bekir'in halifelik için aday gösterdiği Ömer
bin Hattab gibi birisini sizin için arayıp bulmak istedim, fakat bulamadım.
Yine aralarından birisini halife seçmek üzere tespit edilen altı kişilik şura
heyeti gibi bir altı kişi daha aradım, onları da bulamadım. İşiniz artık benden
çok size düşüyor, arzu ettiğiniz kişiyi seçebilirsiniz." Daha sonra evine
girdi ve ölünceye kadar kimseye görünmedi.
O'nun
zehirlenerek öldürüldüğü de söylenmiştir. Cenaze namazını Velid bin Utbe bin
Ebi Süfyan kıldırmış, daha sonra aynı gün Taun'a yakalanarak O da ölmüştür.
O'nun ölmediği de söylenmiştir. Muaviye, halife seçilinceye kadar halka Dahhak
bin Kays'ın namaz kıldırmasını emretmiştir. Muaviye'ye: "Yerine bir
başkasını halife göstersen!" denildiyse de kendisi şu cevabı vermişti:
"Ben
bu işin acılığını üzerime almak, tatlısını da Umeyyeoğulları'na bırakmak
istemiyorum. "
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA
YEZİD'İN
ÖLÜMÜNDEN SONRA İBN ZİYAD'IN DURUMU