İBNÜ’L-ESİR el-Kamil fi’t-Tarih

3. CİLT

 

YEZİD BİN MUAVİYE'NİN OĞLU MUAVİYE'YE VE ABDULLAH BİN EZ-ZÜBEYR'E BEY'AT EDİLMESİ

 

HİCRİ 64.YIL

 

Bu sene içerisinde Şam'da Muaviye bin Yezid'e Hicaz'da da Abdullah bin ez-Zübeyr'e halifeliğe getirmek maksadıyla bey'at edilmiştir. Abdullah bin ez-Zübeyr, Husayn bin Numeyr ile yanındaki Şamlı askerlerinden önce Yezid'in ölümünü haber almış bulunuyordu. Tam bu sırada onların İbn ez-Zübeyr üzerindeki muhasaraları daha şiddetli bir hal almıştı. İbn ez-Zübeyr ve Mekkeliler şöyle seslendiler; "Ne diye savaşıyorsunuz? Sizin azgın adamınız ölmüş bulunuyor." Ancak Şamlılar onların dediklerini tasdik etmediler.

 

 

Husayn da Yezid'in ölüm haberini alınca İbn ez-Zübeyr'e haber göndererek şunları söyledi: "Bu gece seninle Ebtah denilen yerde buluşalım." Orada bir araya gelip konuşmağa başladılar. Bu sırada Husayn'ın atı pisledi. Arkasından Harem'in güvercinlerinden bir kaçı gelerek atının pisliğini gagalamaya başlayınca Husayn atını güvercinlerden bir miktar uzaklaştırdı ve: "Atımın Harem'in güvercinlerini öldürmesinden korkuyorum" deyince, İbn ez-Zübeyr O'na şöyle dedi: "Sizler bu kadarından bile sakımyorsunuz, fakat ayın zamanda da Harem'de Müslümanları öldürüyorsunuz." Husayn'ın İbn ez-Zübeyr'e söyledikleri arasında şunlar da vardı: "Sen bu işte daha çok hak sahibisin; haydi -sana bey'at edelim, sonra da bizimle gel, birlikte Şam'a varalım. Benimle birlikte bulunan şu askerler Şam'ın ileri gelenleri ve en iyi süvarileridir. Allah'a yemin ederim, bu konuda iki kişi bile sana muhalefet etmeyecektir. Buna karşılık sen herkese eman vereceksin, aramızda ve seninle Harem halkı arasında dökülen kanları hesaba almayıp karşılıklarını istemeyeceksin." İbn ezZübeyr O'na şu cevabı verdi: "Ben kanları hesaba almamazlık edemem. Allah'a yemin ederim ki onlardan öldürülen her bir kişi karşılığında sizden on kişinin öldürülmesine bile razı değilim." Daha sonra Husayn O'nunla gizlice konuşmağa başladı. Buna karşılık İbn ez-Zübeyr O'na yüksek sesle: "Allah'a yemin ederim, yapmayacağım." diye cevap veriyordu. Bu sefer Husayn O'na şu karşılığı verdi: "Şimdiden sonra akıllı ve zeki kabul edeni Allah kahretsin. Ben senin doğru dürüst görüş sahibi birisi olduğunu zannediyordum. Ben seninle gizli konuşuyorum, sen ise benimle açık ve yüksek sesle konuşuyoı, Ben seni halife olmaya davet ediyorum, sen ise ölmekten ve öldürmekten başka bir şey istemiyorsun." Daha sonra O'ndan ayrıldı, arkadaşlarıyla birlikte Medine tarafına doğru gitti. İbn ez-Zübeyr yaptıklarına pişman oldu ve O'na şöyle bir haber gönderdi: "Şam'a gelmeyeceğim; fakat sizler orada bana bey'at alınız, sizlere eman verecek ve sizin aranızda adaletle hareket edeceğim." Husayn ise şu karşılığı gönderdi: "Bizzat sen gelmedikçe bu işten bir sonuç alınmaz, çünkü orada Ümeyyeoğulları'ndan bu işi isteyen bir takım kimseler vardır. "

 

Daha sonra Husayn Medine üzerine yürüdü. Bu sefer Medine halkı Şamlılara karşı bir çeşit cesaret kazandılar. Öyle ki tek başına kalan her Şamlının atı mutlaka kendisinden alınıyordu. Bu bakımdan Şamlılar dağılmadılar, Medine'deki Ümeyyeoğulları da onlarla birlikte çıkıp Şam'a gittiler. Şayet İbn ezZübeyr onlarla birlikte gitmiş olsaydı, hiç kimse O'na karşı muhalefet etmezdi.

 

Şam bölgesinden gelmiş olanlar Dimaşk'a varmış olduklarında Muaviye bin Yezid'e bey'at edilmiş bulunuyordu. Muaviye bin Yezid ise üç ay geçtikten sonra öldü. O'nun kırk gün hükümdarlık yaptıktan sonra öldüğü de söylenmiştir. O sırada yaşı yirmi bir yıl ve on sekiz gün kadardı.

 

Hükümdarlığın son günlerinde emri üzerine: "Topluca namaza geliniz" diye seslenilince herkes bir araya gelip toplandı. Muaviye kalkıp Allah'a hamd-ü sena ettikten sonra şunları söyledi: "Şunu biliniz ki ben sizin işinizi kaldıramaz bir duruma geldim. Ebu Bekir'in halifelik için aday gösterdiği Ömer bin Hattab gibi birisini sizin için arayıp bulmak istedim, fakat bulamadım. Yine aralarından birisini halife seçmek üzere tespit edilen altı kişilik şura heyeti gibi bir altı kişi daha aradım, onları da bulamadım. İşiniz artık benden çok size düşüyor, arzu ettiğiniz kişiyi seçebilirsiniz." Daha sonra evine girdi ve ölünceye kadar kimseye görünmedi.

 

O'nun zehirlenerek öldürüldüğü de söylenmiştir. Cenaze namazını Velid bin Utbe bin Ebi Süfyan kıldırmış, daha sonra aynı gün Taun'a yakalanarak O da ölmüştür. O'nun ölmediği de söylenmiştir. Muaviye, halife seçilinceye kadar halka Dahhak bin Kays'ın namaz kıldırmasını emretmiştir. Muaviye'ye: "Yerine bir başkasını halife göstersen!" denildiyse de kendisi şu cevabı vermişti:

 

"Ben bu işin acılığını üzerime almak, tatlısını da Umeyyeoğulları'na bırakmak istemiyorum. "

 

BİR SONRAKİ SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA

 

YEZİD'İN ÖLÜMÜNDEN SONRA İBN ZİYAD'IN DURUMU